Pazarlarda erkek satıcılar olduğu kadar kadın satıcılar da fazlasıyla yer alıyor. Böylesi güzel ve zorlu bir meslekte mücadelelerini sürdüren kadınlar, pazarların gizli kahramanı. 40 yıldır bu işi yapan Kıymet Önal pazarı çok sevdiğini söylerken Gülay Arslan da yaşadıkları zorluklara rağmen mücadeleden vazgeçmediğine dikkat çekti. Perde satışı yapan Kıymet Kındal ise her gün başka yerlerde pazar açtıklarını belirtti.
"SABAH 5'TEN GECE 11'E"
PAZARCILIĞI, 30- 40 yıldır yapan kadınlardan dinlemek bir başka oluyor. Onlar, bu mesleğin piri olmuş insanlar. Kıymet Önal, bu meslekte en önemli şeyin diyalog olduğunu söyledi. Önal, "40 yıldır bu meslekteyim ve 3 tane butik, 2 tane lokanta işlettim. Ama sonra yaşadığımız bazı talihsizlikler oldu ve butikten kalan kıyafetleri pazarda satmaya karar verdim. O günden sonra bu mesleği çok sevdim. Aslında Alaçatı esnafıyım. Sabah 5 gibi kalkıyorum, pazarıma gidiyorum ve akşam da 10- 11 gibi anca eve gidiyorum. Haftada iki gün pazarım var. Diğer günlerde de eksiklerimi tamamlıyorum" dedi. Bu işten keyif aldığını belirten Önal, şunları da ekledi: "Çok yorucu bir iş. Onları temin etmek, satışa hazırlamak, pazar yerine gelmek, akşam onları toplamak uzun bir süreç. Ama ekonomiye katkım oluyor, müşterilerle diyalog kuruyorum. Bunlar beni mutlu ediyor."
'ÇOK MÜCADELE ETTİM'
GÜLAY Arslan da sıfırdan başladığı ve hep mücadele ettiği pazarcılık mesleğinde neler yaşadığını anlattı. Arslan, şu ifadelere yer verdi: "Pazar yerinin konumu önemli. Girişler, çıkışlar, mal indirmek ve onları toplamak zorlaşabiliyor. Sabah eşim bırakıyor akşam oğlum geliyor. Bütün işleri ben yapıyorum ve buradaki ortamımızı çok seviyorum." Kıyafet ve oyuncak satışları yaptıktan sonra şimdiki düzenini oluşturduğuna dikkat çeken Arslan, "Çok mücadele ettim. Pazarlarda yer almak zordur. Kiralaman gerekebiliyor, ayarlaman lazım. Şimdi çok şükür rahatız. En güzeli de kendi işimiz olması. Toptancılarımız var, onlarla iletişim halindeyiz. Böyle işlerimizi yürütüyoruz" şeklinde konuştu.
"ÇOCUKLARIMI EVLENDİRDİM"
PAZARDA esnaf arkadaşlarıyla vakit geçirmenin keyifli olduğuna dikkat çeken Kıymet Kındal ise bu düzene yıllardır devam ettiklerini söyledi. Kındal, "Bu iş son derece zor. Hazır dikili perdeler geliyor, biz de onları satıyoruz. Ama kışın soğuğunda, yazın sıcağında onları muhafaza etmek çok zor. Elinde ürün kalması ya da onların zarar görmesi demek zarar etmen demek" ifadelerini kullandı. Pazardan elde ettiği gelirle çocuklarını evlendiren ve kendi de bu işten memnun olan Kındal, "30 senedir bu işi yapıyorum ve ilk başladığımda iç çamaşırı sattım. Sonra perdeye döndük. Zarar gören ürünün yerine yenisini koyamayız. Bu sebeple hava şartları bizi olumsuz etkileyebiliyor. Ona göre önlemimizi alıyoruz" dedi.