Bu müzeler geçmişe değil geleceğe götürüyor
Müze deyince akıllara hep geçmişe yolculuk geliyor. İçinde geçmişi anlatsa da tasarımları, mimarileri ve hissettirdikleriyle geleceğe yolculuk ettiğiniz hissini yaşatan müzeler de bulunuyor. Fütüristik müzeler, sadece içindekilerle değil tasarımlarıyla da hayran bırakıyor. İşte dünyanın fütüristik tasarımlı mimarisiyle öne çıkan müzeleri...
- Pazar
- Gülden Metin
- Giriş Tarihi: 20 Ağustos 2023
Louvre Müzesi FRANSA
Şehrin batısında Seine Nehrine yakın olarak 60 bin 600 metre kareden fazla alan kaplıyor. Dünya çapında en ünlü ve en büyük müze olarak bilinen Louvre; 1973'lü yıllardan günümüze kadar gelmiştir. İçerisinde yüzlerce sayıda Klasik ve modern sanatla ilgili şaheserlere ev sahipliği yapması ile diğerleriyle arasına büyük bir fark oluşturuyor. Müzedeki eserlerin çeşitliliği nedeniyle müze Sully, Richelieu ve Denon isminde 3 ayrı kanata ve 8 bölüme ayrılıyor. Her bölüm içerisinde farklı kültürlere medeniyetlere ait eserler bulunuyor. Bunların yanı sıra Louvre'da arkeolojik, mimari ve tarihsel sergilere de yer veriliyor. Aynı zamanda eserlerin çoğu camdan dolapların içerisinde sergileniyor. İlk devlet müzesi olma özelliği taşıyan binada günümüzde 35 bine yakın eser ve 380 binden fazla obje bulunuyor.
Royal Ontario Müzesi KANADA
Royal Ontario Müzesi (Ontario Kraliyet Müzesi) 1912 yılında kurulmuş, 1914 yılında açılmıştır. Kanada'nın ve hatta Kuzey Amerika'nın da en büyük müzelerinden biridir. Eski ve yeniyi bir araya getirilmesiyle olağanın dışına çıkılarak oluşturulan bu bina, kuruluşundan beri Toros Üniversitesi ile işbirliği içindedir. 2007 yılında Polonya-Amerikalı ünlü mimar, sanatçı ve sahne tasarımcısı olan Daniel Libeskind ve ofisi tarafından dekonstrüktivist bir 'eklenti' tasarlanmıştır. Bu eklenti 100 bin metrekarelik bir iç alana sahiptir. İerisinde arkeoloji, paleontoloji, mineraloji, zooloji ve jeoloji müzeleri de bulunur. Neredeyse bütün müze türlerinin bir araya getirilmesi oluşturulmuş ve bu yönüyle ziyaretçilerin gözbebeği olmuş. Müzede çok fazla fosil görebilir ve hayvanların kürklerine de dokunabilirsiniz.
Niteroi Çağdaş Sanat Müzesi BREZİLYA
Rio de Janeiro'nun Niteroi bölgesinde, Oscar Niemeyer tarafından tasarlanan Niteroi Çağdaş Sanat Müzesi, Brezilya'nın en ikonik yapılarından biri olarak nitelendirilir. İkonik müze, şehrin panoramik silüetinin çok önemli bir parçasıdır. Oscar Niemeyer, Niteroi Çağdaş Sanat Müzesi'nin sıra dışı tasarımını şu sözlerle açıklar: "Dar ve deniz ile çevrili bir alanda, tasarım çözümü olarak merkezi bir destek kullanmak kaçınılmazdı. Yapının mimarisi, kayalıkların arasından çıkan ve bu kayalıkları tutan bir çiçek gibi ortaya çıkmıştır." Niteroi Çağdaş Sanat Müzesi için 'çay tabağı' ve 'UFO' göndermeleri de yapılır. Aynı zamanda deniz kıyısındaki duruşu ile bir deniz fenerini de andıran yapı, yerleştiği körfezin kıyısında da kentsel bir meydan oluşturmuştur.
Chichu Sanat Müzesi JAPONYA
Bu müze 2004 yılında doğa ve insanlar arasındaki ilişkiyi yeniden düşünen bir site olarak inşa edilmiştir. Müze, Seto İç Denizi'nin güzel doğal manzarasını etkilememek için çoğunlukla yeraltında yapılmıştır. Claude Monet, James Turrell ve Walter De Maria'nın sanat eserleri, Tadao Ando tarafından tasarlanan bu binada kalıcı olarak sergileniyor.
Öncelikle yeraltı olmasına rağmen, müze, sanat eserlerinin görünümünü ve mekanın kendisinin ambiyansını zamanın geçişiyle, gün boyunca ve yılın dört mevsimi boyunca değiştiren bol miktarda doğal ışığa izin verir. Sanatçılar ve mimarlar birbirlerinden fikir alırken şekillenen müze, bütünüyle çok büyük bir alana özgü sanat eseri olarak görülebilir. Buna ek olarak Chichu Sanat Müzesi'ne bağlı müze mağazası da ziyaretçiler tarafından ilgi görüyor.
Soumaya Müzesi MEKSİKA
Müze ile birlikte, bulunduğu kültürel ve ticari bölge de aynı mimari grup Fernando Romero Enterprise tasarladı. 15. yüzyıldan 20. yüzyılın ortalarına kadar olan döneme ait 70 bin esere ev sahipliği yapan müze, yaklaşık 50 metre yüksekliğinde ve 28 kavisli çelik sütunlarla desteklenen organik bir forma sahip. Geleneksel seramik kaplı binalara referans veren müzenin cepheleri de değişen boyut ve şekillerde 16 bin altıgen ayna özellikli çelik elemanla kaplı. Bu özelliği binanın sürdürülebilirliğine katkı sağlıyor. Yedi halkadan oluşan strüktürel sistemi değişik kenarlarda konsolların oluşmasına imkan veriyor ve müzenin altı farklı yükseklikte sergi, sunum ve toplanma alanlarını da oluşturuyor. Müzede 350 kişilik bir oditoryum, kütüphane, restoran, hediyelik eşya dükkanı ve ofisler de bulunuyor.
Guggenheim Müzesi İSPANYA
Tartışmasız en sıra dışı görünüme sahip müze Guggenheim Müzesi'dir. 1997 yılında İspanya Bilbao'ya inşa edilen müze, görenleri büyülüyor. Dalgaları andıran kıvrımlı yapısıyla ve aynı zamanda alışılmışın dışında görünümüyle adeta bir dünya harikası. Nervion Nehri'nin kıyısına 11 bin metrekarelik bir alana kurulmuştur. Nehir yakınında olduğu için fotoğraflarında, nehre yansımasıyla ve gece yapılan ışıklandırmalarıyla görsel şölen oluşturur. Dışındaki titanyum kaplaması balık pullarını temsil eder. Yapının mimarı, dekonstrüktivizm (yapıbozum) anlayışını benimseyerek tasarımlar yapan ve daha birçok ünlü sanat eserine de imza atmış Frank Gehry'dir. Şehrin en ünlü yapısı olan Guggenheim müzesini ünlü yapan yalnızca mimarisi değildir. Müze iç ve dış alanlarında pop-artın ünlü temsilcilerinden Andy Warhol'dan Fransız asıllı ünlü heykeltraş Louis Borgeuis'e kadar birçok sanatçının eserlerini barındırır. Eğer yolunuz İspanya'ya düşerse kesinlikle müzeye uğramalısınız. Burası ayrıca Dan Brown'un Başlangıç kitabında da geçer.