Profesyonel tiyatro ile üniversitede yarı zamanlı çalışmaya başladığı zaman tanışan Güngör Özege, Ferhan Şensoy'un dekor kurulumuna yardım edip sonra oyununu izledi. Çok etkilenen Özege daha sonra Kenter Tiyatrosu'ndan Müşfik Kenter, Dostlar Tiyatrosu'ndan Genco Erkal, Oyun Atölyesi'nden Haluk Bilginer, Moda Sahnesi derken birçok profesyonel tiyatro ile tanıştı.
Dekor yapımı, kostüm yapımı, ses ışık, organizasyon gibi bütün aşamalarında bulundu. Birçok uluslararası festivalde görev aldı... "Tiyatro artık hayatıma girmişti" diyen Özege, Baykuş Çocuk Tiyatrosu'nu kurdu...
Özege ile niçin çocuk tiyatrosunu tercih ettiğini, bu işin artılarını ve eksilerini konuştuk...
- Biraz kendinizden bahseder misiniz?
Ben Bingöl'de bir köyde doğdum.
Köyümüzde okul olmadığı için eğitimimi genelde yatılı okullarda tamamladım.
Ege Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nden mezun olduktan sonra pedagojik formasyonumu alıp öğretmen adayı oldum. Tiyatro dışında spor ile ilgileniyorum. Maraton ve ultra maraton koşucusuyum.
KÖYLERE GİTMİYOR
- Küçükken sizi de elinizden tutup tiyatroya götüren var mıydı? İz bırakan hatıralar neler?
Ben liseye kadar hiç tiyatro izleyemedim.
Ortaokulda bir öğretmeniz bize küçük bir piyes oynatmıştı. Ben çok sevmiştim. Halen hatırlıyorum.
Asıl hedefim köy okullarında tiyatro yapmak. Tiyatro izlemeyen çocuk kalmasın istiyoruz. Maalesef çoğu köylere hiç tiyatro gitmiyor.
- Neden çocuk tiyatrosu?
Elbette öncelikle çocukların yüzlerindeki gülümseyiş, o minik kahkahalar, her oyunun sonunda gördüğüm o mutluluk bana yetiyor. Çok fazla yetişkin tiyatrosunda bulundum. Aynı keyfi alamıyorum. Bir de yetişkin tiyatrosunu yapan ve önemseyen çok fazla tiyatro var. Çocuk tiyatrosuna yeteri kadar önem verilmediğini gördüm. Aslında o kadar önemli ki çocuk tiyatrosu. Çocuklar geleceğimizin tiyatro seyircileri ve oyuncuları. 3 yaşındaki çocuğun tiyatro ile ilk tanışması bizimle oluyor. Bize o kadar çok iş düşüyor ki o çocuğa tiyatroyu sevdirmemiz gerekiyor.
MİNİK BAYKUŞLAR GİBİ
- Baykuş Çocuk Tiyatrosu'nun adının bir özelliği var mı?
Baykuş hem sevimli olduğu için hem de bilginin ve bilgeliğin simgesi olduğu için. Baykuş karanlıkta daha iyi görür. Minik seyircilerimizi birer baykuşa benzetiriz. Onlar da salonun ışıkları karardığında çok iyi görürler.
Artık birer minik "baykuş"turlar ve onlar salonun bilgeleri olur.
- Dijital dünyanın mahkumu gibiyiz. Tiyatro aşkını, tiyatro izleme kültürünü onlara nasıl aşılarız?
Anne, babalar çocuklara tiyatroya gelmeden önce tiyatronun ne olduğunu, nasıl gidildiğini, nasıl izlenmesi gerektiğini anlatmalı. Gerekirse evdeyken birlikte oyunlar oynamalı.
Hangi oyuna gelecekse onun hikayesini çocuğa okumalı. Tiyatroya gelindiği zaman gişeden birlikte bileti alıp, bilet özellikle çocuğa teslim edilmeli.
Salona girdiğinde birlikte nasıl koltuğa oturulur, göstermeli. Salona girdiği anda sessiz davranması gerektiğini söylemeli. Veliler, tiyatroda tamamen çocukla ilgilenmeli. Oyun başladığında birlikte izlemeli. Bazı veliler oyun başlayınca hemen telefona sarılıyorlar.
Birlikte oyunu izlemiyorlar, çocuk bundan etkileniyor. Sıkılmaya başlıyor.
Tekrar gelmek istemiyor. Veli oyunu izlemediği için oyunun çocuğa uygun olup olmadığını da anlamıyor. Aileler baştan sona ilgili davranırlarsa çocuklar tiyatroyu seveceklerdir. Eve gittiklerinde çocuklarla oyunu canlandırmaya çalışırlarsa inanılmaz keyif alırlar.
İŞ, DON KİŞOTLARA KALIYOR
- Böylesine "olmayanlar" içinde Don Kişotluk neden?
Çocuk tiyatrosundaki bakış açısını değiştirmek istiyoruz. İki ya da üç kişi bir araya gelip tiyatro kuruyor. Sonrasında biz büyük sıkıntılar yaşıyoruz.
Veliler kalitesiz oyunlardan dolayı tiyatrodan soğuyor. Tüm bunları görünce de iş Don Kişot'lara kalıyor.
SAHNE BOŞ KALMASIN
- Ben çevremde tiyatrodan zengin olan görmedim ama perdenin açılması için para lazım. Bu açmazda neyi, nasıl yapıyorsunuz?
Evet en önemli konu. Ben de tiyatrodan para kazanan görmedim.
Biz de genellikle borç alarak çıkarıyoruz oyunlarımızı. Ekipteki bütün arkadaşlarımızın emeği var. Kaç kere baştan başladık ve her seferinde daha güçlü bir ekiple sahneye çıktık. Pandemide 2 yıl boyunca perdelerimiz kapalı kaldı. Aracımızı satıp tekrar devam ettik. Hayallerimiz çok büyük. Büyük prodüksiyonlar yapıp en uzaktaki çocuklara tiyatroyu ulaştırmak istiyoruz. Tiyatro izlemeyen çocuk kalmasın.
Çocuklar bizim geleceğimiz.