Korona virüs dünyada milyarca insanın hayatını etkilerken kalp sağlığımız için oluşturduğu riskler, hastalık sonrası yaşanan sağlık sorunları ve kalbe etkisi de en çok konuşulan konular arasında.
Kardiyolog Prof. Dr. Yeşim Akın, koronanın etkileri, kalp sağlığı için yapılabilecekleri, doğru bilinen yanlışları anlattı. Ama kalbin bir de duygu ve hislerle ilişkilendirilen yönü var. Prof. Dr. Yeşim Akın'ın stres hormonunun kalbin kriz geçirmesine sebep olduğuyla ilgili sunduğu veriler, bu organın neden hislerle anıldığını açıklar cinsten...
- Özellikle Korona'dan sonra kalp hastalıkları konusunda ciddi artışlar olduğu söyleniyor bu bilimsel bir gerçek mi?
Bazı araştırmalar, kalp krizi veya felç gibi kardiyovasküler hastalık riskinin, kovid enfeksiyonu tedavisinden aylar sonra bile yüksek kaldığını gösteriyor. Araştırmacılar, bu sorunların sıklığını ve hasara neyin neden olduğunu belirlemeye çalışıyorlar. Biz doktorlar pandemiyi bir kardiyovasküler artçı şokun izleyip izlemeyeceğini merak ediyoruz. Araştırmacılar da en çok kimin risk altında olduğunu, riskin ne kadar sürdüğünü ve bu semptomlara neyin neden olduğunu hala anlamaya çalışıyorlar.
KORONA KALBİ VURUYOR!
- Peki korona kalbimizi
Virüs, kan damarlarının iç kısmını döşeyen hücrelere girdiğinde hasar başlıyor ve muhtemelen birçok kardiyovasküler sorunun başladığı yer burası. Vücut enfeksiyonu temizlerken oluşan hasarı iyileştirmek için kan pıhtıları doğal olarak oluşuyor.
Bu pıhtılar kan damarlarını tıkayarak bacak ağrısı kadar küçük veya kalp krizi kadar şiddetli hasara yol açabiliyor. Enfekte olmuş kişilerin, enfeksiyondan sonraki iki hafta içinde grip olan kişilere göre bile kan pıhtısı geliştirme riskinin yüzde 167 daha yüksek olduğunu buldu. Covid enfeksiyonu nedeniyle yoğun bakıma yatırılan hastalarda kardiyovasküler problem riski çok daha yüksek olarak saptandı. Kalp yetersizliği ve akciğerlere pıhtı atılması (emboli) gibi bazı durumlar için risk, en az 20 kat daha yüksek bulundu.
Hastaneye kaldırılmamış kişilerde bile kalp krizi oranındaki %8'lik bir artış, kalp iltihabı oranındaki yüzde 247'lik bir artışa kadar birçok durum için artan risk söz konusuydu.
Yani kısacası bu hastalığın kalp damar sağlığını önemli oranda etkilediği ve kalp damar hastalıklarını ciddi bir şekilde artırdığını söyleyebiliriz.
Ayrıca kaçırılan tıbbi randevular, stres ve evde izolasyon sonucu hareketsizlik de muhtemelen birçok insan için kardiyovasküler hastalıkların oluşmasında katkıda bulunduğunu söyleyebiliriz.
- Türkiye'de dünya ile kıyasladığımızda kalp yetersizliği oranı nasıl?
Günümüzde artan ve yaşlanan nüfus nedeniyle kalp yetersizliği hastalarının sayısı artmaya devam ediyor.
Özellikle gençlerde, muhtemelen obezitedeki artışa bağlı olarak endişe verici bir şekilde artış gösteriyor.
2030'a kadar, ABD'de kalp yetersizliği, yaşlanan nüfusa bağlı olarak yüzde 46 artarak 8 milyondan fazla kişiye ulaşacağı tahmin ediliyor. Türkiye'de de durum çok farklı değil.
Hatta daha genç bir topluma sahip olan ülkemizde oran daha yüksekt.
Yaşlı nüfusumuzun giderek artması nedeniyle 10 yıl içinde bu sayının 2 katına çıkacağı öngörülüyor.
- Kalp yetersizliği önlenebilir bir hastalık mıdır?
Her hastalıkta olduğu gibi aslında en önemli olan hastalıkları oluşmadan önleyebilmektir. Kalp yetersizliği de önlenebilen bir hastalıktır.
Bu hastalığa neden olan diğer hastalıkların önlenmesi ve iyi tedavi ile bu hastalığın oluşması engellenebilir.
