Türk Sanat Müziği'nin usta ismi Gönül Yazar, Sabah Gazetesi'nden Tuba Kalçık'a çok özel açıklamalarda bulundu. "Film gibi bir hayat yaşadım" diyen Yazar, sağlık durumu hakkında da açıklamalar yaptı.
Genç yaşınızda sahneye çıktınız. Çok zorluk yaşadınız mı?
Basamakları tek tek çalışarak çıktım. Çok emek verdim sanatım için. Ankara Radyosu'nun ardından 16 yaşımda İstanbul'a geldim. Yaşım küçük olduğu için assolist altı olarak çıkıyordum sahneye. Zeki Müren, Müzeyyen Senar, Hamiyet Yüceses gibi isimlerle çalıştım. Daha sonra da assolist oldum. Bakın saydığım bu isimler yaşarken assolist olarak çıktım, yani onlar vefat ettiği ve yerleri boşaldığı için değil. Bu çok önemli bir nokta. Zeki Müren ile karşılıklı gazinolarda bile çalıştık. Zeki Müren gibi bir sanatçının karşısında ben de gazinoyu dolduruyordum. Zeki Müren ile rekabetimiz olmadı ama hiç. O beni çok severdi, çok gezerdik birlikte. Sanat yaşamımda ben hep kendimle yarıştım. Kimseyi kıskanmadım, zaten yapım buna müsait değil. Şimdi de teklifler geliyor sahne için ama artık bıraktım sahneleri. Yalnız başıma evimde vakit geçiriyorum.
Yalnız mı yaşıyorsunuz?
Evet. Yapayalnızım. Geceleri yalnızlıktan ağlıyorum. Ama hayat bu. Annem, babam ve ablam öldü. Kızım var ama o da Bodrum'da yaşıyor. Zaten kızım anneci bir çocuk da değil. Arkadaşlarına daha çok düşkün, onlarla mutlu oluyor. Babamın ikinci evliliğinden iki tane erkek kardeşim var. Onlar ve çocukları benimle ilgileniyor. Sık sık görüşüyoruz.
FLÖRT YERİNE EVLİLİĞİ SEÇTİM
Anneler Günü için neler söylemek istersiniz?
On sene boyunca kızım ikinci eşi ile evli olduğu sürece hep ağladım. Çünkü Amerika'daydı o zaman ve eşini sevmiyordum, eşi de beni sevmiyordu. Kızım çalışıyordu, damat çalışmıyordu. Eve kızım bakıyordu. Bu durum karşısında benim ne hissettiğimi anne olanlar anlar. Damatla aramızdaki bu durumdan dolayı kızım beni Anneler Gününde bile bir kez aramadı. Çok ağladım o süreçte. Şimdi Allah'a hep dua ediyorum: "Allah'ım aklımı başımdan alma. Beni kimseye muhtaç etme, çocuğuma bile. Çünkü on sene anneler günüm bile kutlanmadı."
Erol Simavi'den evlilik dışı çocuk sahibi oldunuz. O dönem ne gibi zorluklar yaşadınız?
Zorluk yaşadım tabii. Çocuğumu gidip İsviçre'de doğurmak zorunda kaldım. Kimseyi üzmek istemedim. Eşi Belma Hanım'a saygımdan bunu yaptım. Gözüne hiç gözükmedim yani... Hem eşinin çocuğunu taşıyıp hem de onunla aynı kuaföre, aynı mekanlara gidebilecek biri değilim. Ben başından beri Belma Hanım'a büyük saygı duydum. Kızımın bir annesi bensem diğer annesi de o... Benim ona olan saygımdan dolayı Belma Hanım beni çok sever.
Neden evli bir adamdan çocuk yapmayı tercih ettiniz?
Erol çok istedi çocuğumuzun olmasını. Bizim bir parçamız olsun diyordu. Evli de olmasına rağmen bir buçuk yıl boyunca hep kızımız olsun diyordu. Tedavi de gördüm ama olmuyordu bir türlü. Çok adaklar adadım, doktorlara gittim sonunda kızımız oldu. Hamileliğim de zor geçti. Sanatçı Gülsüm Kamu da yanımdaydı hep bu süreçte. Erol benim yalnız kalmamı istemiyordu, maddi olarak ne gerekiyorsa yaptı. İsviçre'de 5. ayımdan sonra doğuma kadar hastanede yattım. Doğumum bile çok zor oldu. Kızımın hayati tehlikesi oldu, normal doğum yapacakken sezaryen yapmak zorunda kaldım. Film gibi bir hayat yaşadım desem yeridir yani... Hep onurlu bir hayat yaşadım, benim için çok önemli bu. Talk şovcular, beni görür görmez parmaklarını kaldırıp "Kaç koca aldın, kaç yaşındasın?" diye soruyordu. Flört etmek yerine evlenmeyi tercih ettim. Bazı kadınlar gibi otel odalarında cebime dolarları doldurup dönmedim. Eskiden televizyon programlarına katılıyordum, ama sonra eve gelip ağlıyordum. Bir daha bunu yaşamamak için telefon numaramı değiştirdim. Şimdi kafam rahat.
