Kordon’un bariyerleri Avrupa’nın gerisinde
Alsancak'ta deniztaşmasına karşı Büyükşehir tarafından yapılan beton bariyerleri değerlendiren Prof. Dr. Hasan Kalyoncu, "Bariyerler Kordon'a değil deniz üzerine yapılmalı. Hollanda, İngiltere ve Avrupa'nın diğer ülkelerinde uygulandı. Fayda da sağladı. İzmir'deki versiyona harcanan para boşa gitmiştir" dedi.
- İzmir
- Ercan Akgün
- Giriş Tarihi: 02 Kasım 2024
27. Dönem MHP İzmir Milletvekili ve Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi, hidrobiyolog ve sosyolog Prof. Dr. Hasan Kalyoncu, kış aylarında olumsuz hava şartlarında yaşanan deniz taşmalarına karşı Alsancak Kordon'da İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından yapılan beton bariyer çalışmalarının kalıcı değil geçici bir çözüm olduğunu ifade etti.
ALAN ZAMANLA ÇÖKECEK
Konunun aceleye getirildiğini, planlı, programlı şekilde yapılması gerektiğine değinen Prof. Dr. Hasan Kalyoncu, "Bilimsel çalışmalara göre dünyanın her yerinde dolgu alanlarının zamanla çöktüğü, deniz seviyesinin de yükseldiği tespit edilmiştir. İzmir'de bu durum daha da hızlı yaşanıyor. Birleşmiş Milletler'in açıkladığı raporda en iyi senaryoyla deniz seviyesinin 2100 yılında 1 metre yükseleceği belirtiliyor. Sera gazı salınımı bu hızla devam ederse, yükselmenin 2,5-3 metrelere kadar çıkabileceği söyleniyor. Kordon'da denizin 3 metreye kadar yükselmesi demek, suyun zemin katlardaki bütün iş yerlerinin içine girmesi demek" diye konuştu.
İZMİRLİ DENİZİ GÖRMÜYOR
Fırtınalı havalarda daha da büyük su basmaları yaşanacağını söyleyen Kalyoncu, "Fırtına seviyelerinde ve şiddetlerinde de artış olduğunu haberlerde sürekli görüyoruz. 1. Kordon'da bu durumları önlemek için bu beton duvarların koyulması çok da bir şey ifade etmiyor. Yapılanlar geçici bir önlem almaktır. Uzun vadede çözümler sunulmalı" yorumunda bulundu. Bu uygulamanın aynı zamanda 1. Kordon'un güzelliğini ortadan kaldıracağını ve Kordon'un bir anlamının kalmayacağını belirten Kalyoncu, "Vatandaş baktığı zaman denizi tam olarak göremeyecek. Konulan betonlar şehrin görüntüsünü, estetiğini bozuyor. Bariyer sisteminin karada değil körfez içerisinde, denizin üstünde olması gerekir. İleriki dönemlerde İzmir'i kurtarabilecek bir çalışma anca bu şekilde olabilir" dedi.
AVRUPA'DA ÖRNEKLERİ VAR
Deniz üstünde inşa edilen duvarların daha önce Londra, Hollanda ve Amerika'da uygulandığını ve faydalı olduğunu belirten Kalyoncu, "Bilimsel olarak üzerinde çalışma yapılmalı. İBB'nin gerçekleştirdiği bu faaliyetler sadece 1. Kordon'u korumak için tek başına yeterli olmaz. Diyelim Alsancak'ı korudunuz; denize kıyısı olan Karşıyaka, Bostanlı, Göztepe, Bayraklı, İnciraltı ve Güzelbahçe'yi ne yapacaksınız? Hepsi büyük problem. Şu an boşa para harcanıyor. Denizin üzerine yapılacak bariyerlerin büyük bir maliyet çıkaracağı düşünülse de suların yükselerek kıyı kesimlerdeki yapılara, işletmelere ve yaşam alanlarına vereceği zarar çok daha büyük maliyetler doğuracaktır. İleriki dönemde bu önemli bir sorun oluşturur" ifadelerini kullandı. Kalyoncu, "Bir başka yanlışlık da beton bariyerlerin önüne yeşillikler dikilmiş olması. Bu da boşa harcanmış bir para. Bu bitkiler denizin tuzlu suyuna maruz kaldığı zaman hiçbirinin yaşama şansı yok. Hepsi ölüp kuruyacak. Kısa süreliğine göz boyamaktan başka bir şey değil" eleştirisini yaptı.
TÜM KIYILARA YAPILMADI
Bariyerlerin arkasına belirli bir seviyede eğimli olacak şekilde doldurulacak toprak zeminden de söz eden Hasan Kalyoncu, "O toprak zeminin, deniz suyu ile karşılaştığı zaman ne olacağının da planlanması gerekiyor. Bariyerin arkasına su geçtiği zaman sürekli olarak o toprağı düzeltmekle mi uğraşacaklar? Kış geliyor. Neler olacağını ilk fırtınada göreceğiz. Eğer bariyerlerin arkasında su birikirse, onların tekrar denize geri akabilmesi için akış kanalları yapılmadığını da gördüm. İnsanların geçebilmesi için betonlar arasında 100 metre aralıklarla boşluk bırakılmış. Deniz suyunun karaya geçişini engellemek istiyorlar fakat boşluklardan içeriye girecek olan suyu ne yapacaklar acaba? Enteresan bir proje. Madem ki işe yarayacağı düşünüldü, o zaman İzmir'in tamamına bunun yapılması gerek. Tüm kıyı şeritlerini beton bloklarla kapatmaları lazım" açıklamasını yaptı.
"BUNLAR GEÇİCİ ÇÖZÜMLER"
Alsancak Limanı'ndan başlayarak Cumhuriyet Meydanı'na kadar yapılacak olan ve 180 günde bitirilmesi planlanan beton bariyerlerin yüksekliği 90 cm. Denizin karayla olan mesafesi ise ortalama 1,5 metre. Yetkililer, eğer deniz kabarması 3 metreyi aşarsa afet sınıfına girdiği için ona yapılabilecek bir şeyin olmadığını, bu çalışmaların da geçici çözümler olduğunu dile getiriyor.
MAESLANT BARİYERİ
Hollanda'daki Maeslant Bariyeri, gelgit dalgasının tüm yükünü üzerine alıyor. Bu, Hollanda sakinlerini su baskınlarından korumaya yardımcı olyor. Maeslant Bariyeri, NAP'ın 3 metre üzerindeki su seviyesinde otomatik olarak kapanacak şekilde programlandı.
OOSTERSCHELDEKERİNG BARİYERİ
Yine Hollanda'da bulunan yaklaşık 8 kilometre uzunluğundaki Oosterscheldekering bariyeri de, 1953'teki Kuzey Denizi Taşkını'ndan sonra Zeeland bölgesini denizden korumak için inşa edildi. Benzersiz ve uluslararası alanda beğeni toplayan bir taşkın koruma projesi olarak görülüyor.
THAMES BARİYERİ
İngiltere'nin başkenti Londra'daki Thames Bariyeri, Hollanda'daki Oosterscheldekering Bariyeri'nden sonra dünyanın ikinci büyük taşkın savunma yapısı. Thames Bariyeri de gelgit taşkınlarına karşı koruma sağlıyor. Bariyer, nehrin karşı kıyısına doğru 520 metre boyunca uzanan, 20 metre yüksekliğinde çelik kapılardan oluşuyor.