Kardeniz Kılıç: “En güzel anlarınız elinizden kayıp gidiyor”

Bu işi profesyonel olarak yapmadan önce sadece keyif aldığı anlarını paylaştığını söyleyen Kardeniz Kılıç, “Artık sadece paylaşabilmek için yaşıyorum. Sosyal medyada yayınlamakla uğraşırken anı yaşayamıyorum” diye konuştu.

Günümüzde artık bir meslek haline gelen ve gittikçe büyüyen 'influencer' yani bir başka deyişle internet fenomeni olmak gençlere çok cazip geliyor. Influencer olmayı işin içinde olan birine sorduk. İzmirli Kardeniz Kılıç, bize bu işin zorluklarını ve püf noktalarını anlattı
Bize kendini tanıtır mısın?
9 Ocak 1999 doğumluyum. Doğma büyüme İzmirliyim. Arkeoloji 4. sınıf öğrencisiyim. Aynı zamanda işletme okuyorum, orada da 4. sınıftayım. 2 üniversiteyi aynı anda bitireceğim dedim ve sanırım olacak (gülüyor). Tarihe, sanata, estetik görüntüye her zaman ilgim olduğu için arkeoloji okuma kararı aldım. Bu bölümü tercih ettiğim için çok mutluyum. Maalesef iş alanı sınırlı bir meslek. Ancak bence üniversite yalnızca para kazanmak için değil kişisel gelişim için de tercih edilebilir.
'PARA HARCIYORUZ'
Influencer kimdir? Nasıl olunur?
Influencer kelimesinin kökü 'influence' etmekten geliyor aslında yani gerçek tanımı 'etkileyici' diyebiliriz. Bir deneyiminizi anlatarak tek 1 kişiyi bile etkiliyorsanız aslında onu influence etmiş oluyorsunuz. Dolayısıyla yüz binlerce takipçiniz var ise ister istemez birçok kişiyi bir biçimde etkileme gücüne sahip oluyorsunuz ve influencer oluyorsunuz. Kesinlikle kolay bir iş değil çünkü zamanınızı ciddi anlamda sosyal medya hesabınıza ayırarak içerik üretmeniz gerekiyor. Bu bir video olabilir fotoğraf olabilir. Seyahat ederken bile eskiden sadece keyifli anlar yaşamayı hedeflerken artık içerik üretmek için gidilen yerlere dönüşebilir (gülüyor). Çünkü takipçileriniz sizi ve yaptıklarınızı merak ediyor; nerede ne yiyor, ne giyiyor gibi. Tüm bu deneyimler için ilk aşamalarda ciddi para ve zaman harcıyorsunuz. Bu bir tercih ancak maliyeti olan bir tercih ve bunun yok sayılması anlamsız. Dolayısıyla İnfluencerlar hiç para harcamıyor algısı aslında çok yanlış. Paylaştığımız şeylerin yarısını satın alıyoruz.
HEP İYİ GÖRÜNMELİSİNİZ
Bu işe girişmeye nasıl karar verdin?
5 yıl gibi bir zaman oldu sanırım sosyal medyayı yoğun kullanmaya başlayalı. Başlarda ben influencer olacağım diye başlamadım tabi (gülüyor). Kombin yapmayı, gezmeyi ve bunları paylaşmayı hep çok severdim. Sonra profilimin gizliliğini açma kararı aldım. 'Neden sadece aile bireylerim ve arkadaşlarımla paylaşıyorum ki' dedim kendime. Artık yaşantımın kesitlerini sınırlı bir kitleyle paylaşmak yetersiz gelmeye başladı bana. Duvarımı açmamla yavaş yavaş kitlem oluştu. 2 yıla yakın bir süre hiçbir gelirim olmadan sadece harçlığımla yapabildiklerimle sınırlı olarak kombinler yaptım. 2 yılın sonunda somut bir başarıya ulaştım. Sonra kararımı kesin olarak verdim ve bu yolda profesyonelleşmeyi hedef edindim.
En büyük dezavantajları neler?
Biraz yaşam özgürlüğünüz kısıtlanıyor. Her an her yerden bir takipçiniz çıkabilir o an kendinizi iyi hissetmediğiniz kimseye görünmek bile istemediğiniz bir anınız olabilir. Sosyal medyada hep en iyi hallerimizi paylaşıyoruz sonuçta. Öyle olunca normal hayatımızda da 'hep bakımlı olmalıyım' algısı doğuyor. Bir de tüm güzel anlarımızı takipçilerle paylaşmalıyım algımız var bu nedenle bazen anı kaçırabiliyor ve çokça keyif alacağınız anlar öylece elinizden kayıp gidebiliyor.
