Boyoz, İzmir'e Musevilerden kalma bir miras. Yıllar önce Mustafa Akar'ın boyoz ustalarının yanında çırak olarak başladığı serüven, Mustafa ustanın çocuklarıyla önce İzmir, sonra Türkiye ve şimdi de bir dünya markası olma yolunda. İrfan Akar, yıllar önce İzmir'de bile sadece İkiçeşmelik ve Agora'da bilinen boyozu, İzmir'e babasının tanıttığını şu sözlerle anlattı: "Babam 1980 yılında Almanya'dan geldikten sonra Altınordu Boyoz diye bir dükkan açtı. Dükkan sahibi ile anlaşamayınca, Kıbrıs Şehitleri'ne geçerek Alsancak Dostlar Fırını'nı kurdu. Bu fırın boyozun tüm İzmir'le buluştuğu adres oldu."
118 FARKLI ÇEŞİT
İrfan Akar gecesini gündüzünü tüm hayatını adadığı rahmetli babasının emaneti özel boyoz tarifi ile ve geliştirdiği sayısız lezzetli çeşitleriyle bırakın İzmir'i Hollanda ve İngiltere'yi Boyozköy adıyla dünyaya açılmaya hazırlanıyor. Sadece boyoz satmayan ve oldukça büyük olan satış mağazasında isteyenlere boyoz yapımını da anlatıyor. İrfan Akar önümüzdeki hafta İngiltere ve Hollanda'ya birer TIR boyoz göndererek ihracata başladı. Akar ilk etapta iki ülkeye toplam 800 bin dondurulmuş boyoz gönderdiklerini belirtti. Bağlantılara devam ettiklerini belirten Akar, Lonrda'da ve Amsterdam'da İzmir Boyozköy markası ile hem ordaki gurbetçiler hem de yabancılar boyoza doyacak" dedi.
Her sabah çeşit çeşit boyozu ve özel soğutulmuş fırında pişen yumurtası için '2-1 maç skoru değil', diyerek iki boyoz bir yumurta ikram eden İrfan Akar, ihracat kelimesi açıldığında gözlerdi parlayarak mutlulukla bahsediyor. Özel tarifi olan sadece boyozla birlikte 118 boyoz çeşidinin patentini aldıklarını da öğreniyoruz. Bunların yaklaşık olarak 14 çeşidini müşterilerine sunduklarını belirten İrfan Akar, 'Aklınıza gelecek her tülü gıda ürünü ile boyoz ürettiklerini ancak birçoğunu siparişle yaptıklarını ancak 14 çeşit boyozun hergün üretiminin yapıldığını belirten Akar 'Sade, ekşi, acı soslu, ıspanaklı, labneli, sarımsaklı labneli, tulum peynirli, patlıcanlı, mercimekli, kıymalı, pırasalı, enginarlı, bol tahinli ve çikolatalı çeşitlerini üretiyoruz. Diğer patent aldığımız ürünleri ise isteğe bağlı üretiyoruz' dedi.
SEVMEYEN BİLE YUMURTA YİYOR
Bir de boyozun yanında vazgeçilmez olan ve mutlaka ikisi bir arada tüketilen yumurtanın da çok önemli olduğunu ve asla kokmadığını belirten Akar şunları söyledi: Soğumaya geçen ve içi su dolu tencerelerde 11-13 saat pişirilen yumurtalarımızı müşterilerimize sunuyoruz. Yumurtalardaki kahverengi bu sebeple oluşuyor. İlk defa yiyen müşteriler, "Yumurta bozuk mu? diye soruyor. Ancak kokusundan rahatsız olanlar bile farklı bir lezzet olduğunu söyleyerek yiyorlar dedi.