AYSUN GÜLER YAZDI
"Rutin ne büyük rahmettir" sözü, insanın modern dünyanın karmaşasında kaybolan ruhuna dokunan derin bir anlamı içinde saklar. Bu ifade, hayatın döngüsünde saklı olan sırları ve insanın kalbini dinginleştiren o mütevazı anların yüceliğini hatırlatır bize... Oysa, gözlerimiz sürekli büyük olayların, çarpıcı anların peşindeyken, ruhumuzu asıl besleyen o küçük, tekrarlanan eylemlerin farkında olamayız çoğu zaman. Her sabah uyanmak, o ilk ışığın penceremize vurması, suyun serinliğinde yüzümüzü arındırmak... Bu ritüeller, günlük yaşamın döngüsünde bize sunulan rahmetin bir parçasıdır. Olaylara manevi yönden baktığımızda her gün tekrarlanan bu hareketler, aslında insanı "an"da sabit kılar ve bu sabitlik içinde tefekküre bir kapı aralar. Rutin, aslında ruhu arındıran, saflaştıran bir yolculuktur. Rutin, bir esaret değil, ruhun hakikate uyanışıdır.
SABİTLİK VE TEKRAR
Rutin, insana bir sabır ve şükür hali kazandırır. Her sabah yeniden doğan güneş gibi, insan da her yeni günle birlikte yeniden dirilir. Bu diriliş, rutinlerin getirdiği bir rahmettir; her gün yeniden başlama, yeniden yola çıkma fırsatıdır. Rutinler, bu dünyada sabit kalmayan her şeyin faniliğine karşı insanın kalbini sağlam bir iplikle bağlar. Bu bağ, insanın ilahi olana yönelmesinin bir yoludur. Çünkü insan, rutinlerin sunduğu bu sabitlik ve tekrarda aslında hakikati bulur.
BENLİĞİ AŞMANIN YOLU
Rutin bir yerde de nefsi terbiye etmenin, benliği aşmanın bir yoludur.
Her gün tekrarlanan o küçük eylemler, aslında nefsi sınırlandırır, onu disipline eder. Rutin, insanın sabırla yoğrulmasına, olgunlaşmasına ve nihayetinde bir sükûnet denizine dalmasına vesile olur. Bu deniz, insanın dünyadan elini çekip, kalbini sonsuzluğa açtığı yerdir.
"Rutin ne büyük rahmettir," çünkü her gün yeniden doğan bu küçük döngüler, aslında sonsuzluğun parçasıdır.
Her sabah içilen bir fincan çayda, her akşam aynı saatte yatakta bulunan huzurda, bir düzenin yankısı vardır.
İnsan, bu yankıyı duyduğunda, hayatın sıradan görünen anlarında bile büyük bir rahmet ve hikmet olduğunu fark eder. İşte bu fark ediş, insanı derin bir huzura taşır. Rutinler, bizi hayattan koparıp götüren değil, aksine ruhumuzu hayata bağlayan, onu besleyen ve derinleştiren rahmetin kendisidir.