BELMA HANIM'IN YERİNDE OLSAM KIYAMETİ KOPARIRDIM
Evlilik dışı çocuk sahibi olduğunuz Erol Simavi'nin eşi Belma Simavi'nin sizi kabul etmesiyle ilgili ne söyleyeceksiniz?
Kim bilir içinde neler yaşadı ama bize belli etmedi. Benim hem Belma Hanım'ın Polenezköy'deki evinde hem de Göcek'teki adada bile odam var. O kadar kıymet verir bana. Kızım Yasemin'i ona götürdüğümde çok güzel karşıladı beni. Hatta o zaman evlilik hazırlığı yaptığım Vural Öger de yanımdaydı, ona bile çok iyi davranmıştı. Belma Hanım gerçekten çok iyi kalpli bir kadın. Bir keresinde ona gittiğimde evi çok kalabalıktı, ben de o kalabalık içinde boynum bükük şekilde oturuyordum. Yanıma gelip "Niye boynunu büküyorsun? Ben biliyorum neden böyle yaptığını ama bükme boynunu. Bu da bizim kaderimizmiş" dedi. Beni bir kere bile ezmedi. Erol ile beraberliğimiz sırasında bir kere bile bana kötü söz söylemedi, kapıma dayanmadı. Ben Belma Hanım'ın yerinde olsam kıyameti koparırdım, ortalığı yıkardım. Asla onun gibi anlayışlı davranmazdım.
AYIP YAHU, BEN 88 YAŞINDA DEĞİLİM!
Geçtiğimiz aylarda doğum gününüzü kutladınız, kaç yaşınıza girdiniz?
Yaşımla ilgili bir sürü haber çıkıyor. Hatta 88 yaşında olduğumu yazan bile var. Ayıp yahu, ben 88 yaşında değilim. Yüzümde estetik yok. Artık herkes orasını burasını estetik yaptırıyor, yapmayanı dövüyorlar hatta. Buna rağmen hâlâ kaç yaşında olduğum konuşuluyor, pes yani...
GÜNDEMDEN DÜŞMEYEN BİR BEN VARIM BİR DE HÜLYA AVŞAR!
Sanatınız kadar yaşantınızla da çok konuşulan bir isim oldunuz...
Mesleğimin güzel tarafları olduğu kadar olumsuz tarafları da var. Basının hep ilgi odağı oldum. Bakın sahneleri bırakmama rağmen hâlâ gündemdeyim. Kimse kusura bakmasın ama sanat camiasında gündemden düşmeyen iki kadın var. Biri ben biri de Hülya Avşar. İkimiz de basının hep ilgi odağı olduk.
BANYODA DÜŞÜP KABURGAMI DA KIRDIM
Evde geçirdiğiniz kaza sonucu gözünüzü kaybetme tehlikesi yaşadınız. Sağlığınızla ilgili son durum nedir?
Kasım ayında yerdeki halının kayması sonucu duvara çarptım. Duvarın sivri tarafına denk geldiğim için bir gün sonra gözlerim mosmor uyandım. Olaydan bir süre sonra da sol gözüm bulanık görmeye başladı. Sonra da hiç görmemeye başladım. Resmen kör oldum. Özel bir hastaneye gittim. Operasyon geçirdim. Sol gözüme üç tane akıllı lens takıldı. Doktorumun tavsiyesi üzerine diğer gözüme de üç tane akıllı lens konuldu. Bir gün sonra gözümdeki bant açılınca sevinçten "Görüyorum" diye bağırdım. Şimdi eskisinden çok daha iyi görüyorum, şükürler olsun. Sağlığım genel olarak çok iyi. Ama bir ev kazası daha geçirdim. Doğum günümün sabahı banyoda düşüp kaburgamı da kırdım. Onu da atlattım şükür. Yalnız yaşamanın zorlukları bunlar.
VAPURA BİNDİM AMA METROYU, METROBÜSÜ GÖRMEDİM BİLE
Ajda Pekkan'ın "Metroya, metrobüse hiç binmedim" açıklaması çok konuşulmuştu. Siz İstanbul'da toplu taşıma kullanıyor musunuz?
Ajda Pekkan'ı çok seviyorum. Yıllar geçse de süper starlığını koruyor. Ben de Ajda gibi kullanmıyorum toplu taşıma. İzmir'de bir defa dolmuşa binmiştim. Ama İstanbul'da bırakın metroya, metrobüse binmeyi, görmedim bile. İmkan olsa binmek isterim. Vapura bindim ama birkaç defa. Benim iki tane arabam var, bir yere gitmek istersem araç kullanıyorum.