İzmirli Mercan Aldemir, 8 yaşında başladığı yan flüt eğitimlerine devam ederken yarışmalara da katılıyor. Ailesi de müzisyen olan Aldemir, çıktığı bu yolculukta her gün kendisine yeni bir şey katarak gelişimini sürdürüyor.
18 yaşındaki genç flütist uluslararası yarışmalarda aldığı derecelerle de hem ailesini hem de yaşadığı şehri gururlandırıyor. Mercan Aldemir, şu ana kadar aldığı eğitimleri, katıldığı yarışmaları ve gelecek planlarını anlattı.
Müzik sevgin nereden geliyor. Yan flüt nasıl girdi hayatına?
Ailem müzisyen ve daha önce de bu aleti kullanmıştım. Çok güzel bir tınısı var ve 8 yaşından beri yan flüt çalıyorum. Eğer ailem beni teşvik etmese bu alana yönelmeyebilirdim. Daha sonra eğitimlerime başladım ve gerçekten şanslı olduğumu düşünüyorum. Çünkü öğretmenim bu alanda tanınan en iyilerden birisi olan Sonat Sözer. Bana çok yardımı dokundu ve dokunmaya da devam ediyor. Çocukluğum hep onun konserlerini izleyerek geçti ve Fransa'da eğitim almasından dolayı da bana Fransız flüt ekolünün sağlam teknik temellerini verdi. Aynı zamanda nefes tekniklerimi geliştirdim. Bu süreçte sesi diyaframdan kullanmak son derece önemli.
ÇOCUK ORKESTRASI
İlk yarışmana ne zaman katıldın ve nasıl deneyimler yaşadın?
İlk olarak 2018 yılında Doğuş Çocuk Orkestrası'nda seçmelere katıldım ve kazandım. Eğitimlerim sırasında Jülide Gündüz ile tanıştım. O da benim şansım oldu. Onun yönlendirmesiyle yarışma ajandası hazırladık ve en önemli hedefimiz de 3.Uluslararası Cahit Koparal Flüt Yarışması oldu. Yarışma öncesinde hazırlık olsun diye de Fransa'da Sibel Kumru Pensel'in başkanlığını yaptığı "A travers la flute" derneğinin düzenlediği bir oda müziği yarışmasına katıldım. Bu pedagojik bir yarışmaydı ve bundan sonra katılacağım daha zorlu yarışmalara bir hazırlık oldu.
İlk kez yurt dışına çıktım. Böylece tecrübem arttı ve daha çok çalıştık. Klasik flüt repertuarının dışında Fazıl Say, Arda İşkol ve Cem Esen'in flüt eserlerini de hazırladık. Yarışmadan bir hafta önce de Antalya Konservatuarı'nda Kazakistan işbirliğiyle düzenlenen tek elemeli başka bir yarışma vardı. Ona da gittim kendi kategorimde birinci oldum.
YANGINA DENK GELDİ
İlk uluslararası dereceyi Cahit Koparal'da aldın. Nasıl bir süreçti?
Cahit Koparal Yarışması hayatımın dönüm noktası. Bu yarışma benim için çok başka.
Marmaris'teydi ve çok sıcaktı ama hazırlanırken sıcak iklime de alıştım. Cahit Koparal yarışması ilk kapsamlı büyük yarışmam ve Türkiye'nin halen sürekliliği olan tek flüt yarışması. Ama şöyle bir şanssızlığımız oldu.
Yarışmanın olduğu zamanlarda çok yangın vardı ve orman yangınları sebebiyle hepimiz nefes almakta zorlandık. Bu yarışma için gelen çok sayıda kişiyle tanıştım. Yarışmada da 2. oldum ve para ödülüne ek olarak diğer ödül de Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası ile konserdi.
Yarışma sayesinde bu yıl 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı Konseri'nde Mozart 2. Flüt Konçertosu'nu seslendirdim. Ama benim için asıl geliştirici olan jürilerden aldığım geri dönüşler oldu.
İtalya'da gerçekleştirilen Uluslararası Cimarosa Yarışması'nda adını dünyaya duyurdun.
Neler hissettin?
Bu yarışma için hazırlığım beni çok geliştirdi. Yarışma kilisede olacaktı bunu biliyorduk o yüzden biz de araştırmaya başladık. İzmir'de Ocak ayında konser verecek bir kilise bulduk ama buz gibi kilisede soğukta çalma deneyimi yaşadım.
Hem de kilise akustiğini deneyimlemiş oldum. Yarışmaya gelen rakiplerim ise oldukça güçlüydü ve çok iyilerdi, bu yüzden de endişelenmiştim.
Ama yarı finalde beş İtalyan flutist ile yarıştık. Sonra bir baktım ki iki İtalyan flutistle finale kaldım ve sonucunda da birinci oldum. İlerleyen zamanlarda da Nil Venditti, Can Okan gibi orkestra şefleriyle, viyolonsel sanatçısı Camille Thomas gibi değerli isimlerle tanışma fırsatı buldum. Bu sebeple katıldığım bütün yarışmalar birbirinden değerli sonuçlar getirdi.
SOĞUKTA ÇALMAK ZOR
Soğuk havanın performansına etkisi ne?
Soğuk havada çalmak çok kolay değil çünkü entonasyon ayarlamak çok zor, ellerim üşüdüğü ve esnekliğini kaybettiği için de enstrüman çalması çok zor.
Kendine rol model aldığın isimler var mı?
Türk olarak Aslıhan And, Bülent Evcil, Sibel Kumru Pensel, Öncü Uçar, Sonat Sözer, Jülide Gündüz ve Gülşen Tatu'yu rol model alıyorum, onları çok beğeniyorum.
Daha önce hepsinin çalışmalarını birebir seyretme fırsatı bulmuştum ve bu sebeple de çok mutluyum.
Yabancı sanatçılardan da Davide Formisano, Kersten McCall, Jurgen Franz, Alexandre Tkaboca'yı takip ediyorum.
FRANSIZCA ÖĞRENİYOR
Gelecek planların ne? Kendini nerede görmek istiyorsun?
Şu anda Fransızca öğrenmeye başladım. İstediğim seviyeye gelince yani B1 seviyesine geldiğim zaman artık kendi başıma o bölgede yaşayabileceğime emin olduğumda Fransa'da konservatuara gitmek istiyorum. Bunun için de belirlediğim zaman önümüzdeki sene. Böylece eğitimlerime erkenden başlayabileceğim. Eğitimimi orada tamamlayıp meslek için de Almanya'ya giderek iyi orkestraların akademilerine gitmek istiyorum.
Orkestrada olmak istiyorum.