İzmir’in Robin Hood’u İngiliz Gazetesi’nde
O’na bazıları kestirmeden eşkıya der geçer. Ancak her “eşkıyalığın” ve isyanın nedenleri vardır. Keza Türk tarihinde çıkan isyanların büyük bölümü de yine bu nesnel zeminlere dayanmaktadır. ‘Dokuz dağın efesi’ olarak da bilinen Çakırcalı Mehmet’in namı zamanında dünyaya yayılmış, hatta uluslararası basına konu olmuştur.
- Pazar
- Ayşen Alptüzün
- Giriş Tarihi: 04 Ağustos 2024
Robin Hood'u isyan ettiren şey nasıl topraklarına el konulması ise Çakırcalı Mehmet Efe'yi Ödemiş'te dağlara çıkaran nedenler de benzerdir. İsyanın dışa vurum noktası olan "zenginden alıp fakire dağıtma"daki amaç da isyanın aslında ekonomik temellere dayandığını gösterir. Çakırcalı için kısa bir bilgilendirme yapmakta fayda var. Sürekli savaş kaybedilen topraklarda sürekli yoksullaşan halk kendine bir çare bir kurtarıcı arar. İşte Ege dağlarında o kurtarıcı Ödemişli Çakırcalı olmuştur. Hükümet askerine kurşun sıkmayan, devlet malına el sürmeyen, ırza namusa dokunmayan, zenginden alıp yoksula veren, çetesiyle birlikte kısa sürede dokuz dağda nam salan Çakırcalı, peşine takılan Arnavut ve Çerkez çetecilerinin, Kamalı Zeybek gibi hunhar rakiplerinin, köylüye eziyet eden beylerin ise gözünün yaşına bakmamıştır.
Çakırcalı Mehmet Efe'nin sayılı fotoğrafl arından... Çakırcalı ömrünü kısaltacağını düşündüğünden fotoğraf çektirmeyi pek sevmezmiş.
Çakırcalı'nın namı o kadar büyür bir süre sonra halktan vergi almış, adalet dağıtmış, yol, köprü ve camiler yaptırmıştır. Ayrıca her evlenen çifte en az iki öküz bağışlamış. Çakırcalı'dan fayda gören halk ise pek tabii Çakırcalı ve adamlarına kol kanat açmış.
Çakırcalı'nın başsız cesedi Nazilli'de gömülmüştür. Naaşı 1948 senesinde ise en küçük kızı Hatice Akkaş tarafından alınarak Ödemiş Kayaköy Mezarlığı'na defnedilmiştir.
HABERLERDE ÇAKIRCALI
Çakırcalı sadece bölgesel ve ulusal değil aslında uluslararası boyutta da dikkat çekmiştir. Örneğin, İzmir Fransız Başkonsolosu Paul Blanc, 24 Temmuz 1903 tarihinde, Fransız Dışişleri Bakanlığı'na gönderdiği telgrafta, Çakırcalı Mehmet Efe'yi "Çakırcalı sıradan bir kanun kaçağı değil, tüm faaliyetleri ve maceraları Alexander Dumas'ın efsanevi Üç Silahşörler'i bile onun yanında ikinci sınıf maceraperestler olarak kalır" cümleleriyle nitelendirmiştir. İngiliz Queensland Times gazetesinin 5 Şubat 1912 yayınlanan makalede ise "Doğunun Diavolo"su ve "Gerçek Hayatta Bir Dumas Romanı" başlıkları altında, Çakırcalı'yla ilgili bilgiler İngiliz okuyuculara aktarılmış.
İngiliz Queensland Times gazetesinin 5 Şubat 1912 yayınladığı makalede "Doğunun Diavolo"su ve "Gerçek Hayatta Bir Dumas Romanı" başlıkları altında, Çakırcalı'yla ilgili bilgiler İngiliz okuyuculara aktarılmış
ANLATI İSE ŞÖYLE YER ALIYOR:
"Çakırcalı çoğu kez merhametli ve cömert bir karakter sergilerdi... Öte yandan dindar biriydi. Yakın Doğu'nun tüm eşkıyaları dindardır. Çakırcalı her gün beş kez camiye gidip namaz kılmayı ve tutkulu bir Müslümana yaraşır şekilde dua etmeyi asla ihmal etmezdi. Bir keresinde, yıkanmaya zaman bulamadığından eşkıya abasından insan kanları sızar şekilde namaz kılmıştı. Yaradan'ın nefret edilesi bir düşmanın kanını göz ardı edebileceğini ancak namazı kaçırmasını affetmeyeceğini düşünüyordu. Kadınlara karşı ise tam anlamıyla bir centilmendi. Karşı cinsi asla hiçbir anlamda taciz etme girişiminde bulunmadığı söylenir.
Kadınlara karşı olan eşsiz kibarlık ve nezaketi, sessiz, narin bir taşra kızı olan kız kardeşinin etkisiyle oluşmuş olmalıdır. Yakın Doğu'nun her karış toprağında, görev ne kadar tehlikeli olursa olsun, ona hizmet etmeye hazır ve gönülden bağlı olan kadınlar vardı. Yetkililerin yıllarca kendisini ele geçirme çabaları karşısında, her seferinde yakayı sıyırmasının altında işte bu fedakar kadınların çabaları yatıyordu. Birçok köylü kızı, zengin çeyizini onun cömertliğine borçludur. Birçok uçkuruna düşkün adam da masum kadınların ırzına göz diktiği için, Çakırcalı'nın hiddetine kurban giderek zamanından önce Anadolu'nun balta girmemiş ormanlarının tenha yerlerine gömülmüştür."