ÇEŞME KALESİ VE MÜZESİ
Çeşme'nin Musalla Mahallesi'nde yer alan Çeşme Kalesi, ilçeye deniz yolu ile gelindiğinde ya da yürüyüş için sahile inildiğinde görülecek ilk ve en unutulmaz yerlerden biri. 16.yüzyılda Yıldırım Beyazıt tarafından inşa ettirilen kale, tipik bir Osmanlı kalesinin mimarisini yansıtır. Merdivenleri çıkıldığında ise, Çeşme'nin en harika manzaralarından birine şahitlik edilebilir. İçerisinde bulunan Çeşme Müzesi'nde Osmanlı - Rus Savaşları ve İyonyalılar döneminden kalma tarihi eserlere de yer verilir.
ERYTHRAİ ANTİK KENTİ
Tarihte 12 İyon Kenti'nden biri olan Erythrai Antik Kenti, dünyanın en temiz havalarından birini soluma olanağı sunar. Doğadaki yeşilin her tonunun tadını çıkarabileceğiniz bu antik kent, Çeşme'nin Ildır Mahallesi'nin kenarında yer alır. Bu tarihi kentin kalıntıları ise, hala yerlilerin yetiştirdiği enginar tarlalarının altında saklıdır. Eski bir Yunan kenti olarak Erythrai, M.S. 100.yılda büyük bir depremle yıkılmış olsa da, 6.yüzyılda yeniden planlanmıştır. Bu antik kente yer alan tiyatronun tepesine çıktığınızda, bölgedeki en güzel manzaralardan bazılarına tanıklık edebilirsiniz.
GERMİYAN KÖYÜ
Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan tarihi bir köy olan Germiyan Mahallesi, Çeşme'de geleneksel beyaz evleri ile ünlü bir mahalledir. Geleneksel Çeşme Evleri'ne tanıklık edebileceğiniz bu köy, dünya genelinde popüler olan ve "yavaş gıda" anlamına gelen Slow Food akımına katılarak ünlenmiştir.
HACI MEMİŞ AĞA CAMİ
Çeşme'nin yükselen değeri Alaçatı'da yer alan Hacı Memiş Ağa Cami, 17.yüzyılda bölgede yaşayan Hacı Memiş Ağa tarafından inşa ettirilmiştir. Mithat Paşa Caddesi üzerinde bulunan ve kare planlı bir cami olan Hacı Memiş Ağa Cami, bir Osmanlı Dönemi eseri olarak hala ibadete açıktır.
URLA
KLAZOMENAİ ANTİK KENTİ
Antik kent Karantina adası ile Limantepe'nin batısında kalan bölümlere kadar uzanır. Klazomenai Antik Kenti içerisinde Helenistik Çağ'a ait kalıntılar bulunur. Arkeolojik çalışmalar sonucunda dünyada ilk örneği olan eski zeytin ve zeytinyağı üretim merkezi ortaya konulmuştur. Antik kent içerisinde çeşitli dönemlere ait saray kalıntıları ve eserlere de ulaşılmıştır.
LİMANTEPE KAZI ALANI
İzmir ilinin Urla ilçesi sınırları içinde yer alan Limantepe Antik Kenti, İskele Mahallesi'nde bulunmaktadır. Günümüzden 6000 yıl öncesine kadar uzanan tarihsel geçmişi ile Limantepe Kazı Alanı, Urla ilçesinin bilinen en eski yerleşimi olarak kabul edilmektedir. Limantepe Kazı Alanı, Klezomenai Antik Kenti'nin limanlarından biridir. M.Ö 3000 yılının Ege Bölgesi'nde bulunan en önemli liman kentlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Limantepe içerisinde savunma duvarlarını görmek mümkündür.
