Atv ekranlarında yayınlanan Esra Erol'da programıyla adından sıkça söz ettiren başarılı sunucu, geçtiğimiz haftalarda genç bir kıza yardımcı olmak için verdiği mücadeleyle dikkat çekti. Programda ebeveynlere çocuklarına sahip çıkmaları için nasihatlerde bulundu. Birçok kişi Erol'un sözlerine destek oldu. Ancak bazı sosyal medya kullanıcıları konuşmayı farklı yönlere çekmeye çalıştı. Ünlü sunucu Esra Erol, Günaydın'a özel çok samimi açıklamalarda bulundu.
Reyting listelerinde hep üst sıralardasınız. Prime time'daki dizileri geçiyorsunuz. Çıtayı bu kadar yükseltmek sizi zorluyor mu?
Yaptığım işe çıtayı yükseltmek olarak bakmıyorum. İşimi iyi yapmak dışında bir hedefim yok. Bu iyinin içerisine sadece izlenme oranını da koymuyorum, bir meseleyi çözüme ulaştırabilmeyi en başa koyuyorum. Niyetiniz iyi ve kucaklayıcı olunca izleyici de sağ olsun karşılıksız bırakmıyor. Biz sezona iyi iş yapmayı hedefleyerek başladık. Bu da bizi çoğunlukla ilk 5'e yerleştirdi. Ama önemli olan sıralama değil, içerik. Bir de şu var, başarılı insanları, onları ayaklarından tutup geriye çekmeye çalışanlardan kurtarabilsek pek çok alanda dünya çapında insanlarımız olduğunu da göreceğiz.
ANNE ESRA'NIN TAVRIYLA YAKLAŞTIM
Esra Erol'da programını diğerlerinden ayıran nedir?
Gündüz kuşağında yer alan, sorunları olan insanlarımıza odaklanan programların hepsini aynı sepete koyup reality şov olarak tanımlıyorlar. Benim programım bir reality şov değil, insanların sorunlarını köpürtüp ilgi çekmek gibi bir hedefimiz yok. Ben bir uzlaşı programı yapıyorum. Trajedilerden beslenen değil, trajediye giden olayları çözümleyen bir uzlaşı programı yapıyorum. Bizim için önemli olan, çözülemeyeceğini düşündüğü sorunlarıyla bize gelen konuklarımızı evlerine mutlu bir şekilde göndermek. Nefes aldıkça umudun hep var olduğunu göstermek. Esra Erol'da bir uzlaşı, bir aile içi iletişime dayalı çözümler programı.
Gençlere örnek olmaya ve ebeveynlere yol göstermeye çalışıyorsunuz. Geçtiğimiz günlerdeki bir programınızda bir genç kıza yardımcı olmak için seferber oldunuz. Programda da muazzam bir konuşma yaptınız. Ancak bir kesim bunu farklı yerlere çekmeye çalıştı. Bu konuda ne diyeceksiniz?
Programda yer alan çocukları kendi çocuklarım gibi görüyorum. Oradaki programcı Esra'nın değil, anne Esra'nın tavrıydı. Evli bir adamın ikinci eşi olmak için evinden kaçan 18 yaşındaki bir kız çocuğuna ve onun ötesinde herkese 'Kız çocuklarınızı birini bulup evlenmek için değil eğitim görüp kendi ayakları üzerinde durmaları için yetiştirin' dedim, demeye de devam ediyorum. Ama maalesef sosyal medya körün fili tuttuğu yerden tarif etmesine benzeyen bir yer. Konunun başını sonunu bilmeden, çoğu zaman konuyu bile izlemeden yorum yapan bir güruh var orada. Bence sosyal medyanın insanlığa yaptığı en büyük kötülük, konuyu bağlamından koparması. Kızımız kendi rızasıyla yayına geldi, yayın öncesi "Yüzümü göstermeyin" gibi bir talepte bulunmadı. Kameralar önünde ve ailesini görmek istememesinden kaynaklı tavırla yüzümü göstermeyin dediği anda önlemimizi aldık. Siz kendinizi o kızın anne ve babasının yerine koyun. Beni daha iyi anlayacaksınız.
Anne olduğunuz için özellikle gençlerle ilgili konularda ekstra hassas davranıyorsunuz. Programınızda yaşananlardan sonra evinize gittiğinizde bunları düşünüp üzülüyor musunuz?
Seyircinin 2 saat 25 dakika izlediği durumları ben o konu çözülünceye kadar, mağdur olan taraf benmişim ya da benim bir yakınımmış gibi yaşıyorum. Sadece evimin içinde, çocuklarım ortalıktayken unutuyorum.
SOSYAL MEDYA MAYINLI ARAZİ GİBİ
Eleştiri kavramı sizin için ne demektir?
Eleştiriye açığım. Oradaki tüm mesele eleştiriyi yapanın ne kadar değerli olduğuyla ilgili. Eleştirdiği konuda kendisi eylem olarak, fikir olarak ne yapmış ona bakarım. Bir de eleştiri bağlamında sosyal medyayı doğru yere koymak lazım. Orası doğruları ve yanlışları belirleyen bir ortam değil ki, öyle olduğunu düşünürseniz bu toplum için büyük tehlike olur. Sosyal medya bir tür boş zaman uğraşı.
Size yapılan eleştirilere üzülür müsünüz?
