Geleneklerin ve bilimin kesiştiği nokta: Nazar

Nazar, kelime anlamı olarak "bakış" veya "göz" demektir. Ancak bu bakış, sıradan bir gözlemden ziyade, bir kişinin kötü niyetle, kıskançlıkla veya bilinçsizce başkalarına zarar verebilecek bir enerji yaydığına inanılır. Özellikle Orta Doğu, Akdeniz, Orta Asya ve Güney Asya bölgelerinde yaygın olan bu inanç, insanların kıskanç bakışlarının veya aşırı hayranlığının, diğer insanların sağlık, mutluluk ya da başarılarını olumsuz yönde etkileyebileceği düşüncesine dayanır. Geleneksel olarak, nazarın özellikle çocuklara, hamile kadınlara, yeni evlilere ve güzel eşyalara karşı etkili olduğu düşünülür. Bu nedenle, bu gibi durumlarda nazardan korunmak için çeşitli ritüeller ve semboller geliştirilmiştir. Örneğin, Türkiye'de mavi boncuk (nazar boncuğu) gibi nazar sembollerinin kullanımı oldukça yaygındır. Bu semboller, nazarın kötü etkilerini uzak tutmak ve kişiyi veya nesneyi korumak amacıyla yaygın bir şekilde kullanılır.
KORUNMA RİTÜELLERİ
Nazar boncuğu: Nazar boncuğu, özellikle Türkiye ve çevresindeki kültürlerde oldukça yaygın bir nazar koruyucusudur. Mavi renkli ve göz şeklinde olan bu boncuğun, kötü enerjileri emdiğine ve kişiyi koruduğuna inanılır. Genellikle evlerin girişlerinde, otomobillerde, bebeklerin giysilerinde veya kişisel aksesuar olarak kullanılır.

Tütsüler: Bazı kültürlerde, nazardan korunmak için kötü enerjiyi temizleme ritüelleri uygulanır. Bunlar arasında tütsü yakma, tuz serpmek veya suyla temizlik yapmak gibi uygulamalar bulunur. Örneğin, bir evde kötü enerjilerden arınmak için çeşitli bitkisel tütsüler veya tütsü çubukları yakılır.

Çörek otu: Türk kültüründe çörek otu, nazardan korunmak amacıyla kullanılan geleneksel bir yöntemdir. Özellikle yeni doğmuş bebeklerin veya hamile kadınların yanına çörek otu koymak, kötü enerjilerden korunmalarına yardımcı olduğuna inanılır.

Kırmızı iplik veya boncuk: Bazı kültürlerde kırmızı iplik veya boncuk kullanarak nazardan korunmaya çalışılır. Özellikle çocukların bileklerine takılan bu boncukların, kötü enerjileri uzaklaştırdığına ve nazardan koruduğuna inanılır.

Nazar tılsımları ve amuletler: Nazar tılsımları ve amuletler, birçok kültürde nazardan korunmak için kullanılan objelerdir. Bu tılsımlar, genellikle özel semboller, yazılar veya taşlar içerir ve kötü enerjilerden korunmak amacıyla taşınır.

Tuz ve su: Tuz ve su, nazardan korunmak için sıkça kullanılan doğal unsurlardır. Evde, kişisel eşyaların veya kişilerin etrafına tuz serpmek ya da tuzlu su ile temizlik yapmak, kötü enerjileri temizlemeye yardımcı olduğuna inanılır.

Yeşil elma veya kuru üzüm: Bazı kültürlerde yeşil elma veya kuru üzüm gibi yiyeceklerin nazardan korunma amacıyla kullanıldığı görülür. Özellikle yeşil elma, nazarın kötü etkilerini uzaklaştırmak için tüketilir veya evde bulundurulur.

