Tarihi Kemeraltı Çarşısı'nın son kalaycıları Yaşar ve Aziz Bartık kardeşler, ailelerinden miras kalan mesleklerini geleceğe taşımak için çaba sarf ediyor. Bulgaristan'ın Vidin kasabasında kalaycılık yapan Aziz Bartık, 1938 yılında İzmir'e geldi. İzmir'e ilk geldiğinde devlet tarafından Kapılar olarak adlandırılan bölgeye yerleştirilen Aziz Bartık, burada kalaycı dükkanı açtı. Çalışabilecek yaşa geldiğinde ise kalaycılık mesleğinin en ince detaylarını oğlu Nazım Bartık'a öğretti.
KEMERALTI'NA GEÇİŞ
Oğlu Nazım Bartık ile beraber çalışmaya başlayan Aziz Bartık, kısa süre içerisinde İzmir'in en iyi kalay ustaları arasında adı anılmaya başladı. İşleri giderek büyüyen Bartık ailesi, o zamanlarda İzmir ticari yaşamının kalbinin attığı bölge olan Tarihi Kemeraltı Çarşısı'nda dükkan açmaya karar verdi. 1963 yılına gelindiğinde Palamut İş Hanı'nda 15 metrekarelik dükkan faaliyete geçti.
Nazım Bartık, yıllarca ekmek yediği kalaycılık mesleğini oğulları Yaşar ve babasının ismini koyduğu Aziz Bartık'ın çalışma yaşı geldiğinde onlara da öğretti. Dedesi ve babasının açtığı dükkanda aile yadigarı mesleklerini devam ettiren Yaşar ve Aziz Bartık Kardeşler, sadece Kemeraltı değil İzmir ve çevresinde de kalaycılık yapan kimsenin kalmadığını söyledi. "Ailemizin mesleği olan kalaycılık mesleğine devam ediyoruz. Dedemiz, babamız ve biz, kalaycılıktan geçimimizi sağladık" diyerek sözlerine devam eden Bartık kardeşler, "Eskiden kalaycılık mesleğini icra eden çok insan varmış ama dedem Aziz Bartık ve babam Nazım Bartık, bu mesleğin sayılı ustalarından biriymiş. O zamanlarda hastanelerde, işyerlerinde ve evlerde bakır kazanlar, taslar, tencereler ve tabaklar kullanılırdı. Bir kalay dükkanında 10 kişi çalışıyormuş. Kalaycılık o dönemlerde rağbet gören bir meslek. Büyüklerimizin deyimiyle mesleğin kalaycılıksa kız verirlermiş. Memura kız verilmez, kalaycıya kız verilirmiş" diye konuştu.
YETİŞEN KALMADI
Mesleğin yetişeninin kalmadığını söyleyen Aziz Bartık ise, "Son temsilciler olarak ben ve kardeşim kaldı. Bir de benim oğlum var. Mesleğe devam ederse kalaycılıktan ekmek yer. Aslında mesleğimizin ölme gibi bir durumu yok. Hala insanımızın evlerinde bakır cezveler, yumurta tavası var. Ama daha önce de dediğim gibi yetişen çırak artık yok. Keşke öğrenen olsa. Biz çocuklarımızı bu işe yönlendirmeye çabalıyoruz. İki yumurta tavası kalaylasan yine ekmek paranı çıkarırsın. yeri geldiğinde insanların bir ayda kazandığı parayı bir saatte kazanırsın" ifadelerini kullandı.
KURŞUNA DİKKAT
Kalaycılık yapıyorum diyen herkese güvenilmemesi gerektiğini de sözlerine ekleyen Aziz Bartık, "Yapıyorum diyenler var ama işe hile katılıyor. Kalaya kurşun ve çinko karıştırıyorlar. İki gün sonra bakır simsiyah oluyor. Ama benim işimde bir sene rahat kullanırsın. Çünkü biz işimize hile katmıyoruz. Tavayı yakmadığın veyahut bakır tavayı bulaşık makinasına atmadığın sürece dediğim gibi rahat bir yıl kullanırsın" dedi.
MERT ALPDÜNDAR