Kimisi ‘taş toprak’ der kimisi methiyeler düzer
İnsanoğlunun yerleşik hayata geçişinin ilk izlerine ulaşmamızı mümkün kılan Göbeklitepe’nin keşfinin üzerinden 27 yıl geçti. Onun kadar büyük olmasa da Ege’deki antik kentlerde yeni yeni ortaya çıkarılan eserler de bilim dünyasında heyecan yaratıyor. Ancak yıllar süren kazı çalışmalarının ardından ortaya çıkarılan bu eserler, popüler olanlar kadar ilgi görmüyor
- Pazar
- Giriş Tarihi: 11 Eylül 2022
Türkiye'nin binlerce yıldır ev sahipliği yaptığı çok sayıda medeniyetin toprak altında kalan kayıp parçaları tek tek gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Şanlıurfa'da insanlık tarihinin bilinen en eski ve en büyük ibadet merkezi olan Göbeklitepe'nin keşfinin üzerinden 27 yıl geçti. Mısır piramitlerinden 7 bin 500 yıl önce yapılan bu dini merkez sayesinde yerleşik hayata geçişin ilk izlerine ulaşmak da mümkün oldu. Geçtiğimiz hafta, Konya'da yer alan Savatra Antik Kenti'nde bulunan yazıtın ise tarihin seyrini değiştirmesi bekleniyor. Çünkü İslam öncesi erken dönem Türk tarihine ait ilk kez 'Türk' ibaresinin yer aldığı yazıtın üzerinde Runik alfabesiyle 'Türkoğlu' yazıyor.
KLAROS UZUN SÜRE KULLANILMIŞ
Peki, Ege'de yer alan antik keşifler sadece Efes Antik Kenti ya da Apollon Tapınağı'ndan mı ibaret? Aslında Ege Bölgesi'nde uzun yıllardır kazı çalışmalarının devam ettiği birçok antik kentte son 1 ayda o kadar çok yeni keşif yapıldı ki, bu keşifler meraklılarını bekliyor. Mesela İzmir Konak'ta yer alan Smyrna tiyatrosunun sahne tasarımında görsel efekt olarak kullanılan bir heykel başının bulunuşu arkeologları heyecanlandırdı. Menderes'te, 'dünyanın en eski kehanet merkezi' olarak adlandırılan Klaros'un, Hristiyanlığın başlangıcından sonra uzun bir süre daha kutsal alan olarak kullanıldığı belirlendi.
2 BİN YILDIR ÇALIŞAN SİSTEM
Metropolis Antik Kenti'nde ortaya çıkarılan Roma dönemine ait kamusal yapı, bir agoranın varlığını işaret ediyor. Aydın Nysa Antik Kenti'nde bulunan bin 800 yıl öncesine ait onurlandırma yazıtı aydınlatılmayı bekliyor. Çanakkale'deki Troya kazılarından çıkan 2 bin 300 yıllık mini kap, bu boyutta bulunan ilk eser; bir örneği daha yok. Muğla'daki Stratonikeia Antik Kenti'nde günümüzde hala çalışan 2 bin 200 yıllık bir kanalizasyon sistemi bulundu.
2 BİN 500 YILLIK SU ŞEBEKESİ
Aydın'da yer alan Afrodisias Antik Kenti'nde bin 600 metrekare büyüklüğünde bir köşk tespit edildi. Erken Hristiyanlık dönemine ait olduğu anlaşılan ve 'ampulla' olarak tanımlanan hacı şişesi ise Bergama'daki Pergamon Antik Kenti'nde ortaya çıktı. Bornova Yeşilova Höyüğü'nde bulunan 5 bin yıllık mermer idol heyecan yaratırken Assos kazılarında rastlanan anıtsal çeşme de bölge için bir ilk olma özelliği taşıyor. Balıkesir'in Bandırma ilçesindeki İlk Çağ kenti Daskyleion'da 10 metre uzunluğunda 2 bin 500 yıllık temiz su hattına ulaşıldı.
AFRODİSİAS
GEÇMİŞİNDE birçok medeniyete ev sahipliği yapan Aydın'ın Karacasu ilçesinde bulunan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Afrodisias Antik Kenti'nde bin 600 metrekare büyüklüğünde bir köşk bulundu. Bulunan yapıya "Kibele Köşkü" ismi verilirken, herkesi heyecanlandıran yapının gün yüzüne çıkarılması için çalışmalar başlatıldı. Aydın İl Kültür ve Turizm Müdürü Prof. Dr. Umut Tuncer, "Her yıl bambaşka bir güzelliği keşfediyoruz. Gizemli Kibele Köşkü'nü 4 yıl içinde ziyarete açıp, turizmle buluşturacağız" dedi.
PERGAMON
İZMİR'İN Bergama ilçesinde ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Pergamon Antik Kenti'ndeki kazılarda peristilli (avlulu) evin yer aldığı alanda, 'ampulla' olarak tanımlanan hacı şişesi bulundu. Alman Arkeoloji Enstitüsü Müdürü ve Kazı Başkanı Prof. Dr. Felix Pirson, "Her geçen gün ilginç buluntularla karşılaşıyoruz. Yeni mozaiklerin ve tabakaların yanı sıra hacı şişesi olarak tanımlayabileceğimiz bir buluntuya rastladık. Erken Hristiyanlık dönemine ait olduğu anlaşılıyor" diye konuştu.
