Tire’de bir garip sosyete
İzmir'in Tire ilçesinde yaşayanlar onu hatırlar, Emine Hamide Gürez'den bahsediyoruz. Nam-ı diğer 'Bir garip sosyete: Deli Hamide'. Hani öyle bildiğiniz ipe sapa gelmez delilerden değil... Konuşmasını, toplum içinde nasıl davranacağını ve görgü kurallarını bilen son derece nazik biriydi.
- Pazar
- Nadir Uysal
- Giriş Tarihi: 08 Eylül 2024
Tire'nin en güzel ve alımlı kızlarından biriydi.
O kadar zengin talibi olmasına rağmen mahallesindeki fırıncı bir gence aşık olup evlendi. Kendisini fuhuşa zorlayan eşi ile evliliği kabusa dönünce çaresiz baba evine sığındı. Bedeni kurtardı ancak bu sevdaya aklını rehin bıraktı... Uzun yıllar kendini evine kapattı, kimselerle tek kelime konuşmadı... Yıllar yıllar sonra bir gün milli bayramların birinde rengarenk rüküş kıyafetleri, beyaz eldivenleri, abartılı yüzükleri, afili gözlüğü, güneşten korunduğu şemsiyesi ve sosyetik görünümü ile ortaya çıkıverdi. Dönemin kaymakamları, belediye başkanları onu dışlamadı. Aksine kısa sürede protokol üyelerinin yanında kendine yer buldu.
'Sosyetik Hamide'nin doğup büyüdüğü mahalle...
Karşılaştığı herkese 'Pek tatlısın şeker şurubum' diye hitap ederdi. Adı, 'Deli Hamide'ye çıktı. 90 yaşında ölen Emine Hamide Gürez'in ilginç ve bir o kadar da acı dolu hayat hikayesini Yeni Asır okuyucuları için derledik...
ERKEKLER PERVANEYDİ
Emine Hamide Gürez, 1892 yılında Tire'de mütevazı biri ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ulu Cami yakınlarında Bahariye mahallesinde büyüdü. İyi bir aile terbiyesi aldı. Çocukluk yılları son derece mutlu geçti. Zaman ilerliyordu.
Artık yavaş yavaş genç kızlığa adım atmıştı. Kısa sürede güzelliği ve çevresine yaydığı ışıltıyla dikkatleri üzerine çekti. Çok geçmeden mahallenin genç erkekleri çevresinde pervane olmaya başlamıştı.
O dönem Tire'nin demografik yapısı ise oldukça zengindi.
Türkler, Rumlar ve Museviler farklı farklı mahallelerde kardeşçe ve uyum içinde yaşıyorlardı.
Museviler, her Cumartesi akşamı bu gün Cumhuriyet meydanı diye bilinen kent meydanında toplanır ve çeşitli eğlenceler düzenlerdi. Rum ve Türk aileler de bu eğlenceleri keyifle seyrederlerdi. Hamide de ailesiyle bu eğlencelere katılır ve her defasında genç erkeklerin ilgisini çekmeyi başarırdı.
Gençler gece boyu ondan tatlı bir bakış koparabilmek için adeta birbirleriyle yarışırdı.
FIRINCIYA AŞIK OLDU
Ancak Hamide hiçbirine yüz vermezdi. Nedeni ise sonraları ortaya çıktı. Her gün ekmek almak için gittiği mahalledeki fırında çalışan yakışıklı bir genç Hamide'nin gönlünü çalmayı başarmıştı. Genç kızın fırıncı gence olan ilgisi kısa sürede sevdaya dönüştü. Çevresi ise fırıncı gencin davranışlarını pek beğenmiyordu. Ona, 'Bu sevdadan vazgeç, bundan sana koca olmaz' diyorlardı.
Ancak ne yaptılarsa ne dedilerse dinletemediler. Sonunda Hamide, muradına erdi. Sevdiği gençle sade bir törenle evlenerek dünya evine girdi.