Beni sadece benim değer verdiklerim üzebilir. Can sıkan şey kişiler değil, kişilerdeki çelişkiler. Mesela, evli adamın ikinci eşi olmayı seçen, kandırılan 18 yaşındaki kıza tavır koyduğum programda, aile içi istismar konusu vardı. Engelli bir kız çocuğu dayısı tarafından kaçırılıyor ve istismar ediliyor. Bu konuyu gündeme taşıdım, kurumlara bizzat şikâyette bulunduk. Sosyal medyada kahramanlık rolü oynayanlardan birisi bile bu konuyu gündeme taşımadı. Çünkü o engelli kız kameralar önünde çığlık atmadı. İşte ben bu tavrı ikiyüzlüce buluyorum. Bu örnek bile sosyal medyada ahkam kesen bir kesimin toplumsal sorunlarla ilgili gerçek bir bilince sahip olmadıklarını gösteriyor.
Televizyondaki programların sosyal medyaya yansımaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sosyal medyayı programımda mayınlı araziye benzetiyorum. Orada çok dolaşırsanız, bir şekilde patlıyor. Moda tabirle metaverse gibi düşünün. İçindeyken varsın, dışındayken yoksun. Telefon ya da bilgisayar klavyesi gördüğünde cüceler dev, dilenciler kral oluyor.
SADECE KENDİMLE YARIŞIYORUM
Bu kadar başarıdan sonra artık kendinizle yarışıyorsunuz diyebilir miyiz?
Her zaman kendimle yarıştım, yarışıyorum. Rekabetim kendi içimde oldu hep. Koştuğum kulvarda sağımda, solumda, arkamda kim var diye bakmam, hep ileriye bakarım. Bence başarının formülü de bu. Başarı başkalarıyla ilgili değil, insanın kendisiyle ilgili bir durum.
Esra Erol markasının anketlerdeki güvenilirliği tartışmasız. Peki bu size nasıl bir sorumluluk yüklüyor?
O kadar çok ki. Ama hepsinin tepesine topluma faydalı olma sorumluluğunu koyuyorum. Programımda bireysel gibi görünen hiçbir mesele bireysel değil, toplumsal doku altından bir parça. Program süresince başta sosyal medya, aile içi iletişim, çocukların eğitimi gibi önemli konuların altını çizmeye çalışıyorum. Çünkü en büyük yaralarımız oralarda. Çoğu konuğum yaşadığı sorunda yalnız olduğunu ve çaresiz kaldığını düşünüyor. Bu düşünce de daha büyük yanlışların önünü açıyor. O nedenle de programın ana sloganlarından biri 'Yalnız değilsiniz'. Bu slogan onlara umut oldu.
PROGRAMA KATILANLAR KONUŞTU
"HAYATIMI DEĞİŞTİRDİ"
CEYLAN ALKAN: (Eşi, karnındaki bebeğin babası olmadığını söyleyip evi terk ettiği için programa katıldı. DNA testi ile çocuğunun babasının eşi olduğu ortaya çıkarıldı. Ceylan ve çocuklarına yeni bir hayat kuruldu) "Hayatımda ilk defa birisi benim için çabaladı ve bana her şey oldu. Esra Erol hayatımda çok şey değiştirdi ona olan sevgimi anlatmaya kelimeler yetmez."
"ANNEMİ KURTARDI"
ARZU ÖZEN: (Kimseye haber vermeden evlenmek için kaçan annesini, çıkarcı bir adamdan kurtarmak için programa başvurdu) "Benim için son çare, atabileceğim son adım Esra Erol'da'ydı. Esra Abla'nın 'Ben hep yanınızdayım, yalnız değilsiniz' demesi bana güç verdi. Annem gelene kadar her gün çıkıp sesimi duyurmama yardımcı oldu. Çok şükür annemi kurtardılar."
"BİZE SAHİP ÇIKTI"
NECATİ GÜNGÜL: (Çocuk Esirgeme Kurumu'nda yetişen Necati, kardeşlerini aramak için programa katıldı) "Esra ablam bize sahip çıkan bir anne, abla şefkatiyle davrandı. Önce erkek kardeşimi buldu. Söz verdiği gibi ablamı da buldu fakat ablam artık hayatta değildi. Esra Abla ben programdan ayrılınca bile psikolojik tedavi desteğimi sağladı. Allah onun yüzünü hep güldürsün."
"KIZIMA KAVUŞTURDU"
FATMA-MURAT ALANAY:(Melike, evli ve 4 çocuklu bir adamın yanına kaçmıştı. Programda kaçtığı adamın gerçek yüzünü görüp ailesinin yanına döndü) "Kızımız Melike'yi evli ve çocuklu bir şahıs kaçırmıştı. Kızımıza ulaşmaya çalıştık fakat adam onu bize göstermiyordu. Çareyi Esra Erol'a başvurmakta bulduk. Esra Erol sayesinde kızımıza kavuştuk. İyi ki var, iyi ki bizlerin yardımcısı oluyor."
"SICAK YUVA VERDİ"
KÜBRA ATAR: (Hamileyken eşi tarafından terkedilen ve aldatıldığını öğrenen Kübra, programa başvurdu. Kübra için yeni bir hayat kuruldu) "Hamileydim ve eşimden 5 aydır haber alamıyordum. Esra abla bana destek oldu. Bana ev kurdu, doğumumda destek oldu. Şu an çocuklarımla sıcak yuvada oturuyorsam Esra Erol sayesinde. Onu çok seviyorum, kızımın adını Esra koydum."