BAZI KEŞİFLER KENTLE İLGİLİ ŞAŞIRTICI BİLGİLER VERİYOR
HER kenti kendi özelinde değerlendirmek gerektiğini belirten Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Milas Meslek Yüksekokulu Müdürü, Euromos Kazı Başkanı Doç. Dr. Abuzer Kızıl, "Buna etki eden bazı faktörler vardır. M.Ö 1. binin başlarından itibaren Fenikeliler ile başlayan deniz ticareti, liman kentlerinin hızla gelişmesine neden olmuştur. Sardes, Miletos, Ephesos, Mylasa gibi kentler dönemsel olarak hem ticaret hem de yönetim merkezleri olmaları nedeniyle çevrelerine siyasi egemenlik kurmuşlardır. Kral ya da kraliçeler adına kurulan kentler de kültür, sanat ve imar faaliyetleri açısından atılım içerisine girmişlerdir. Roma imparatorluk çağında imparatorun imtiyaz tanıdığı bazı kentler de gelişmiş ve büyük yapılarla donatılmışlardır. Ticaret yolları üzerinde yer alan kentler hiçbir zaman önemlerini kaybetmemişlerdir. Kazılardan ele geçen önemli buluntular bazen kentin büyüklüğü ya da tarihsel önemi ile ters olabilmektedir" diye konuştu.
METROPOLİS
İZMİR Torbalı'daki Metropolis Antik Kenti'nde sürdürülen kazılarda milattan sonra 2. yüzyılda inşa edilmiş bir kamusal yapı bulundu. Kazı Başkanı Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Serdar Aybek, Roma döneminde kentin genişlemesine paralel olarak inşa edildiği düşünülen ve bir agoranın varlığına işaret eden yapının 1800 yıl önce hangi amaçla kullanıldığının kazı çalışmaları sonrası netleşeceğini söyledi.
KLAROS
İZMİR Menderes'te bulunan ve antik çağın en eski kehanet merkezi olduğu belirtilen Klaros'ta her geçen gün tarihe ışık tutacak yeni bilgiler ortaya çıkıyor. Klaros Kazısı Bilimsel Danışmanı Dr. Onur Zunal, "Klaros çok tanrılı inanca ait bir pagan kutsal alanı. Hristiyanlığın başlangıcıyla önemini yitirip terk edildiği düşünülüyordu. Yaptığımız çalışmalarla Klaros'un, Hz. İsa'dan sonra 7'nci, 8'inci yüzyıllara kadar kullanıldığı tespit edildi" dedi.
YEŞİLOVA
İZMİR'İN Bornova ilçesindeki Yeşilova Höyüğü'nde, 5 bin yıllık mermer idol bulundu. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Kazı Başkanı Doç. Dr. Zafer Derin, "Yeşilova Höyüğü, Truva'ya benzeyen ticari bir merkez. Truva ile idolleri, çanak çömlekleri, gelenekleri benziyor. Son bulduğumuz 6-7 santim boyunda, birkaç santim inceliğinde bir eser. Batı uygarlığı mermeri çok iyi kullanıyor. Bu mermeri de tanrıça haline getirip, yanında ya da evinde bereket ve sağlık getirsin diye bulundurmuşlar" dedi.
DASKYLEİON
BALIKESİR'İN Bandırma ilçesinde bulunan İlk Çağ kenti Daskyleion'daki arkeolojik kazıda temiz içme suyu hattı ortaya çıkarıldı. Kazı Heyeti Başkanı Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaan İren, kazılarda 10 metre uzunluğunda 2 bin 500 yıllık su hattına ulaşıldığını söyledi. İren, pişmiş topraktan yapılmış, kalın su borusu olan künklerle Manyas Gölü tarafında henüz yeri tespit edilemeyen bir kaynaktan suyun şehre taşındığı bilgisine ulaştıklarını dile getirdi.
SMYRNA
İZMİR'İN Kadifekale bölgesinde yer alan Smyrna Tiyatrosu'ndaki kazı çalışmalarında, geçen ay bulunan mermer heykel başı, kazı evinin güvenlikli depolarına alındı. Yunan mitolojisindeki Satir'i tasvir eden, insan ölçeğindeki heykel başının, 1800 yıllık olduğu belirlendi. Kazı Heyeti Başkanı İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Türk İslam Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Akın Ersoy, "Satyros başının, Smyrna Tiyatrosu'nun o görsel efekti içerisinde bir konumu vardı" dedi.
TROYA
ÇANAKKALE'DEKİ Troya Antik Kenti'nde, 3 santimetre büyüklüğünde kilden yapılmış mini kap bulundu. Bu kadar küçüğünün Troya kazılarında ilk kez karşılarına çıktığını söyleyen Troya Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Aslan, "Bunun anlamı şu: kutsal alanlarda parası olmayanlar, diğer adakları yapamayanlar sembolik olarak kutsal alanlara bu kapları sunuyorlardı" dedi.
NYSA
AYDIN'DAKİ Nysa Antik Kenti'nde yer alan sütunlu caddede sona yaklaşılırken, bilim dünyasını heyecanlandıran keşifte "Onurlandırma Yazıtı" bulundu. Yazıtın bin 800 yıl öncesine ait olduğunu düşündüklerini söyleyen Kazı Başkanı Serdar Hakan Öztaner, "Bu yıl 2 onurlandırma yazıtı daha ele geçti ve böylece Nysa tarihi açısından önemli bulgulara ulaştık" dedi.
ASSOS
ÇANAKKALE'NİN Behramkale köyünde yer alan Assos Antik Kenti, yer üstündeki zenginliğinin yanı sıra kazılarda ortaya çıkarılan Roma ve Bizans dönemi eserleriyle geçmişe ışık tutuyor. Kentte Roma dönemine ait görkemli bir çeşme yapısı bulduklarını söyleyen Kazı Heyeti Başkanı, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurettin Arslan, "Anıtsal bir çeşme yapısına ilk defa rastlıyoruz. Kent mimarisi açısından oldukça önemli" dedi.
HACER ÖNOĞLU ÜLKER