İç Hastalıkları Uzmanı Dr. N. Vedat Erten, insülinin pankreasın beta hücreleri tarafından salgılanan ve kan şekeri metabolizmasını düzenleyen önemli bir hormon olduğuna dikkat çekti. Normalde, insülin hücrelerin glikozu almasını sağlar ve kan şekeri seviyelerini dengeler. Ancak insülin direnci durumunda, hücreler insülini yeterince kullanamaz, bu da pankreasın daha fazla insülin üretmesine yol açar. Bu süreç uzun vadede pankreasın yorulmasına, insülin üretim kapasitesinin azalmasına ve sonunda tip 2 diyabete yol açabilir. İnsülin direnci, genetik, çevresel ve yaşam tarzı faktörlerinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan çok faktörlü bir hastalık olarak tanımlanıyor. Dr. Erten, genetik faktörlerin, özellikle aile öyküsünün, insülin direnci gelişiminde önemli bir rol oynadığını belirtti. Ayrıca yaşam tarzı unsurlarının, egzersiz eksikliği, yüksek glisemik indeksli gıdaların tüketimi, obezite ve stres gibi faktörlerin de bu durumu tetiklediği ifade edildi. Bazı hormon bozuklukları, örneğin polikistik over sendromu, hipotiroidizm ve Cushing sendromu, insülin direncinin gelişmesine zemin hazırlayabilir. Dr. Erten, ayrıca kronik inflamasyon ve oksidatif stresin de insülin sinyalizasyonunu bozarak direnci artırabileceğini söyledi.
TANI KRİTERLERİ
Dr. Erten, insülin direncinin genellikle belirti göstermediğini, ancak aşırı kilo alımı, sık açlık hissi, halsizlik ve kan lipidlerinde bozulmalar gibi bazı belirtilerin tanıyı düşündürebileceğini vurguladı. Tanı koyarken kullanılan testlerin başında açlık insülin ve kan şekeri ölçümleri, HOMA-IR ve OGTT gibi testler geldiğini belirtti. Dr. Erten, insülin direncinin tedavisinin, öncelikle yaşam tarzı değişikliklerine dayandığını ve bu değişikliklerin vücudun insüline karşı duyarlılığını artırabileceğini belirtti. Diyet, düzenli egzersiz, stres yönetimi ve uyku düzeni gibi unsurlar, tedavi sürecinde kritik öneme sahiptir. Bunun yanı sıra, bazı vakalarda farmakolojik tedaviye de ihtiyaç duyulabileceğini ifade etti. Metformin, tiazolidindionlar (TZD'ler) ve GLP-1 reseptör agonistlerinin, tedavi seçenekleri arasında yer aldığını söyledi. Dr. Erten, son yıllarda çocuklar ergenlerde insülin direnci oranının hızla arttığını belirtti. Bu durumun başlıca nedenleri arasında yanlış beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite eksikliği, aşırı kilo ve genetik yatkınlık yer almaktadır. Ayrıca, stres ve uyku bozuklukları da bu sorunun artmasında etkili faktörler arasında gösterilmektedir.
DÜZENLİ İZLENMELİ
Dr. Erten çocuklarda ve gençlerde insülin direncinin önlenmesi için sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite, yeterli uyku ve stres yönetimi gibi temel adımların izlenmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, ailede diyabet öyküsü olan çocukların düzenli olarak izlenmesi gerektiğini vurguladı. İnsülin direncinin, özellikle çocuklar ve gençler için önlenebilir bir durum olduğunu söyleyen Dr. Erten, sağlıklı yaşam alışkanlıklarının bu hastalığın gelişimini engellemede en etkili yöntemler olduğunu belirtti. Erken teşhis ve uygun tedavi yaklaşımları ile ilerleyen yaşlarda diyabet ve diğer metabolik hastalıkların riskinin azaltılabileceğini sözlerine ekledi.

