Bizi robotlardan sanat ayıracak
İnsanlık için düşünme şekilleri ve sanatsal bakış açısının çok önemli olduğunu belirten ressam Oylum Terzi, “Yoksa robotların insanın yerine geçmesi an meselesi” dedi
- Pazar
- Giriş Tarihi: 13 Kasım 2022
Renklerin ve desenlerin şekillendirdiği hayatını bu yola adayan Oylum Terzi, aslında bir öğretmen. Ancak o, renklerin öğrencisi olmayı seçti. Renklerin öğreteceği hep yeni şeyler olduğunu keşfeden sanatçı, vazgeçtiği anlarda da hayata renklerle tutundu. Resim sanatını dijital yaratım süreçlerine entegre eden sanatçı, reklamcılıkta da farkını ortaya koyan işlere imza attı.
Reklamcı ve ressam Oylum Terzi ile sanat ve yaşam üzerine renkli bir sohbet gerçekleştirdik.
● Oylum kendini özetle anlatır mısın?
1981 yılında Amasya Merzifon'da doğdum.
Çocukluktan beri biçim, desen ve renklerin şekillendirdiği bir dünyada büyümenin mutluluğunu yaşadım. 2002'de Ankara Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Resim-İş Öğretmenliği Bölümü'nü bitirdim. birçok arkadaşımın öğretmenlik yapmaya başladığı dönemde, 4 yıl Ankara'da artistik bir süreç yaşadım ve Sanatural adıyla resim atölyesi kurdum. Atölyemde uyuyup kalktığım, sergiler açtığım, özel dersler verdiğim bir hayat geçirdim. Bazı kurumlarda desen ve yağlıboya dersleri verdim, yurt içi ve dışında kişisel, karma ve grup sergilerinde yer aldım. Devam eden dönemde grafik tasarımı üzerine yoğunlaştım ve İzmir'de bir reklam ajansında, sanat yönetmenliği yaptım. Bu adım, geleneksel ve dijital yaratım süreçlerindeki hakimiyetimi pekiştirdi.
ZAMANSIZ BİR YER BENİM ATÖLYEM
● Resmin sendeki anlamı nedir?
Çocukluk yıllarımdan beri resim yapıyorum.
Benim için bir kaçış şekliydi, bazen bir oyun bazen de iç dünyamla bir buluşmaydı. Sonra da tek eğitim almak istediğim alana dönüştü. Para kazanma aracı olmadı hiçbir zaman. Tabi ki büyük bir emek var, masraf var, para da kazanmak gerekir. Ama resmi sadece bu uğurda güzelleştirmeye çalışmak, çok aykırı bir hareket bence. Bir hikayesi, bir yaşanmışlığı olmalı. Yaptığım bir resim, önce atölyemde bir varlık kazanıyor, sonra gittiği yerde yeni öyküler yükleniyor. Başka duvarda yaşamaya başlıyor.
Hayatım hep resim-yaşam döngüsünde geçti. Benim için iş değil bir bakış, bir ifade şekliydi, bir yoldu.
● Atölye ne zamandır faal?
3 yıl oldu burayı açalı. Sanatımı icra edip üretmek için açmıştım ama sonra kendi kişisel dünyam için buluştuğum bir yer haline dönüştü. Buraya gelip boyalara bulanıyordum. Zaman zaman psikolojimi yansıttığım, rehabilite olduğum, zaman zaman dostlarımla sohbetler ettiğim, kitap okuyup, müzik dinlediğim, kimi zaman da sessiz kaldığım, fikirler ürettiğim bir mabet gibi benim için. Zamansız bir yer.
● Burada kurslar veriyor musun?
Bazen etkinlik tadında kurslar veriyorum. Çok da güzel dostluklar ediniyorum. Sanatın farklı dallarını da kurslarıma dahil ettim. Benim açımdan hatırlanabilir anların sayısı yaşadığım gün sayısından daha değerli her zaman.
BENİ DİPTEN RENK ÇARKI ÇIKARDI
● Eserlerini üretirken kullandığın bir yöntem var mı?
Çok dipte hissettiğim bir dönemde, pek çok sıkıntının üst üste geldiği, hayattan keyif almadığım, heyecanlarımı kaybettiğim ve hatta yemek bile yiyemez duruma geldiğim bir zamanda, renk çarkıyla tanıştım. O çarkın başına geçip renklere bulanıyordum.
