İzmir'de yaşayan ve özel sektörde yıllarca çalıştıktan sonra emekli olan Arif Uçar, çocukluk hayali olan ahşap oymacılığı kursuna gitti. Hobi olarak eğitim aldığı 35 metrekarelik atölyede bir süre sonra küçük işler üretmeye başlayan Uçar, zamanla kendini geliştirerek harika eserler ortaya çıkarmaya başladı. Uçar, "Bir Egeli ve deniz aşığı olarak, Ege'nin balıklarını, bir taraftan da mitolojiye olan ilgimden dolayı Helenistik ve Roma Dönemi miğferlerini oymaya çalışıyorum" diye konuştu.
3 YIL DİNLENMİŞ AĞAÇ
Özellikle Avrupa ülkelerinden yoğun ilgi gören miğferlerin yapılış hikayesini anlatan Uçar, "Öncelikle ağacınızın kurumuş olması gerekiyor. Çünkü eseriniz bittikten sonra çatlamalar veyahut da yamulmalar olabilir. O yüzden en az 2 yıllık, 3 yıllık dinlenmiş bir ağaç seçmeniz çok önemli. Ben oyma açısından daha rahat olan ıhlamur ağacını tercih ediyorum. Yapmak istediğimiz objeyi kerestenin üzerine çiziyoruz. İçini oyduktan sonra dışını da şekillendirip en son aşamalarda da ince motiflere geçiliyor. Motiflerini de tamamladıktan sonra zımparalıyor ve boyama işlemini yapıyoruz. Lac böceğinin salgıladığı doğal bir reçineyle cilalıyoruz" dedi.