Özellikle kalp damar hastalıkları ve hipertansiyonun tedavileri, şişmanlık, sigara kullanımı gibi risk faktörlerinden kaçınma, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ile kalp yetersizliği engellenebilir.
- Kariyerinizin en başlarına dönersek, sizi kardiyoloji seçmeye iten neydi?
Aslında özel bir neden söyleyemeyeceğim ama çocukluğumdan beri kalp, her zaman ilgimi çeken bir organ olmuştur. İçinizde, göremediğiniz ama hep hissettiğiniz, size nerede olduğunu devamlı hatırlatan muhteşem bir organ.
- Siz kendi hayatınızda kalp sağlığınız için nelere dikkat ediyorsunuz?
Ben kendi kalp sağlığımı için; sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite, stresi minimuma indirme, düzenli uyku, müzik dinleme ve boş vakitlerimi hobilerime ayırmaya gayret gösteriyorum.
- Bunca tecrübe sonrasında hala kalbin sizi şaşırtan tarafları var mı?
Olmaz mı tabii ki bunu hergün yeni bir şey öğrendiğimde hissediyorum ve bu his hiç bitmiyor. Tek bir hücremiz bile muhteşem ve gizemli.
ACIDAN ÖLMEK MÜMKÜN!
- Kırık Kalp Sendromu gerçek mi? Psikolojik sorunlar ya da stres kalp sorunlarını beraberinde mi getiriyor?
İnsanın her zaman beden sağlığı ve ruh sağlığı birbiriyle etkileşim halindedir.
Hem olumlu hem de olumsuz duygular, genel kalp sağlığını olumsuz yönde etkileyebilecek günlük yaşamın kaçınılmaz bir parçasıdır. Her duygu ile kalp atım hızınız, sindirim sisteminiz, kas enerjiniz ve birçok sisteminiz siz farkında olmasanız dahi bir değişim yaşar. Önemli yere sahip bir yakınınızı kaybettiğinizde, stres hormonlarının artışına bağlı olarak, kaybınızın ertesi günü kalp krizi geçirme riskiniz 21 kat, bir hafta sonrasında ise 6 kat artar. Ağır stresi takiben kalp krizi riskiniz artarken, temel olarak stresle oluşan geçici bir kalp krizi olarak bilinen stres kardiyomyopati riski de artar. Daha çok orta yaş ve üzeri menapoz sonrası kadınlarda izlenen bu durum dünya genelinde 'stres kardiyomyopati' veya 'kırık kalp sendromu' adlarıyla yaygınlaşmıştır.
"MUTLU KALP SENDROMU DA VAR!"
- Peki mutluluk?
"Mutlu kalp" sendromu ise yeni tanımlanan bir form. Bu hastalık "kırık kalbin" aksine daha çok aşırı mutluluk ve heyecan durumlarında izlenir ve sıklıkla erkeklerde görülür. Yani hem olumlu hem de olumsuz yoğun duygular kalbimizi ciddi olarak etkileyebiliyor. Burada bizim için önemli olan stres düzeyimizi azaltarak stres ile nasıl başa çıkmamız gerektiğini öğrenmek.
AŞIRI DAYANIKLILIK EGZERSİZLERİ ZARARLI
- Fazla spor yapmanın bilinenin aksine kalp sağlığı için olumsuz etkileri var mı?
Düzenli egzersiz, birçok kronik hastalığın önlenmesi ve tedavisi için oldukça etkilidir ve kardiyovasküler sağlığı iyileştirir ve ömrü uzatır. Rutin günlük fiziksel aktivite, vücutta bir dizi faydalı fizyolojik değişikliği uyarır ve kalp damar hastalığı, hipertansiyon, kalp yetersizliği, obezite, depresyon ve şeker hastalığı gibi en yaygın ve zararlı kronik hastalıkların birçoğunun önlenmesi ve tedavisinde oldukça etkilidir. Genellikle haftada 150 dakika orta şiddette egzersiz kalp sağlığı için önerilmektedir. Bununla birlikte, uzun süreli aşırı dayanıklılık egzersizleri, kalbin ve büyük atar damarların yapısında değişikliklere yol açarlar. Aşırı dayanıklılık egzersizleri (maratonlar, ultramaratonlar, çok uzun mesafeli bisiklet yarışları) kalbin karıncık ve kulakcığında düzensiz nedbe (fibrosiz) dokularının oluşmasına ve bu yapıların sertleşmesine neden olur. Bu nedbe dokuları ciddi aritmilerin oluşumunu tetiklemektedir.
■ BURCU ILGIN