O renklerin buluşma hali, dokular, onları yönlendirmem bana biraz oyun biraz terapi gibi gelmişti.
Kafamı dağıtıyordum. Her yerim, kıyafetim battığı için sonra eve gidip temizlenmem 2 günümü alıyordu tabi.
● O sıkıntılı dönemden kurtuluşun nasıl oldu?
Bir gün gece yarısı o çarkı çevirirken bir renk keşfettim, çok hoşuma gitti. Beni inanılmaz heyecanlandırdı, tüylerim diken diken oldu. O renk hep vardı ama ben onu hiç kullanmamıştım, resimlerimde hiç yer almamıştı. Eve gittiğimde uyuyamadım.
Çok etkilenmiştim. O rengin yanına başka renk kullansam ne olur diye düşünüyordum. Uzun bir süre sonra ilk defa heyecanla uyandım. Ben ressamken hala yeni renklerle tanışabiliyorsam, daha keşfetmediğim binlerce renk varken, hayat nasıl vazgeçebileceğim ve heyecansız olabilirdi ki. O günden sonra hayattan keyif almaya başladım. Rengin çok çeşidi olduğu gibi sevginin de pek çok hali var. Benim için muazzam bir öğreti oldu.
"RENGE DOGRU YOL ALIRIM"
● Toplumların her zaman sanatla beslenmesi gerektiğine inananlardan mısın?
KESİNLİKLE. Bizi robotlardan sanatsal bakış açısı ve düşünme şekillerimiz ayıracaktır. Yoksa robotların insanın yerine geçmesi an meselesi.
● Her fırçayı vurduğunda o an beyninde, ruhunda neler hissediyorsun?
BELİRLİ bir duyguyla sınırlandıramam.
Bazen koca bir boşluk olur, bilinmezlik gerilim yaratır.
Benim resimdeki sınavım genelde bilinmezlikle olmuştur.
Bir dokudan etkilenir, bir renk sürerken bir kelime, bir nota fırçamı dile getirir. Peş peşe heyecanla başka boyamaya, sonra karakterlerime, rengime doğru yol almaya başlarım.
NFT GÜZEL BIR FARKINDALIK
● Sanat eserlerinin NFT ile duyurulması hakkındaki görüşün nedir?
DOĞADA az bulunan maddeler kıymetlidir.
Altın, gümüş gibi. Sanatın da eşi benzeri olmayan bir yönü olduğu için her zaman bir yatırım aracı olmuştur.
Resim sanatı hem insanın varlık halini yücelten bir durum hem de bir tane oluşu, aynısından başka bulunamaması onu özel kılıyor. Aynı resmi, ikinci bir insanın alabilme şansı yok. Özel bir yatırım aracı. Günümüzde NFT piyasasıyla ve dijital artlarla bunların parlatıldığı bir zamandayız. Çok güzel farkındalıklar var dünyada.
Sanatçının da hak ettiği parayı kazanabileceği koleksiyonlar yapmasına olanak sağladı bu durum.
"Bir agaca dokunup topraga basmazsam hata veriyorum"
● İşini yaparken sana iyi gelen şeyler nedir, nelerden besleniyorsun?
Gülmeyi çok severim. Tek başıma değil de beni anlayan kişilerle, paylaşarak gülmeyi seviyorum. Seyahat etmeye bayılıyorum. Yolda olmak benim arındığım bir durum. Doğa benim için çok önemli bir metafor.
Beni iyileştirme gücü var. 2 haftadan uzun süre doğanın içine karışmadıysam, bir ağaca dokunup toprağa basmadıysam, gökyüzünü içime çekemediysem sıkıntılar yaşıyorum, hata kodu veriyorum. Gerginlik yaşıyorum.
O yüzden doğadan vazgeçemiyorum.
FIRÇA IZI PARMAK IZI GIBI
- SENİN yapmayı düşündüğün bir eseri senden önce başka bir meslektaşın yaptığında neler düşünüyorsun?
BUNUNLA hiç karşılaştığımı hatırlamıyorum. Ama bu resmi ben yapmak isterdim dediğim çok güçlü tablolar, fırçalar var. Beğendiğim resimleri yapmak istesem bile aynısını icra edemiyorum. Tıpkı parmak izlerimizin farklılığı gibi, fırça izlerimiz de kişiye ait ve özeldir.
ERCAN AKGÜN