atv ekranlarında hafta içi her akşam Ana Haber bültenleriyle izleyici karşısına çıkan bol ödüllü spiker Cem Öğretir, yoğun iş temposundan fırsat bulup sorularımızı yanıtladı. Çocukluk hayalinin peşinden giden ve 35 yıldır başarıyla ekranda olan Öğretir, sevenlerine bizim aracılığımızla sesleniyor ve "Bizi izlemeye devam edin" diyor. Meslektaşı aynı zamanda eşi Seda Öğretir ve küçük kızı ile mutlu bir yuvası olduğu için her anına şükreden Cem Öğretir, Babalar Gününe özel okurlarımız için duygularını paylaştı.
Cem Bey kaç yıldır ekran önündesiniz... Ekrana çıktığınız ilk günü hatırlıyor musunuz?
- Açıkçası ilk ekran deneyimim lise yıllarında açık öğretim dersleri ile oldu. Tam tarihi hatırlamıyorum. Ufak tefek rollerde çocuk oyuncu olarak ekran ile tanıştım. Ardından yine açık öğretim ekranlarında ders anlatımı yaptım birkaç ünite. Eğer o yılları başlangıç sayarsak 35 yıl olmuş. Daha sonra TRT Genç haber servisinde üniversite yıllarında haber bülteni sundum. Haber açısından ilk profesyonel sunumum ise 1 Eylül 1997 günü idi, bir öğle bülteni. Rahatsızlanan bir arkadaşımın yerine ekrana çıkmıştım. Ve o gün bu gündür ekrandayım.
Sunucu olmak isteyen genç arkadaşlara neler önerirsiniz? -
ALARMDA YAŞIYORUZ
Hafta içi her akşam atv Ana Haber'le izleyicilerinizin karşısındasınız. Nasıl hazırlanıyorsunuz? Bir ritüeliniz var mı?
-
Ritüelim çalışmak. Haberciliğin en önemli ayağı gündem takibi. Sürekli alarmdayız. Çünkü Türkiye çok dinamik ve hareketli bir ülke. Ve her gün yeni bir gündeme uyanabiliyoruz. Bu da sürekli bir uyanıklık gerektiriyor. İşimizi doğru ve zamanında yapmak adına. Günün yüzde 70'i gündemi takip ve yorumlama üzerine geçiyor diyebilirim. Çünkü seçtiğiniz her kelime büyük bir sorumluluk demek. Bu da çok yüksek bir dikkat ve algı gerektiriyor.MİNNET VE ŞÜKRAN
Bugün Babalar Günü... Baba olmak size neler kattı? Kendi babanızdan neler öğrendiniz? -
BİRLİK VE YOLDAŞLIK
Mesleğinizle hep ön plandasınız. Eşiniz Seda Hanım'la meslektaş olarak birbirinize nasıl destek oluyorsunuz?
- Artık birbirimize desteği, tam bir yoldaşlık olarak tanımlayabilirim. Çünkü aynı kulvarda olduğunuz zaman konuşmadan anlaşabiliyorsunuz. Bu çok değerli çünkü kolay kolay yakalanabilecek bir durum değil, özellikle uzun soluklu beraberliklerde. Aynı duyguları paylaşmak, farklı fikirlerde bile olsak temelde önceliklerimizin ne olduğu konusunda fikir birliğini getiriyor. Yani aynı hedefe çok daha kolay odaklanabiliyoruz. Ve daha da önemlisi bunu çok sevgi, saygı ve anlayışla yapabiliyor olmak sanırım.
ANLATACAK ÇOK ŞEY VAR
Son olarak, izleyicilerinize neler söylemek istersiniz?
- Bizi izlemeye devam edin! Daha anlatılacak çok mesele, yorumlanacak çok haber var. Her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Sevgi ve saygılarımı kabul etmelerini rica ediyorum.
"OYUNCULUK HEVESİM HEP VAR"
Televizyonda olmayı neden tercih ettiniz. Hayaliniz miydi? Sahnede olmak hayalimdi. Sonuç olarak hayalim gerçek oldu demekte bir sakınca yok sanırım. Gönlümde oyunculuk hevesi de hala var elbette. Ama yapabilir miydim bilmiyorum, olduğum yerden memnunum. Televizyon çok renkli bir dünya. Ama bir o kadar da zor. Çünkü sorumluluğunuz çok fazla. Hayatınızı ona göre yaşamanız gerekiyor. Ben çok kontrollü ve kontrolcü bir kişilik yapısına sahip olduğumdan benim için biçilmiş kaftan. Üstelik anlatmayı ve paylaşmayı da çok seviyorum. Ve her gün kendimle nasıl daha iyi anlatabilirim diye yarışıyorum. Bunu başka bir meslekte bulmak zor.
"ÖDÜL ALMAK ÇOK ATEŞLEYİCİ"
En son Paris'te aldığınız En İyi Spiker Ödülü için duygularınızı öğrenebilir miyim? Ödül almak her zaman çok ateşleyici. Özellikle de zor ve sorumlulukla yüklü bir görevi yerine getiriyorsanız. Yaptığımız yayıncılığın en önemli ödülü elbette reyting oluyor. Yanı sıra böylesi ödüllere layık görülmek de bunu taçlandırıyor. Ayrıca ödül töreninin Paris'te gerçekleşmesi de çok özel bir durumdu.