İzmir Balçova'da bulunan Çakalburnu Lagünü, deniz marullarının istilasına uğradı. Özellikle yaz aylalarında hava sıcaklığının artması ve deniz suyundaki kirliliğe bağlı olarak kendisini gösteren 'Deniz marulu' adı verilen yosunlar Ocak ayında lagünü yeşile bürüdü. Manzarayı görenler, körfez değil adeta marul tarlası yorumunu yaptı.
İzmir'de yaşanan Körfez kirliliği ve balık ölümlerinin ardından, şimdi de lagünde sayısı artan deniz marulları çevreyi kirletiyor.
'DENİZ KİRLİLİĞE DOYDU'
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, deniz marulu artışının körfezdeki kirliliğin doygunluk seviyesine ulaştığının en büyük göstergesi olduğunu söyledi.
İzmir Körfezi'ni besleyen ancak betonlaştırılan dere yatakları ve arıtmalarını çalıştırmayan fabrikalar yüzünden iç körfezi aşırı derecede kirlettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yaşar, "Körfez akıntısında sorun yok ancak denize kirli su verildiği sürece ortamdaki kirlilik temizlenmiyor" dedi. Deniz marulu, geçen yıl Karşıyaka'daki Bostanlı kıyılarında ve İnciraltı Çakalburnu Lagünü'nde görülmüştü.
'TESİS KAPASİTESİ YETERSİZ'
Prof. Dr. Doğan Yaşar körfezdeki kirlilik seviyesinin doygunluğa ulaştığının altını çizerek, "Sıcaklık arttığı anda deniz marulları yine coştu. Çünkü deniz kirliliğe çok doygun. Marmara'daki müsija sorunu ile ilgili hazırlanan eylem planında 169 civarında ileri biyolojik arıtma tesisi yapılması gerekiyordu ancak şimdiye kadar 42 tanesi yapılmış. Ama İzmir'de arıtma tesisleri var çalıştırılmıyor" diye konuştu. Prof. Dr. Yaşar, Büyükşehir Belediyesi'ne ait Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi'nin orta ve uzun vadede kapasitesinin yetersiz kaldığını, hatta evsel atıkları yeterince arıtmadan iç körfeze verip denizi kirlettiği için milyonlarca liralık ceza yazıldığını, Narlıdere'deki Atıksu Arıtma Tesisi'nde de bir sorun olduğunu ancak kamuoyu ile detaylı bilgi paylaşılmadığını ifade etti.
İzmir Körfezi'nin balık açısından birçok çeşitliliği olan, ülkenin en verimli ve ekonomik açıdan değeri yüksek olan önemli bir körfez olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yaşar, "2010'dan önce deniz marulu hiç görmemiştik. 2012'de, ardından da 2013 yılından sonra mayıs aylarında deniz marulunu görmeye başladık. Sonra biraz daha sıklaştı. Şimdi maalesef yılın 12 ayında da görüyoruz ki; bu son derece tehlikeli bir durum. Çakalburnu Lagünü kuş cennetinden farksız ancak buralarda artık bir an önce bilimsel olarak çalışılması ya da bir çalıştay düzenlenip, buraların kurtarılması gerekiyor. Ekosistemi, yaşamı kurtarmamız gerekiyor. Ancak görüldüğü gibi Ocak ayında bile lagün yeşermiş" ifadelerini kullandı.
'ARITMALAR ÇALIŞMIYOR'
YURTDIŞINDA arıtmadan çıkan ve 'Gri suyu' olarak adlandırılan arıtılmış suyun tarımsal alanlarda kullanıldığını ancak ülkemizde ve Ege'de bu suyun denize verildiğini de hatırlatan Prof. Dr. Yaşar, "Bizim iç körfezi kirleten; fabrikalar ve betonlaştırılarak toprakla olan bağı koparılan dere yatakları. Körfezde güzel bir akıntı sistemi var. Biz yıllar önce orada çalışma yaptık. Akıntıda sorun yok ancak denize sürekli olarak kirli su veriliyor. Büyük Kanal Projesi kapsamında 40 yıl önce yapılan boruların arıza yapıyor. Bunun arıza yapacağı belli ancak bununla ilgili de çalıştay yapalım, yeni yerler bulalım dedik ama bir şey yapılmadı. Büyükşehir Çevre Bakanlığı'ndan denetleme yetkisi istedik verilmedi diyor. Çevre Bakanlığı denetlemeyi yapacak, Büyükşehir'in görevi ise arıtmaların düzgün çalıştırılıp çalıştırılmadığını tespit etmek. Büyükşehir 20-30 tane çevre mühendisini istihdam edip bütün fabrikalardan 7/24 örnek alıp bunu bakanlığa bildirmekle mükellef" dedi.