İSLAM DİNİNDEKİ YERİ
Nazar inancı, İslam kültüründe de önemli bir yere sahiptir. Kur'an-ı Kerim'de doğrudan nazardan bahsedilmese de, bazı ayetler ve hadisler bu inancın İslam'daki yerini destekler niteliktedir. İslam'da, nazarın kişinin kötü niyetli bakışları sonucu ortaya çıkabileceği ve bu bakışların Allah'ın izniyle gerçekleştiğine inanılır. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (S.A.V) de nazarın varlığını kabul ettiği ve ondan korunmak için çeşitli dualar tavsiye ettiği bilinmektedir. Örneğin, nazardan korunmak için en çok okunan dualardan biri olan "Felak" ve "Nas" sureleri, İslam inancına göre kişiyi her türlü kötülükten, nazardan ve kötü enerjilerden korur. Ayrıca, Peygamber Efendimiz'in (S.A.V) sahih hadislerinde, nazarın gerçek olduğu ve nazardan korunmak için Allah'a sığınmanın gerekliliği vurgulanır. Bu hadislerde, nazarın, kişinin kendi nefsini beğenmesi ya da başkalarına kıskançlıkla bakması durumunda etkili olabileceği belirtilir. Bu nedenle, bir Müslümanın her zaman Allah'a güvenmesi, nazardan korunmak için dua etmesi ve bu konuda bilinçli olması öğütlenir. "Nazar, insanın ölümüne neden olabilir." (Sahih Müslim) Bu hadis, nazarın ne kadar güçlü bir etki yaratabileceğine dair bir uyarı olarak kabul edilir. Kur'an-ı Kerim ve hadislerde nazarın gerçekliği ve etkileri hakkında bilgi verilirken, nazardan korunma yöntemleri de öğretilmiştir. Dua, zikir, amuletler ve İslamî temizlik ritüelleri, nazardan korunma yolları olarak kullanılır. İslam kültüründe nazar, hem ruhsal hem de fiziksel sağlık açısından korunma ve dikkat edilmesi gereken bir konu olarak önemlidir.
LEEDS ÜNİVERSİTESİ DENEYİ
Nazar inancının yaygınlığı, bilim insanlarının da dikkatini çekmiştir. Bu bağlamda, İngiltere'nin Leeds Üniversitesi'nde bulunan Parapsikoloji Bölümü, nazarın varlığı ve etkileri üzerine dikkat çekici bir deney gerçekleştirmiştir. Leeds Üniversitesi'nde yapılan bu deneyde, psişik güçleri olduğunu iddia eden, renkli gözlere sahip altı denek, psikokinezi (zihin gücüyle nesneleri etkileme) yeteneklerini test etmek amacıyla seçilmiştir. Deney kapsamında, deneklerden bir hafta boyunca belirli nesnelere odaklanmaları istenmiştir. İki hafta süren bu deneyin sonunda, odaklanılan nesnelerin bazılarında morfolojik ve biyokimyasal değişiklikler gözlemlenmiştir. Ayrıca, özel olarak tasarlanmış hassas makineler, deneklerin gözlerinden çıkan elektromanyetik dalgalar tespit etmiştir. Bu elektromanyetik dalgaların, gözdeki fotoreseptörlerin kasılması sonucu açığa çıkan negatif ve pozitif akım dalga ışınımı olduğu belirlenmiştir. Deneyin sonuçlarına göre, nazarın bilimsel tanımı, gözdeki fotoreseptörlerin kasılması sonucu açığa çıkan ve elektromanyetik dalgalar aracılığıyla yayılan negatif ve pozitif akım dalga ışınımı olarak yapılmıştır. Nazarın üç türlü ışınım etkisi olduğu ve bu etkilerin radyoloji ilmiyle bağdaştırılarak laboratuvarlarda ispatlandığı belirtilmiştir: Alfa (sarsıcı), Beta (kırıcı, yıkıcı) ve Gama (yakıcı) ışınları. Halk arasında en yaygın olarak karşılaşılan tür, Alfa (sarsıcı) ışın etkisidir. Bu çalışma, nazarın sadece bir inançtan ibaret olmadığını, aynı zamanda bilimsel olarak da ele alınabilecek bir olgu olduğunu göstermiştir. Özellikle mavi ve sarı (bal) gözlere sahip kişilerin, nazar konusunda daha etkili oldukları, kahverengi ve yeşil gözlü insanların ise daha fazla nazara maruz kaldıkları tespit edilmiştir. Nazarın radyolojik etkileri üzerine yapılan araştırmalar, bu olgunun daha derin boyutlarını ortaya çıkarmıştır.
RADYOLOJİK ETKİLER YARATIYOR
Özellikle, Rusya'da 14 yaşındaki bir kız çocuğunda keşfedilen Gama ışınları, bu konuda yapılan çalışmalara ilham vermiştir. Bu genç kızın, gözleriyle karşısındaki insanlara radyolojik Gama ışını yollayarak adeta bir röntgen çekimi yapabildiği gözlemlenmiştir. Bu olağanüstü yetenek, nazarın sadece bir inançtan ibaret olmadığını, insan gözünün belirli şartlar altında karşısındaki varlıklara zarar verebilecek radyolojik etkiler oluşturabileceğini göstermektedir. 1000 kişi üzerinde yapılan laboratuvar çalışmaları, en çok nazara maruz kalan göz renklerinin kahverengi ve yeşil olduğunu, en etkili nazar ışınlarını oluşturan göz renklerinin ise mavi ve sarı olduğunu ortaya koymuştur. Bu bulgular, nazarın biyolojik ve fiziksel temelleri olabileceğini düşündürmektedir.

NAZARKÖY
Nazarköy İzmir'in Kemalpaşa ilçesinde yer almaktadır. Eski ismi Kurudere olup, yaklaşık olarak 1950 yılından bu yana kurulmuş ve halihazırda bulunan boncuk ocakları sebebiyle 20 Mart 2007 tarihinden itibaren Nazarköy adını almıştır. Nif Dağı eteklerine kurulu olan Nazarköy içerisinde Horosan Erenlerinden Hakkı Baba'nın türbesi bulunmaktadır. Normal bir mezar şeklinde olan türbenin yanı başında ise bir dilek ağacı yer alır. Nazarköy, Nif Dağı'nı ikiye bölen bir kanyon olan Kurudere Kanyonu'na da ev sahipliği yapmaktadır.