Dünyanın belki de en mutlu kadınıydı... İşte asıl dram da bundan sonra başladı. Çiftlerin mutluluğu ne yazık ki kısa sürdü. Hamide'nin fırıncı eşi çoğu kez eve alkollü gelmeye ve zaman zaman ona şiddete varacak şekilde kötü davranmaya başladı. Çaresiz kalan Hamide her defasında bunları sineye çekti. Baba evine dönse herkes ne derdi? Zaman ilerledikçe kocası eve arkadaşı olmayan bazı tekinsiz tipler getirmeye ve oturak alemleri düzenlemeye başladı. Hamide ise bu durumdan son derece rahatsız oluyordu.
Deliler gibi sevdiği eşini artık tanıyamıyordu. Zamanla eşi, onu evine getirdiği tiplerle fuhuşa zorlamaya başladı.
Dünyası kararan genç kadın ise buna şiddetle direndi. İlk fırsatta kocasını terk ederek baba evine sığındı... Bedeni kurtarmıştı, ancak ruhunu da kurtarabilmiş miydi? Sorunun yanıtı ne yazık ki hayır.
Büyük bir travma geçiren talihsiz kadın kendisini odasına kapattı. Ne ailesi ne de tanıdıklarıyla yıllar yıllar boyu tek bir kelime dahi konuşmadı, adeta hayata küstü.
Emine Hamide Gürez
ANSIZIN ORTAYA ÇIKTI
Zaman su gibi aktı, geçti...
Annesi ve babası kısa aralıklarla vefat edince kimsesiz kaldı.
Uzun yıllar izole bir hayat yaşadığı için neredeyse onu bilen, hatırlayan da kalmamıştı.
Tire, Yunan işgaline uğramış ve 4 yıl çile dolu esaretin ardından işgalden kurtulmuştu. Cumhuriyet ilan edilmiş ve yepyeni bir dönem başlamıştı. Sonra ne mi oldu?
Yıllar yıllar sonra bir gün milli bayramların birinde rengarenk rüküş kıyafetleri, beyaz eldivenleri, abartılı yüzükleri, afili gözlüğü, güneşten korunduğu şemsiyesi ve sosyetik görünümü ile Hamide ortaya çıkıverdi.
Herkes bir birine soruyordu 'kim bu kadın?' Davranışları çok da normal değildi. Yaşadığı yıllarda dönemin kaymakamları, belediye başkanları onu asla dışlamadı. Aksine kısa sürede protokol üyelerinin yanında kendine yer buldu. Belediye bandosu üyeleri ile özel bir diyalog kurdu. Her tören sonrası mutlaka yanlarına giderek onları tebrik etti. Kısa sürede halk onu benimsedi. Fakirdi, geliri yoktu ancak rengarenk ve rüküş giyinmeyi seviyordu.
Kız Meslek Lisesi öğretmenleri ona ücretsiz kıyafetler dikiyor hatta bazı zengin aileler giymedikleri kıyafetleri ona veriyorlardı.
Lokantalar ondan asla para almadığı gibi esnaf da elinden geldiğince ihtiyaçlarını ücretsiz karşılıyordu.
Hamide'nin cenazesine onu karşılıksız seven yüzlerce kişi katıldı. Naaşı kılınan cenaze namazının ardından dualar eşliğinde Tire Asri Kabristanlığı'na defnedildi
CENAZESİNE SAHİP ÇIKTILAR
ZAMAN acımasızdı... Emine Hamide Gürez, çoktan 70'i devirmiş 80'li yıllara merdiven dayamıştı. Artık, beli eğilmiş elinde de bastonu vardı. Zorlukla yürüyordu. Buna rağmen adeta fizik kurallarına aykırı şekilde dik durmaya çalışırdı. Tatlı dilliydi, sevdiği herkese gülümseyerek 'Pek tatlısın şeker şurubum' diye hitap ederdi. Artistlerden Sadri Alışık hayranıydı. O kadar ki ondan zaman zaman 'kocam' diye bahsederdi. Onlarca kedisi vardı. Kedilerini lokantaların artıkları ile beslerdi. Ölünceye kadar hiçbir mili bayramı kaçırmadı. 17 Şubat 1982 yılında hayata gözlerini yumdu. Kimsesizdi, yaşayan tek bir akrabası bile kalmamıştı. Olsun, Tire halkı onu son yolculuğunda yalnız bırakmamıştı. Cenazesine onu karşılıksız seven yüzlerce kişi katıldı. Kılınan cenaze namazının ardından dualar eşliğinde Tire Asri Kabristanlığı'na defnedildi.