Ünlü gezgin Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde "Şehr-i Muazzam" olarak tanımladığı kentin tarihçesi 5000 yıl öncesine kadar uzanıyor. Osmanlı İmparatorluğu döneminde önemli ve büyük şehirlerden biri haline gelen Tire, ��zellikle dokumacılık alanında büyük ün yapmıştır. Ordunun ihtiyaç duyduğu urganlar ve Yeniçerilerin iç çamaşırları yıllar boyu Tire'nin ünlü tezgahlarında üretilmiştir. İstanbul'un fethi sırasında da Fatih'in gemilerini Tire urganıyla çekip Haliç'e indirdiği bilinir. Bu güne kadar birçok yer görmüş olabilirsiniz.
Ancak "Gizli Cennet" Tire'yi görmediyseniz hala bir yanınız eksik demektir. Çünkü Tire, her zaman modernleşmenin ve endüstriyel gelişmenin çok ötesinde, o saf ve bozulmamış görüntüsü ve güzelliğiyle karşılayacaktır sizleri. Küçük Menderes'in bereketli toprakları üzerinde bulunan ilçe, güneyindeki Güme Dağları'nın eteklerinde kurulmuştur. Eski Tire diye anılan bölgede mimari yapı büyük ölçüde korunmuştur. Yeni ve modern kent anlayışındaki Tire ise zengin tarihsel dokuya dokunmadan gelişmektedir. Eskilerin dediği gibi, dağlarından bal, ovalarından yağ akar.
ZENGİN KÜLTÜREL TARİH
Çağlar boyu coğrafyasının sağladığı olanaklarla bir çok uygarlığa sahne olan Tire, zengin tarihe, kültürel ve ekonomik birikime sahiptir. Ne zaman kurulduğu kesin olarak bilinmemekle beraber M.Ö. 2000'li yıllarda tarih sahnesinde görülen Tire, Hititlilerden Lidyalılara, Romadan Bizansa, Aydınoğullarından Osmanlı Devletine kadar ve Cumhuriyet Döneminde de varlığını etkin olarak sürdürmüştür.
Özellikle Türk egemenliğinde Türk-İslam medeniyetinden ve bizlerden önce bu topraklarda yaşayan uygarlıkların belirgin öğelerinden nasibini fazlasıyla alan kent, bir mozaik içinde günümüze ulaşmıştır. Kentin eski tarihi dar sokaklarını, muhteşem güzellikteki tarihi evlerini, konaklarını, türbelerini, inanç zenginliklerinin sembollerinden havralarını, ayazmasını, hanlarını, hamamlarını, camilerini, içinde el yazması kitapların yer aldığı tarihi Necip Paşa Kütüphanesini ve Tire Arkeoloji ve kent müzelerini mutlaka gezip görün.
HER MEVSİM BAŞKA GÜZEL
Arap Pınarı, Paşa Çeşmesi, Balım Sultan gibi mesire alanları her mevsim ayrı bir güzel. Derekahve'de sonbahar yapraklarının göle düşüşünü izleyin. Yöresel yemeklerin ise mutlaka tadılması gerekiyor. Türkiye'nin en büyük pazarı olan "Salı Pazarı" görsel bir şölen. Kadınların ürettikleri iğne oyaları, danteller, yemeni ve kanaviçelerin modası hiç geçmiyor.
Ev yapımı organik pekmezler, zeytinyağları, reçeller, koruk ekşileri, turşular bu pazarın değişmeyen ürünlerinden. Ünlü "Tire Şiş Köfte ve Tandır Kebabı" yörenin en bilindik lezzetlerinden. Lor peynirinin üzerine gezdirilmiş karadut reçeli güzel bir yemeğin finali olabilir. Keçecilik, urgancılık, nalıncılık, semercilik, kalaycılık, ahşap oymacılığı, Beledi dokuma, el sanatları çarşısının yaşatılan geleneklerinden.
NERELERİ GEZELİM?
- Gastronomi turizmiyle ünlü Kaplan köyü. - Gölet restoran ve gölet alanı. - Derekahve, Toptepe, Balım Sultan,Paşa çeşmesi ve Arap pınarı mesire alanları - Otantik el sanatları çarşısı. - Türkiye'nin en büyük açık hava pazarı olan Tire Salı Pazarı. - Tarihi hanlar, hamamlar, konaklar. - Tahtakale meydanı. - Derekahve Mescidi ve Ayazması (aynı binada), Yoğurtluoğlu Külliyesi, Paşa ve Ulu camiler. - İbn-i Melek türbesi, Yoğurtluoğlu Külliyesi. - Tire kent müzesi, Thelos Mozolesi.
NE YENİR? NERDE KALINIR? NASIL GİDİLİR?
İZMİR'E 80 km uzaklıktaki Tire'ye ulaşım son derece kolay. Sık aralıklarla otobüs ve tren seferleri mevcut. Dilerseniz yıldızlı konaklama seçenekleriniz elinizi güçlendiriyor. Tak tak kebabı, Tire şiş köftesi en bilinen yemekleri. Ancak biz size küçük Tire köfteyi de öneriyoruz. Yöresel ot yemekleri her mevsim sağlıklı.
NADİR UYSAL