Coğrafya kaderimiz mi? Hayır, coğrafya aslında bizim karakterimiz.
Bunun en güzel kanıtı Gaziantep.
Bir şehir sizi ne kadar şaşırtabilir?
Gaziantep bunu yapıyor. Şehir sizi sadece şaşırtmıyor. Kendinizi yeniden tasarlayacağınız, geleceğinize yeniden şekil vereceğiniz, hayata başka pencereden bakacağınız bir fırsat sunuyor.
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi'nin her yıl düzenlediği GastroANTEP bu yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın iş birliğinde GastroANTEP Kültür Yolu Festivali ile birleşince sadece lezzet değil, kültür ve sanatla dolu dolu geçti. Bu değişimde Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'in emeği çok. Festivalin bu yılki teması Coğrafya oldu. İzmirli olarak kıskanmadım dersem yalan olur.
Medeniyetin beşiği topraklarda gerçekleşen festivalin mimarı olan ve "Coğrafya kaderin değil karakterindir" diyen Başkan Fatma Şahin ile Yeni Asır'a özel konuştuk.
- Bu yıl GastroANTEP, Türkiye Kültür Yolu Festivalleri kapsamına alındı. Nasıl bir değişim oldu? Gastronomiyi kültür ve sanatla birleştirdiğimiz bir değişim oldu. Biliyorsunuz 116 şehir arasında gastronomi alanında, UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağında Türkiye'yi temsil eden ilk şehiriz. Türkiye'nin 7 bölgesinde ve 81 ilinde tescillenmiş Gaziantep mutfağımız ile eşsiz lezzetlere sahibiz.
Kültür ve Turizm Bakanlığı da Türkiye'nin kültürel değerlerini, yerli ve yabancı farklı kültürden insanların, sanatın evrensel dilinde birleşmesi amacıyla Dünyanın en kapsamlı kültür sanat projelerinden biri olan "Türkiye Kültür Yolu Festivalleri"ni üç yıl önce hayata geçirdi. Bu öyle bir proje ki ilk iki yılda 7 festivalde 4 binden fazla etkinliğe ev sahipliği yaptı, 33 milyon kişi ziyaretçi olarak yer aldı.
Festivali, Kültür Yolu ile birleştirelim istedik. Böylece çok daha güçlendik ve gördüğünüz gibi herkes Gaziantep'e geldi.
- Bu yılın temasından yola çıkarak "Coğrafya kaderimiz mi?" Temamız coğrafya. Coğrafya kaderimiz dersek bir kabulleniş içine gireriz. Bunu aslında şöyle görmemiz gerekiyor. Coğrafya karakterimizdir. Bizim çalışmaktan başka çaremiz yok. Onun için bu coğrafyada bizim önümüze bakmamız, hedefe kilitlenmemiz ve gereğini yapmamız lazım.
Gaziantep'in mutfağının bir şifa ve sağlık olduğunu da bütün dünyaya anlatmamız gerekiyor. Bereketli hilalin arpasının, buğdayının, firiğinin kalitesini, kokusunu ve lezzetini bütün dünyaya tattırmamız, bunun için birlikte çalışmamız gerekiyor.
Gaziantep'in karakteri bir olmak, üretmek, çalışmaktır.
BAHARAT YOLU'NUN AVANTAJI
- Coğrafya karakterimiz ise bu karakteri güçlendirmek için nasıl bir yol izlemeliyiz?
En güzel domates, en güzel baharat burada yetişiyor. Çünkü biz Baharat Yolu'ndayız. Baharat Yolu'nu kalkınma yoluna dönüştüren bir ecdat var. Biz medeniyet şehriyiz. Şehrin ekonomisinin güçlenmesi bizim için çok önemli. Kendi gastronomi şeflerimizi, Michelin yıldızlı şeflerimizi oluşturmalıyız. Karakterin güçlenmesi için toplumsal kalkınmayı öne almalıyız. Michelin yıldızını bu şehre nasıl getireceğiz? Bunların hepsi o kadar önemli alanlar ki, toplum dediğimiz şey, bunların hepsini birleştirdiğiniz zaman oluyor. Şehir inanmazsa olmuyor. Şehirle birlikte, bölgeyle birlikte gittiğiniz zaman bunlar oluyor. Mezopotamya'dan Doğu Akdeniz'e geçen hattayız. Elimize geçenin kıymetini bilmemiz lazım.
SOFRAYI BÜYÜTMEK ZORUNDAYIZ
- Sizin için sofra neyi ifade ediyor?
Sofra bizi birleştirir. Kültür ve sanat bizleri birleştirir. Sofra dediğimiz şey aslında bir ekonomi, bir diyalogdur. O yüzden GastroANTEP sofrasının kapsayıcılığı ve katılımcılığı sayesinde sorun çözme kapasitemizi de bir yandan yükseltiyoruz. Ancak daha gidecek çok yolumuz var. Bu sofrayı büyütmek zorundayız. Şunu unutmamak da gerekiyor. Sofra, aslında bir şifa ekonomisidir. Dünyada pek çok hastalık yaşanıyor. Doktorlara gidildiğinde de sizleri önleyici tedbirlere yönlendiriyor. Bunların arasında gıda ve spor önemli bir yer buluyor. Gıda üzerine bakıldığında doktorlar, yerel mutfağa bir teşvik söz konusu.
Tabi bu yalnızca Gaziantep özelinde söylenen bir şey değil. Bizim Anadolu mutfağımızdan bahsediyorum. Baktığımız zaman bizden önceki kuşakların sofrası dolayısıyla ebeveynlerimiz, bizlerden çok daha sağlıklı.
İşte bizim yeniden o dönemlerdeki sağlıklı gıdalara dönmemiz gerekiyor.
7 FARKLI ÜLKENİN GASTRONOMİ ELÇİSİ
- Türkiye'nin hemen hemen yer yerinden, Dünya'nın farklı şehirlerinden insanlar var burada..
İspanya, Fransa, İtalya, Portekiz, Lübnan, Ürdün, Amerika olmak üzere 7 farklı ülkenin mutfak kültürü ve gastronomi elçileri de buradaydı.
Aslında herkes Gaziantep'e, Gaziantep'in değerleri için geliyor.
Bu şeflerin elindeki ürünü sanata dönüştürdüğünü seyretmek içinde bütün gastronomi öğrencileri buraya geliyor. Bu bir çekim gücü.
Türk şeflerimiz, yazarlarımız geliyor.
Sürdürülebilir gastronomide son durum nedir? Sıfır atık mutfak nasıl olacak? Vegan mutfak nasıl olacak? Kırsal kalkınma stratejimiz nedir? Bunlar için geliyorlar. Konserlerimiz harika geçti, ki sanatçılarımız tamamen Kültür Bakanlığı'nın desteğiyle geldi.
40 AYRI NOKTADA 400'DEN FAZLA ETKİNLİK
- Nasıl geçti GastroANTEP?
Gastronomi Kültür Yolu Festivalinde, 40 ayrı noktada 400'ün üzerinde etkinliğe ev sahipliği yaptık. Koku sergisi, minyatür sergisi, ebru seramik sergisi, mozaik çalıştayı, kültür yolu, çocuk köyü ve filmlerimiz gösterildi.
Dijital sanatlara ev sahipliği yaptık. Opera, bale gösterileri ile ruhları besledik. Elbette gastronomideki tüm değerlerimizi kapsayan bir çok workshoplarlar gerçekleştirdik. Çok güzel ama bir o kadar da sonuçlar çıkardığımız, bu alandaki politikamıza yön verecek bir festivalimiz oldu.
Yoğun ilgi bizi çok mutlu etti.