Ege'de, sonbaharı yaz tadında yaşasak da şu sıralar hızlı bir şekilde kışa uyum sağlamalıyız. Havaların soğumasıyla birlikte sadece kilomuzu değil aynı zamanda sağlığımıza daha fazla dikkat etmemiz gereken zamanlardayız. Soğuk havalara karşı bağışıklık sistemi, hastalıklara karşı kendini korumak için yağ yakımını azaltır. Vücudumuzdaki bu değişikliklere karşı kış mevsimini sağlıklı geçirmek için bağışıklık sistemimizi biraz daha güçlendirmek gerekmektedir. Yaz aylarında artan sağlıklı beslenme alışkanlığı, yediklerimize karşı dikkatimiz ve kilo kontrolü kış aylarının gelişiyle birlikte yerini daha özensiz beslenmeye bırakır. Kalın kıyafetlerin giyimiyle birlikle birçok kişi kilolarını bu şekilde saklama dürtüsüne girerek sağlıklı beslenme alışkanlığından uzaklaşır.
BİLİNÇSİZ TAKVİYE ALMAYIN
Burada unutmamız gereken beslenme alışkanlığımızın sadece kilo kontrolü için değil sağlığımız, hastalıklara karşı direncimiz ve bağışıklığımız için de en önemli temelidir.
Bağışıklığımızı güçlendirmek için genelde herkes grip bronşit gibi hastalıkların yaygınlaşmasıyla panik yaparlar ve bu yüzden gıda takviyelerini dışardan almaya çalışır. Direncimizi arttırmak için yapılan bu hareket bilinçsizce kullanıldığı taktirde sağlığımızı daha kötü etkileyebilir. Gıda, vitamin ve mineral takviyelerine internetten veya çevreden duyduğumuz doğruluğundan emin olmadığımız bilgilerle saldırmak yerine önce bir doktor kontrolünde kan değerlerimize baktırmalı sonrasında yine doktor önerisi olduğu taktirde doktor kontrolüyle kullanmalıyız.
Öncelikle yapmamız gereken sağlıklı beslenmek ve almamız gereken vitamin, mineral, aminoasit ve yağ asitlerini yeterli ve dengeli miktarda doğal besinlerden karşılamaktır.
Beslenme alışkanlıklarımızda ufak değişiklikler yaparak temel besin öğelerini yeterli miktarda tüketebiliriz.
Hayatımızda yapacağımız ilk alışkanlık iyi bir kahvaltı alışkanlığı oturtmaktır.Kahvaltımızda reçel gibi çikolata gibi şeker değeri yüksek besin değeri düşük besinleri tüketmek yerine yumurta peynir zeytin avokado ceviz gibi besin değeri yüksek gıdalara ağırlık vermeliyiz.
Bununla birlikte tüm öğünlerde faydalı tahıl gruplarını ve proteini dengeli bir şekilde tüketmeliyiz.
Yumurta kırmızı et balık tavuk gibi hayvansal proteinler emilim ve vücudumuzda kullanım açısından çok önemlidir. Hayvansal proteinlerin yanında bitkisel protein kaynakları da iyi bir seçenektir bunlar kışın bol bol gördüğümüz mercimek nohut ve kuru fasulye gibi kuru baklagillerdir. Kuru baklagil tüketimi hem bitkisel protein almamızı sağlarken hem de yüksek lif ve posa içeriğiyle bağırsak sağlığımızı da koruyarak iki yönlü bir şekilde bağışıklığımızı güçlendirir.
MUTLAKA SPOR YAPIN
Vücudumuzu güçlendiren bir diğer faktörümüz fiziksel aktivitedir.
Aktif spor yapamıyorsak bile yürüyüş bile sağlığımızı olumlu yönden etkiler. Aktivite sırasında salgılanan hormonlar vücut direnci ve bağışıklık için olumlu yönde etkiler. Vitamin ve mineraller ise besin takviyelerinde en çok tüketilen gruptur. Kış sebze ve meyvelerinde yeterli oranlarda bulunan, A,C ve K vitaminleri hastalıklara karşı çok iyi bir koruyucudur.
Karnabahar, pancar, kırmızı biber, patlıcan, pırasa, kereviz, mantar, ıspanak, pazı, brokoli, roka, elma, portakal, muz armut gibi mevsimindeki sebze ve meyveleri tüketmeye çalışın. B vitaminleri içinse tahıllar, kurubaklagiller, muz, patates gibi besinlere mutlaka sofralarınızda yer verin. Folik asit ise DNA onarımı, kırmızı kan hücre üretimi, beyin gelişimi, bağışıklık sistemi için oldukça önemlidir. Vücudunuza folat almak için düzenli olarak öğünlerinize daha fazla yeşil yapraklı sebze, fasulye, bezelye ekleyebilirsiniz.
MAGNEZYUM VE ÇİNKO
Yeterli mineral alımı da vücutta hastalıklara karşı ilk savunma mekanizmlarından olan lenfositlerin yapımında yer alırlar. Beyaz et ve kırmızı et iyi bir demir ve çinko kaynağıdır. Bunun yanında deniz ürünleri en yüksek çinko değeri içeriklerine sahiptir. Unutmayın, muz ve ayçekirdeği ise iyi birer magnezyum kaynağıdır.
NADİR UYSAL