Sinemaya damgasını metot oyuncular
- Pazar
- Giriş Tarihi: 23 Haziran 2018 21:15
Sinema ve tiyatro oyuncularının rollerine hazırlanırken kullandıkları birçok oyunculuk tekniği bulunuyor. Fakat içlerinde izleyiciler ve eleştirmenler tarafından en çok ilgi göreni ve gerçeklik hissi bağlamında en etkilisi Metot Oyunculuk Tekniği diyebiliriz. Bugün, yıldız isimlere Oscar dahil birçok ödülü kazandıran ama aynı zamanda da ciddi sıkıntılar yaşatan bu tekniği en etkili kullanan oyunculara göz atacağız.
NİCOLAS CAGE
Bir diğer Oscar ödüllü oyuncu Nicolas Cage, "Birdy" filminde canlandırdığı Çavuş Al Columbato'nun yaşadığı fiziksel acı ve rahatsızlığı anlayabilmek için yirmilik dişlerini anestezi yaptırmadan çektirmiş. Çekimlerin başlamasına aylar kala hazırlıklara başlayan ünlü aktör, haftalarca gece gündüz yüzünde bandajlarla gezmiş. Cage, gösterdiği bu çaba sayesinde uzun yıllar unutulmayacak bir performansa imza atmış oldu.
CHRİSTİAN BALE
Metot oyunculuğun bağdaştırıldığı unsurlardan biri de fiziksel değişimler. Özellikle fazla kilo vermek ya da almak diye düşünürsek akla gelen ilk isim doğal olarak Christian Bale oluyor. 2004 yapımı "Makinist" filmine hazırlanmak için gün içinde yalnızca bir elma ve bir konserve ton balığı yiyen yakışıklı oyuncu 28 kilo vererek 55 kiloya düşmüş. Makinist filminden sonra Batman için sözleşme imzalayan Oscar'lı aktör, yeni karakteri için 6 ay içinde 49 kilo alarak kariyeri uğruna sağlığını riske atmış.
NATALİE PORTMAN
"V for Vendetta"daki rolü için çekimler devam ederken saçını kazıttığını bildiğimiz Natalie Portman, Oscar kazandığı "Siyah Kuğu" filminde ise canlandırdığı Nina Sayers karakteri için daha da ileri gitmiş. Bir yıl boyunca bale kursuna giden güzel oyuncu, zayıf olmasına rağmen işi abartarak 9 kilo daha vermiş. Christian Bale'in yanında bu efor basit görünse de verdiği kilolardan sonra Natalie Portman çekimleri 44 kiloyla tamamlamış.
DANİEL DAY-LEWİS
Hollywood'ta metot oyunculuğu en çok kullanan isimlerden biri olan Daniel Day-Lewis, "Lincoln" filminin çekimleri sırasında, günlük hayattaki mesajlaşmalarının sonuna Abraham Lincoln'ün mahlası anlamaında"Abe" yazıp insanların kendisine "Sayın Başkan" demesini istiyormuş. 'En İyi Erkek Oyuncu' dalında 3 Oscar'a sahip tek aktör olan Day-Lewis, "New York Çeteleri" filmi sırasında ise palto giymeyi reddettiği için zatürre olmuş ve son olarak "The Crucible" filmi için aylarca 17. yüzyıla ait bir film setinde yaşamış.
ADRİEN BRODY
AdrIen Brody, "Piyanist"teki rolüne hazırlanmak için Avrupa'ya taşınarak bir yıl boyunca toplumdan uzaklamış. Oynayacağı karakteri daha iyi anlayabilmek için arabasını ve telefonunu satan başarılı aktör bununla da yetinmeyip her gün dört saat piyano çalmaya başlamış. Çekimlerden önce kendi isteğiyle 59 kiloya kadar düşen Brody, verdiği emeğin karşılığında "En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ına uzanan en genç aktör olmayı başardı.
JİM CARREY
Komedi filmleriyle gönlümüzde taht kuran, gerçek hayatta da eğlenceli ve komik bir profil çizen Jim Carrey de işini fazlasıyla ciddiye alan aktörlerden.
"Aydaki Adam" filminde Andy Kaufman'ı canlandıran usta oyuncu, çekimler bittikten sonra bile rolden çıkmıyormuş. 24 saat Kaufman gibi yaşayan başarılı komedyen, davranışlarıyla set çalışanlarını bile korkutmuş. Netflix'in geçen sene yayınladığı "Jim & Andy" belgeselinde anlatılana göre, Jim Carrey çekimler sırasında fazla kaba ve sinir bozucu olduğu için yapımcı şirket filmin kamera arkası görüntülerini yayınlamamayı tercih etmiş.
MARLON BRANDO
Baba " filmindeki unutulmaz performansıyla izleyenleri kendine hayran bırakan Marlon Brando da Hollywood'un önde gelen metot oyuncularından biri. "The Men" filminde belden aşağısı felçli olan bir gaziyi canlandıran Brando, karakteri daha iyi yansıtabilmek için çekimlerden önce bir hastahanede terapiye katılmış. Bir süre hastanede kalan aktör, çalışmalarının sonunda tekerlekli sandalyeyi sanki yıllardır kullanabiliyormuş gibi rolünün hakkını vermiş.
MARTİN SHEEN
Martin Sheen, "Kıyamet" filmindeki rolüne kendini öyle kaptırmış ki, çekimler sırasında adeta ölümden dönmüş. Filmin açılış sahnesinde ünlü aktörün ayna parçaladığı ve kanlar içinde kaldığı bölüm senaryoda yokmuş. Sete zil zurna sarhoş gelen Sheen, çekimler sırasında aynada kendi yansımasını görünce yumruk atıp gerçekten elini kesmiş. Durumu fark eden usta yönetmen Francis Ford Coppola ise, ekibin çekime devam etmesini isteyerek unutulmaz bir sahneye imza atmış.