İzmir'in simgelerini saymaya kalksak ilk üç sırada yer alan Atlas Oteli 20 yıl boyunca harabe olarak şehrin merkezinde utanç kaynağı olarak saklanmaya çalışıldı. 2 yıl önce ise İzmirli Kaya grubu tarafından aslına uygun şekilde restore edilerek yeniden İzmir'in gururu oldu. Binlerce İzmirlinin hemen hemen her gün önünden geçtiği bina, restorasyon sonrası hep meraklı gözlerin hedefi oldu... Arama sitelerine Atlas Oteli yazdığınızda karşınıza hep aynı yazı çıkıyor. Devlet büyüklerini, ünlüleri ağırlayan İzmir'in ilk banyolu ve kaloriferli oteli... Evet tarihiyle başlı başına cezbedici olan bu gri binanın içinde nasıl bir dünya olduğunu tahmin bile edemezsiniz... Bilinenin aksine 1932 yılında senatoryum olarak inşa edilmiş... 'Şehrin göbeğinde sanatoryum mu olur?' diye düşündüğünüzü duyar gibiyim... Çünkü ilk önce benim aklımdan geçen de bu oldu. Şu an şehrin göbeği konumundaki Çankaya'nın arka sokak olarak kabul edildiği yıllarda yapılan bu bina 1956 yılına gelindiğinde nispeten şehirleşmeye başlayan İzmir'e otel olarak hizmet vermeye başlıyor. Şehrin ilk banyolu ve kaloriferli oteli olarak da tabii ki ünlü isimlerin konakladığı bir mekan olmayı hak ediyor. Şaaşalı yıllar 1999 senesinde sona eriyor. Uzun yıllar sahipleri tarafından işletilen Atlas Oteli'nin bir bankaya kiraya verilmesi ve bu bankaya TMSF'nin el koyması ile boşaltılıp 20 yıl boyunca kaderine terk ediliyor. Şehrin gurur kaynağıykan bir anda utanç duvarına dönüyor. Kötü görüntüyü kamufle etmek için çeşitli yollar denense de hiçbiri kapatamıyor bu dev viraneyi...
PENCEREDE HAYATIN RİTMİ
Sonra bu binanın şehir için ne kadar önemli olduğunu bilen İzmirli Kaya grubu bir kurtarıcı gibi imdada yetişiyor... Restorasyonun başladığını duyan İzmirliler ise büyük bir 'oh' çekiyor. 2019 yılında tekrar hayata döndürülen bu otelin pek çok parçası orijinal, yer döşemeleri ve kapısı bile 1956 yılından kalma... Mustafa Kaya bununla da kalmıyor kendi antika ve sanat eseri koleksiyonuyla donattığı oteli bir müze haline dönüştürüyor. Atlas Oteli'nin kahvaltı salonu tam bir galeri orijinal yağlı boya tabloların fonunda uzun uzun boyozlu, gevrekli, karakılçık ekmekli kahvaltı keyfi yaparken bir yandan da işe yetişme telaşındaki İzmirlilerin hayat ritmine tanık olabilirsiniz. Kahvaltı sonrası çayınızı yudumlarken şömine başında İzmir gazetelerini okuyabilirsiniz. Banyonuzun penceresinden eskiden itfaiye binası olan şu an ise kent arşivi ve müzesi olarak kullanılan binayı ve yeşillikler içerisindeki bahçesine kafanızı uzatıp İzmir'in tarihi günlerini zihninizde canlandırabilirsiniz.
ANTİKALARLA DOLU
Her bir köşesinde koleksiyonluk parçalar barındıran bu otelde yaşayacağınız deneyimler bununla da sınırlı değil. 'Müze otel' dememin bir sebebi de gerçekten tarihi ve sanatsal pek çok eseri görebileceğiniz sergi alanları var. Mesela yaldızlı, camlı tarihi kapıdan girer girmez tam karşıda devasa boyutlarda bir Devrim Erbil tablosu karşılıyor sizi... Hemen sol tarafta ise bir vazo koleksiyonu var... Şamdanlar, mumluklar, tabaklar, tablolar derken nereye bakacağınızı şaşırıyorsunuz. Binanın dış cephesinde hakim olan beton sıvanın aksine içerisi sıcacık bir yuva gibi karşılıyor sizi...
MAMA SANDALYESİ
Otelin en ilginç unsurlarından biri de 1956 yılından kalma ahşap mama sandalyesi... Lüksü düşünebiliyor musunuz? Mama sandalyesinin ne olduğunu çoğumuzun bilmediği yıllarda bu otelin restoranında kullanılan mobilyanın (mobilya diyorum çünkü işçiliğine hayran kalacağınız kadar güzel bir el yapımı ahşap sandalye) sallanma mekanizması bile var.
TAĞIL AİLESİ İLE 3. BAHAR
Atlas Oteli bugünlerde 3. baharını yaşıyor. Çünkü İzmir sevdalısı bir sahibe kavuştuktan sonra şimdi de onu yuva gibi işletecek bir işletmecinin ellerinde. Yeni işletmecilerini pek çok İzmirli hemen tanıyacaktır. Şehir otelciliğinin bir numaralı ismi Muzeffer Tağıl. Tağıl, yıllarca Karaca Otel'in genel müdürlüğünü yaptıktan sonra sürekli yükselerek daha büyük otelleri yönetti ancak 2019 yılında, bu yoğun temponun sağlını tehdit ettiği gün işi bırakmaya karar verdi. 'Önce sağlık' dediği günden bu yana küçülerek büyümenin hayallerini kurarken eski patronu Mustafa Kaya'dan gelen teklif ile Atlas Oteli'nin işletmesini aldı. Oğlu Sezgin Tağıl ile birlikte tüm otelcilik birikimini bu butik müze otele aktarıyor. Tağıl bizim aracılığımızla tüm İzmirlileri de Tarihi Atlas Oteli'nin içini gezmeye davet etti. Çünkü Muzaffer Tağıl bu müze otelin sadece konaklayanların değil herkesin görmesi gereken bir atmosfere sahip olduğunu düşünüyor.