Tarihi ve doğal güzellikleri başta olmak üzere temiz havası, sakin ortamı, verimli tarım arazileri ve denize kıyısı olan İzmir'in şirin ilçelerinden Urla'da, son yıllarda artan çarpık yapılaşma tarım alanlarını tehdit eder boyutlara geldi. Özellikle Türkiye'de 2020 yılı Mart ayında kendisini gösteren Kovid 19 salgını, sonrasında Ekim ayındaki 6.6 büyüklüğündeki İzmir depremi, pek çok insanı müstakil veya villa tipi bahçeli evlere yönlendirmeye başladı.
TOPRAK BETONA DÖNDÜ
Şehir hayatından kırsal mahallelere başlayan göç hem arazi fiyatlarını arttırdı, hem tarım alanlarındaki talanları beraberinde getirdi. Urla'da yıllar önce imara açılan tarım alanlarında bundan 20-25 yıl önce tarım yapıldığına dikkat çeken Urla Ziraat Odası Başkanı Muharrem Uslucan, her yıl üretimden çekilen çiftçi sayısının azaldığının altını çizdi. Urla'nın çocukluk yıllarında Çorumluların, Denizli Tavaslıların küçük Almanya'sı olduğunu, Urla'nın verimli topraklarında yetişen hiçbir ürünün aromasının başka hiçbir yerde bulunmadığını anlatan Uslucan, "Fakat biz bu toprakları imara açtık. Bazıları açmadan yapıldı. Her taraf villa oldu, site oldu. Bu güzelim topraklar, verimli topraklar beton yığınına döndü" diye konuştu.
GENÇLER TOPRAĞA KÜSTÜ
İlçeye bağlı Kekliktepe, Kalabak, İçmeler ve Kuşçular mahallelerindeki tarım arazilerine 20-25 yıl önce tütün, bamya gibi birçok ürün ektiklerini ifade eden Uslucan, "Urla'da 1987 yılında yem bayiliği yaparken sadece kendim 4-5 kamyon buğday ve yulafı Urla'dan Karadeniz Bölgesi'ne götürürdüm. Şimdi ekim yapılmadığı için tarım ürünleri dışarıdan Urla'ya geliyor" diye konuştu.
BAKANLIKTAN HAMLE
Gençlerimizi toprakla küstürdük. Çiftçilikte yaş ortalaması 56 zaten. Bu yıl yüzde 60 eksik lahana, karnabahar fidanı satılmış. Bu ne demek biliyor musunuz? Üreticiyi bu kadar sahipsiz bırakmak yanlış bir şey. Tüketen değil, üreten toplum olmak zorundayız. 6 yıl önce bin 300 dönüm Sakız Enginarımız vardı burada, düşe düşe 700-800 dönümlere düştü. Her geçen de daralıyor. Şimdilerde arazilere sebze değil, villa dikiyoruz" ifadelerini kullandı. Tarım ve Orman Bakanlığı'nca mülkiyeti gerçek ve tüzel kişilere ait ve üst üste iki yıl süreyle işlenmeyen tarım arazilerinin tarımsal amaçlı kullanım için kiralanması konusunu da değerlendiren Uslucan, "Genel olarak çok yerinde bir karar ama burada adam yatırım amaçlı almış arazisini. Diyelim 1 yıllığına arazini 20 bin liraya icar yapalım (tarla kiralama sözleşmesi) diyoruz ama adam '20 bin lira için seninle mi uğraşacağım? Boş kalsın' diyerek bu teklifi reddediyor. Fakat boş kalan toprakların işlenmesi çok yerinde bir karar. Özellikle bizim Urla'nın toprakları çok verimli. Burada çok acele bir şekilde Avrupa'daki gibi planlı üretime geçilmesini de ümit ediyoruz" dedi.