KARANTİNA ADASI
İzmir'in Urla ilçesine bağlı bir ada olan Karantina Adası, Osmanlı Dönemi'nde tüm dünyaya yayılmakta olan çeşitli salgın hastalıkların önüne geçilebilmesi amacı ile kurulan bir adadır. Dünyada üç adet bulunan tescilli karantina adalarından biri olan Karantina Adası içerisinde Fransızlar tarafından inşa edilmiş olan karantina binaları bulunmaktadır. 1800'lü yıllarda ada içerisinde tıp merkezi inşa edilmiştir. Tarihi 5000 yıl öncesine uzanan Karantina Adası, Klazomenai Antik Kenti'ne de ev sahipliği yapmaktadır. Karantina Adası Osmanlı İmparatorluğu döneminde çeşitli tıbbi araçlar ile donatılmış ve salgınlar için güvenli bir sığınak durumunda olmuştur. 1950'li yıllara kadar kolera ve veba gibi ciddi bulaşıcı hastalıklarla mücadele eden bir tıp merkezi olarak varlığını sürdürmüştür. Karantina binası 1980'li yıllarda Urla Devlet Hastanesi'ne devredilmiştir. Karantina binası içerisinde 150 yıllık tıbbi cihazlar sergilenmektedir.
Köstem Zeytinyağı Müzesi
2002 yılında Levent Köstem ile Ali Ertan İplikçi'nin derlemesi ile kurulmuştur. Köstem Vakfı tarafından desteklenen müzede Anadolu içerisinde şimdiye kadar kullanılmış tüm zeytinyağı ezme sistemleri orjinal olarak sergilenmektedir. Köstem Zeytinyağı Müzesi çok önemli teknolojik altyapıya sahiptir.
Urla Sanat Sokağı
İzmir'in Urla ilçesinde yer alan Sanat Sokağı, 1800'lü yılların ortalarından kalan taş binalara sahiptir. Günümüzde ise bu tarihi binalar içerisinde sanatın birçok alanında atölyeler ve kurslar verilmektedir. Sanat Sokağı özellikle Enginar Festivali'nde ilgi görüyor.
Özbek Köyü
Özbek Köyü yaygın inanışa göre Oğuz boylarından Çakabey tarafından kurulmuştur. Veba salgınından dolayı Çakabey ve beyliği bulundukları alandan Özbek Köyü'ne gelmişlerdir. Çok uzun yıllar boyunca Rumların ve Türklerin birlikte yaşadıkları Özbek Köyü'nde köy içerisinden geçen derenin bir kenarı Rumlara, diğer kenarı ise Türklere ait olmuştur.
Malgaca Pazarı
İki asırdır varlığını sürdürmeye devam eden Malgaca Pazarı, eski dönemlerde alışveriş merkezi olarak kullanılmıştır. Kasap, terzi, ayakkabıcı, manav ve bakkal gibi birçok farklı dükkanı içinde bulundurmuştur.
KARABURUN
Kösedere Köyü
Karaburun'un Kösedere Köyü Boyabağı yakınlarındaki kalıntı ve buluntular, M.Ö. 1000 M.S. 1000 yılları arasında bölgede yerleşildiğini gösteriyor. Karaburun ilçesinde günümüzde çok sayıda taş ocağı ve mermer işletmesi bulunuyor. Antik dönemde de bölge aynı amaçla kullanılmış ve eski taş ocakları bu nedenle tescillenmiştir. Büyükada'da Roma Dönemi Kaya Mezarları tespit edilmiştir. Hisarcıkaltı mevkiindeki kale kalıntısı, bölgede Doğu Roma İmparatorluğu'nun geç döneminde de yerleşim olduğunu gösteriyor. Bölgedeki Eski Çullu Camii ve Eski Mordoğan Ayşe Kadın Camii erken dönem Türk hakimiyetini göstermektedir.
Ayşe Kadın Camii
Mordoğan beldesinde 700 yüzyıl önce Ayşe Kadın isimli bir kızın vasiyeti üzerine annesi tarafından Türkiye'de bir eşi olmayan, modeli Kabe'den getirilen bir camii yaptırılmış, Mordoğan'ın nergisi, sümbülü, karanfili, zeytini genç kız tarafından çeyizine işlenmişti. Camiyi yapan usta, genç kızın elle işlediği bu motifleri caminin kubbesine doğal ot ve yumurta beyazı karışımı boyalarla işlemiştir. Ahşap doğrama ve minberi küçük parçalardan geçmeli olarak yapılmıştır. Camii içinde 450 yıl önce ahşaptan yapılan 2.5 metre boyundaki saat halen çalışır vaziyettedir. O dönemden bu yana hiç onarım görmeyen cami şu sıralar İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından onarılıyor.