Toplumun güzellik algısına uyan ve belli takipçiye ulaşan herkes bu işi yapabilir diyorlar. Bu iş bu kadar basit mi?
Değersizleştirici yorumların haksızlık olduğunu düşünüyorum. Bu hiç de öyle sanıldığı kadar kolay bir değil. Ayrıca influencerlığı toplumun güzellik algısına uyan herkes yapabilir şeklinde bir bakış açısı ise temelde kendisiyle çelişiyor. Nitekim sosyal medyaya girip şöyle biraz dolandığınızda bu güzellik algılarına uyan binlerce kişiyle rahatlıkla karşılaşabilirsiniz. Hatta bunlar içinde benden daha güzel kişiler de bulunur. Ama bunların hepsi influencer değil. Mesele sadece güzellik değil, profilinize yansıyan kişilik ve paylaştıklarınızda ortaya koyduğunuz değerdir. Influencerlık sosyal medya üzerinden icra edilen ciddi bir meslek olarak kabul görmeli. Nitekim bu meslek profosyonel olarak hayatınızın her alanını içermekte. Bazen 'Her yaptığınızı paylaşmak zorunda mısınız?' diye soruluyor. Evet değiliz. Ne var ki bu mesleğin icaplarından biri de bu. Ben bu eleştirileri seviyeli olduğu sürece makul buluyorum.
DAHA POPÜLER KILIYOR
Türkiye'de bir influencer aylık ortalama ne kadar kazanıyor?
O kadar çok faktör var ki bu durumu etkileyen. Takipçi sayısından kişinin cinsiyetine, genel profilden etkileşim sayısına kadar birçok şey. Ama bir influencer kamu veya özel sektörde çalışan kariyer meslek çalışanlarının aylık kazançlarının birkaç katını rahatlıkla kazanabilmekte.
Bizim ülkemizden neden global bir influencer çıkmıyor?
Toplum değer yargılarımız bizi sadece Türkiye'de popüler kılıyor. Örneğin İngilizce dünya dili ama İngilizce bir açıklama yaptığımızda bile tepki geliyor (gülüyor). Yani gerçekten insanlar bunları dert edip size yorum yazabiliyor. Ben spor videosu atmak istiyorum fakat 'kendini teşhir ediyor' gibi yorumlar o kadar çok geliyor ki, 'ben kime ne anlatıyorum! dedirtiyor insana. Yani neden rahatsız ediyor bu sizi? Takip etmezsin olur biter. Oysa onlarda bu kaygı yok. Spor yaptım attım bitti. Ya da plajdayım ve bikinim şu markadan. Modayı bile yabancılar belirliyor. Bir pantolon moda oluyorsa bizden en az 3-4 ay önce yabancı influencerlar giymiş oluyor.
'DOĞRULARINIZ OLSUN'
Seni örnek alan takipçilerine tavsiyelerin nelerdir?
Her zaman söylerim hayat mottom 'Kendin ol, mutlu ol'. Yani başkası ne yapmış ne etmiş ya da benimle ilgili ne düşünmüş inanın hiç umursamam. Siz de öyle olun. Kendi doğrularınız olsun. Sevdiğiniz önemsediğiniz insanların eleştirilerini her zaman dinleyin ve aklınızın bir köşesine yazın. Ama bunları değerlendirin ve siz yine kendi doğrunuzu uygulayın. Ben başkaları ne der diye yaşasaydım şu an olduğum noktaya gelemezdim. Bazı insanlar özendiği hayatı yaşayan başkalarından haz etmezler. Yaptıkları işi kötüleyerek değersizleştirmek ve böylelikle kendi başarısızlıklarını örtmek isterler. Tüm bu kişilere karşı sizin cevabınız ise görmezden gelmek, istediğiniz ve inandığınız yolda ilerlemek olmalı. Sonunda hiçbir şey olmasa da yürüdüğünüz yol sizin yolunuz ve sizin tercihiniz olur.
İSTANBUL MACERASI BAŞLADI
Şu anda Instagram'da 330 bin takipçisi olan Kardeniz, markalarla daha rahat etkileşim kurabilmek ve kendini medya sektöründe geliştirebilmek için İzmir'den İstanbul'a taşındı. Ablası ile birlikte geçtiğimiz günlerde İstanbul'a giden Kardeniz Kılıç, evinden ve kentten ilk paylaşımlarını da yaptı.

ERMAN AZAR

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.