İzmir İtalya Konsolosluğu'nda tam 44 yıl boyunca aralıksız görev yapan ve bu süre zarfında 11 konsolos ile çalışan Livio Angelisanti, çok sevdiği İzmir'e ailesiyle birlikte yerleşme kararı aldı. Angelisanti, özellikle zengin mutfağı, ot ve sebzelere dayalı mezeleri, meşhur köftesi ve çipurası ile insanın iştahını sürekli dürten lezzetlere sahip İzmir'i çok sevdiğini söylüyor.
'HER GÜN MUTLAKA YENİ ASIR OKUYORUM'
İzmir'de 28 yıl önce kedisi kaybolduğunda haber yaparak bulunmasını sağlayan gazetemize minnettar olduğunu belirten ve iyi düzeyde Türkçe bilen Livio Angelisanti, "Bu kentten haber almak için her gün mutlaka Yeni Asır okuyorum" dedi.
'KONAK'I ÇOK SEVİYORUM'
"Artık ben bir Izmirliyim. Hayatımın büyük ve en önemli yıllarımı bu kentte geçirdim. En çok sevdiğim semtlerin başında sürekli oturduğum Konak Alsancak geliyor" diyen İtalyan Konsolos Yardımcılığı görevinden emekli olarak sivil hayata adapte olmaya çalışan Livio Angelisanti kendini şöyle anlattı: " Ben 1958 doğumluyum. İtalya'nın Trieste Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunuyum. 1981 yılı Ağustos ayında İzmir Italya Konsolosluğu'nda göreve başladım. Bugün yaklaşık 44 yıl devletimin hizmetinde çalıştıktan sonra yaş haddinden dolayı emekliye ayrıldım. Çalışma hayatım sırasında bazıları artık emekli olan 11 konsolos ile birlikte çalıptım. 2002 yılında eşimle İzmir'de güzel bir hayat kurmamız nedeniyle burada kalmayı kararlaştırdık."
Diplomat Angelisanti sık sık İzmir'deki etkiliklere katılıyor.
ÇOK ÖZEL BİR YERİ VAR
İzmir'in insanın iştahını sürekli dürten lezzetlere sahip özel bir kent olduğunu belirten Angelisanti "Hayatımın büyük ve en önemli yıllarımı bu kentte geçirdim. 1981 yılında İzmir'e taşındığım zaman nüfus 1 milyon bile değildi, yıllar içerisinde 4-5 katına ulaştı, silueti değişti. Bayraklı gibi semtler gökdelenlerle dolup taşıyor. O yıllarda Alsancak bir sayfiye yerine benziyordu. Sonraları Gündoğdu Meydanı'na yakın birinci kordonda 7. katta bir apartmana taşındık. O yıllarda birinci kordon dar bir caddeydi ve evin balkonunda oturduğumuzda sanki bir gemi güvertesindeymiş hissi veriyordu. Özellikle ilkbahar ve yaz aylarında körfezin günbatımı sırasındaki çarpıcı renkleriyle bezenmiş olağanüstü manzarasına eşimle birlikte hayranlıkla bakar dururduk. Aslında bu konumda yaşamamız bizi biraz tembelliğe itiyordu. Zaman zaman Kordon'da gezintiler yapmıyor değildik ve yorulduğumuzda da faytona biner dönerdik" diye konuştu.
Tecrübeli İtalyan diplomat ve eşi İzmir'de yaşamaktan mutlu olduklarını söyledi.
'ŞÖVALYELİK LİYAKAT NİŞANINA LAYIK GÖRÜLDÜM'
ANGELİSANTİ, "Ve eğer imkanım olsaydı tekrar baştan başlardım zira göreve yaklaşımımı her zaman bir "hayat tarzı" ve bir "misyon" olarak benimsedim. Ve galiba bu yaklaşımım sayesinde 2010 yılında Cumhurbaşkanımız Giorgio Napolitano tarafından Şövalyelik liyakat nişanına layık görüldüm. Geçen sene ise son olarak İzmir'deki İtalyan Ticaret ve Sanayi Odası'nın kurulmasında geçen emeğim nedeniyle ödüllendirildim" dedi.
SANATÇI KİMLİĞİ SÜRÜYOR
DİĞER yandan ise ilk zamanlar büyük tereddütlerimin olduğu fakat dostlarımın ve sanatçı çevrelerin desteğiyle atıldığım ve halen sürdürdüğüm müzik hayatıma da devam edeceğim diyen Angelisanti, "Yaklaşık 35 sene önce eğitimine başladığım ve tenor olarak geliştirdiğim şan sanatı sayesinde Türkiye ve İtalya'nın yanısıra çeşitli ülkelerde de konserler verdim. En son konserimi Türk-Amerikan Derneği salonunda Yeni Yıl konseri olarak verdim" dedi.