Türkiye'nin ilk kadın mankenlerinden Lale Belkıs, aynı zamanda 1970'lerin moda ikonu. Yeşilçam'ın kötü kadını ama bu sıfatı kabul etmiyor. "Kötü değil güçlü kadını oynadım hep" diyen 82 yaşındaki sanatçı, Muğla'nın Marmaris ilçesindeki evinde Yeni Asır'a konuştu. Belkıs'la mankenlikten oyunculuğa geçişini, adının nasıl Lale olduğunu konuştuk.
Nasıl önce manken sonra oyuncu oldunuz? Lise öğrencsiydim. Beyoğlu Olgunlaşma Enstitüsü'nde stilistlik okuyordum. Kendi elbiselerimizi tanıttığımız bir defilede hocalarım fiziğimi beğendiği için elbise giymemi istedi. İyi bir manken olabileceğimi söylediler. O defilede Hakkı Devrim ve Orhan Boran gibi önemli isimler vardı. O sıra Tarsus Vapuru ile dünyanın çeşitli şehirlerinde sergiler yapılacak, milli giysilerimiz tanıtılacaktı. Benim gitmeme karar verildi.
BABASI İZİN VERMEDİ
● Adınız vapurda mı değişti? Evet.Gemide iki Belkıs vardı. Hakkı Bey karıştırmamak için bana Lale ismini uygun gördü. O gün Lale Belkıs oldum.
● Bu geziye babanızın izin vermediği doğru mu? Babam yalnız bir yere göndermezdi. Ablamla Anadolu gezisine çıktığımızı söyledik, öyle izin aldım. Çanakkale gazisi. Çok aydın bir adamdı. Eyüp'te büyüdük. Manken olunca ailem gurur duydu. Dönemin en havalı mankeniydim. Bensiz defile yapılmazdı. Çok güzel bir vücudum vardı.
● Tiyatroya nasıl girdiniz? Lale Oraloğlu sayesinde. 5 sene onun tiyatrosunda oynadım. Sonra Yıldız Kenter ve Haldun Dormen'le de çalıştım.
AJDA PEKKAN'I KIRBAÇLADI
● Sinemaya nasıl geçtiniz? 1966'da Ölüm Tarlası filmiyle başladım. Dönemin büyük modacılarından Lütfiye Arıbal'ın Paris'te bir gelinlik defilesi olacaktı. Gitmeye söz vermiştim. Yaşar Kemal'in yazdığı ve Ayşe Şasa'nın senaryolaştırdığı Ölüm Tarlası'nın Kilis'te çekimleri yapılacaktı. Paris'e gitmeden onların setine bir uğrayayım dedim. Atıf Yılmaz ve Yaşar Kemal 'Falcı Emine' rolünü oynamam için ısrar ettiler. Paris'teki defile kaldı, ben filmde oynadım. 1967'de Ajda Pekkan'la 'Harun Reşit'in Gözdesi' filminde oynadım. Ajda'cığımı kırbaçlardım o filmde. Çekimlerde bizi bir gülme krizi tutmuştu. Rahmetli Atıf Yılmaz 'Sizi oynatmayacağım' diye kızmıştı.
DIŞARI ÇIKAMADIM
● Ediz Hun size sağlam bir tokat atmış. Nasıl oldu? "Kalbimin Efendisi" filminde, kocasının yolunu bekleyen sarhoş bir kadını oynuyordum, gerçekçi olsun diye "Hızlı vur" dedim. Öyle bir tokat attı ki bir hafta dışarı çıkamadım.
● Etkilendiniz mi Ediz Hun'dan? Role öyle kaptırıyordum ki, hiç o gözle bakmadım. Ediz Hun dünya efendisi bir adamdı.
● Size "kötü kadın" denmesine neden itiraz ediyorsunuz? Ben ayakta durmak için mücadele ettim hep. Gelip evimi yuvamı yıkıyorlardı. Ben hep güçlü kadını oynadım.
AJANLIĞI KABUL ETMEDİM
● Reddettiğiniz rol hangisiydi? Yabancı bir ajanı oynamamı istediler, Türklüğe karşı diye kabul etmedim. Seks furyası döneminde gelen rolleri de kabul etmedim. Sinemada öpüştüm, seviştim, kavga da ettim ama oyunun gerektirdiği şekilde.
● Sokakta ters tepki aldınız mı? Hayır, hiç öyle bir şey olmadı. Anadolu'da kadınlar yanıma gelip "bize çok iyi örnek oldunuz" derlerdi. Türk kadınına güçlü olmayı ben öğrettim! Kadın çok onurlu olmalı. Eğilmemeli. Ezilmemeli.
● Ateş Böceği telefonla evlilik teklif etmiş doğru mu? İlk eşim Pekcan Koşar'la 6 yıllık evliliğimiz bittikten sonra İzmir Efes Gazinosu'nda çalışıyorken bir gün telefon etti. Akşam arkadaşlarla yemeğe çıkacağımı söyledim. "Hayır efendim çıkamazsın, sen benim karım olacaksın!" dedi. Hoşuma gitti öyle sahiplenmesi. Güvendim. Daha dik hissettim kendimi.
● Kendinizi sosyetik hisettiniz mi? İşim gereği hep sosyete içinde oldum ama onlardan biri olmadım.
Vural EFECİK