İzmir'de son 20-30 sene içinde birçok yapının tarihten silindiğini dile getiren Araştırmacı-Yazar Orhan Beşikçi, "İzmir en büyük yangınını 1922 tarihinde geçirdi. Yangında yaklaşık 25 bin ev yok oldu. Basmane bölgesi yangın geçiren bir bölge değil ama bu bölgeyi sevgisizlik ve cehalet yok ediyor. Bu da İzmir için büyük kayıp" dedi.
İzmir'in kültürel dokusunun oluştuğu yerlerden biri olan Basmane, tarihi yapılarıyla kültürel mirasa ev sahipliği yapıyor. İzmir'in tarihinde iz bırakmış insanların yaşadığı konaklar, mülkiyet sorunları, denetimsizlik, amaç dışı uygulamalar nedeniyle yıkılarak ya da yanarak yok oluyor. İzmir'in en eski yerleşim yerlerinden biri olan Basmane'deki tarihi yapıların durumunu değerlendiren Araştırmacı-Yazar Orhan Beşikçi, tarihi yapıların acilen korunması gerektiğine dikkat çekti. Oteller sokağı olarak bilinen, eski adıyla Dibek Sokak'ta önemli tarihi yapıların bulunduğunu ifade eden Beşikçi, "İzmir mimarisinin en güzel yapılarını bu sokakta görebiliyoruz. 2005 yılında yapılan çalışmalar sonrasında sokak, tarihi kentler birliğinden kentsel dönüşüm ödülü kazanmıştı. Fakat daha sonra yeniden çöküşe geçti. Sokağın hemen girişinde sağ tarafta bulunan bina, Uşakizade ailesine ait. Bina, Uşakizade Latife Hanım'ın babası, İzmir Belediye Başkanlığı yapmış Muammer Bey'in doğduğu konak. Daha sonra bu konak otel olarak kullanıldı ama zaman içerisinde yıprandı ve çöküş dönemi yaşadı. Şu an atıl durumda. Bu binanın acilen restore edilip, koruma altına alınması lazım. Bina, 1850'li yıllarda inşa edilmiş" ifadelerini kullandı.
'TESCİLLİ YAPILARIN KORUNMASI GEREKİYOR'
Geçtiğimiz günlerde Basmane'de İzmir eski Müftüsü Rahmetullah Efendi'nin evinin yandığını hatırlatan Beşikçi, "Korunması gereken çok özel bir binaydı. Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan destek almıştı. Binanın korunması ile ilgili çok uyarılarda bulunduk ama maalesef o da yangına yenik düştü. Zaten İzmir, yakın tarihinde yangınlar, depremler, sel felaketleri gibi nedenlerle birçok yapısını kaybetti" dedi. Mustafa Kemal Atatürk'ün yakın çalışma arkadaşı Sümerbank'ın kurucusu 1899 doğumlu Nurullah Esat Sümer'in de Oteller Sokağı'nda dünyaya geldiğini belirten Beşikçi, "Evliyazade ailesinin bir dönem yaşamış olduğu konak, ailenin inşa ettiği Evliyazade Camii de bu sokakta. Bu tür yapıların depo, atölye gibi amaç dışı kullanılması, içinde çok kalabalık yaşanması gibi birçok nedenle bu yapıları maalesef kaybediyoruz. Bu tescilli yapıların korunması gerekiyor. Bu koruma sadece kamunun yapacağı iş değil. Sahiplerinin de ilgi göstermesi gerekiyor" açıklamalarında bulundu. İç sokaklarda bulunan eski İzmir mimarisinin çelik perdeler ile örüldüğünü dile getiren Beşikçi, "Bu çelik perdeler korumanın bir parçası olarak görüyor ama değil. Çelik perdeleri yırtarak içeriye giren insanlar binaların bütün madeni aksesuarlarını sökebiliyorlar. Eski İzmir evlerinin çoğunun kapısı ve penceresi yok. Aslında yaşatılması gereken önemli yapılar. Evlerin cumbaları, avluları, kapıları, pencereleri özel olarak tasarlanmış. Bunları kaybediyoruz" dedi.
'KENT ESTETİĞİ AÇISINDAN SON DERECE ÇİRKİN BİR GÖRÜNTÜYE NEDEN OLUYOR'
Akıncı mahallesi, eski adıyla Fettah Mahallesi olan sokakta da çok önemli yapılar olduğunu aktaran Beşikçi, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu yapılardan bir tanesi, belediye tarafından restore edilip Kadın Müzesi haline getirildi. Ama onun hemen karşısındaki konak, yakın zamanda yandı. Kapıları ve pencereleri demir perdelerle kapatılmasına rağmen binalara insanlar girebiliyor. Isınmak için yaktıkları ateş nedeniyle binalar yanıyor. Çare olarak pencere ve kapıların duvarla örülmesi söz konusu oluyor. Böylesine tarihi bir semtte tarihi yapıların kapılarının ve pencerelerinin duvarla örülmesi ve çelik perdelerin yapılması, kent estetiği açısından son derece çirkin bir görüntüye neden oluyor. Bu yapıların arkasında Can Palas olarak bilinen 20'nci yüzyılın başında inşa edilmiş şimdiki adıyla Emniyet Oteli, uzun yıllardan beri atıl durumda. Şimdi İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alındı ve restore edilecek. Buradaki yapılara örnek olması açısından önemli."
'İZMİR'DE SON 20-30 SENE İÇİNDE BİRÇOK YAPI TARİHTEN SİLİNDİ'
Mülkiyet konusundaki sıkıntılar ve mirasçıların anlaşmazlıklarının binalara restorasyon yapılmasını engellediğini belirten Beşikçi, "İzmir'de son 20-30 sene içinde birçok yapı tarihten silindi. İzmir en büyük yangınını 1922 tarihinde geçirdi. Yangında yaklaşık 25 bin ev yok oldu. Bu bölge yangın geçiren bir bölge değil ama bu bölgeyi sevgisizlik ve cehaletle yok ediyoruz. Bu da İzmir için büyük kayıp" dedi. Anafartalar Caddesi'nden girilen eski adı Tekke olan 1297. Sokak'ta bulunan beyaz duvarın, Kömürcü Han'dan kalma olduğunu dile getiren Beşikçi, "Kömürcü Han maalesef yıkıldı ve sadece duvarları kaldı. Sokaktaki çelik perdeli evin çıkmazında ünlü piyanist, radyo sanatçısı Mümtaz Uygun yaşamıştı. Bir zamanlar bu sokağa girenler piyano seslerini duyabiliyorlardı. Yine Altınordu Spor Kulübü'nün basketbol takımında oynamış, 2,15 metre boyuyla 'Balkanların en uzun basketbolcusu' olarak adlandıran Hüseyin Alp'in yaşadığı binanın olduğu bir sokak. Yine Mısri Dergahı, Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde adı geçen Fettah Camisi de bu sokakta. Korunması ve yaşatılması gereken bir sokak. Gerekli özen bir zamanlar gösterildi ama şimdi maalesef bir terk edilmiştik var. Sokaklarda terk edilmişliğin verdiği boşluğu ve harabiyeti görebiliyoruz" diye konuştu.