Muğla'nın Menteşe ilçesinin Yeşilyurt Mahallesi'nde 7 kuşaktır ailesinin sürdürdüğü ipek dokumacılığını kadınlara öğreten kumaş dokuma ustası Zeynep Karacan, 300 yıllık geleneği yaşatıyor. Kent merkezine 20 kilometre uzaklıktaki yaklaşık 3 bin nüfuslu mahalledeki erkeklerin büyük bölümü geçimini tarımdan sağlıyor, kadınlar ise asırlık tezgahlarda el emeği göz nuru dökerek ipek dokumacılığını devam ettiriyor.
FİLM KOSTÜMLERİNDE KULLANILDI
Mahallede az sayıda aile tarafından yetiştirilen ipek böceklerinden elde edilen ipler, geleneksel yöntemlerle işleniyor. Aile büyüklerince odun ateşinde kaynatılarak un ile hazırlanan karışıma bandırılan ipler, daha sonra tek tek ayrılarak üzerinde çivilerin bulunduğu ahşap direklerde kurumaya bırakılıyor.
"Çıkrık" adı verilen ahşap aletlerle "masır" denilen küçük makaralara sarılan ipler, daha sonra asırlık tezgahlarda kadınların el emeği ürünlere dönüşüyor. Dokumayı öğrenen kadınlar, hem üç asırlık geleneklerini devam ettirmenin hem de aile ekonomisine katkı sunmanın mutluluğunu yaşıyor. Kaybolmaya yüz tutan bu sanat, Halk Eğitim Merkezi ve İŞKUR'un iş birliğiyle açılan dokumacılık kurslarıyla kadınların ellerinde canlandı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı kumaş dokuma ustası Zeynep Karacan, kadınlara kurs vererek mesleğin unutulmasını önledi. Ünü ülke sınırlarını aşan Yeşilyurtlu kadınların ipek dokuma kumaşları, "Truva" ve "Harry Potter" gibi Hollywood filmlerindeki kostümlerde de kullanıldı. Karacan, evlerinin bahçesine kurulan asırlık tezgahlarda kadınlarla el dokuması ipek ve pamuktan yapılan ürünlerle dokumacılık geleneğini yaşattığını söyledi. 300 yılın üzerinde bir geçmişe sahip Yeşilyurt el dokumalarının önemli bir kültürel ürün olduğunu belirten Karacan, "Yeşilyurt Bürümcük kumaşını 7 kuşaktır üreten bir ailenin ferdiyim. Sandıklarımızdaki çok eski desenlerle burada üretim yapmaya devam ediyoruz. Geleneksel dokumalarımızı teyzem, annem ve ablalarımın rehberliğinde burada verdiğimiz eğitimlerle sürdürüyoruz. Teorik dersleri ben verdim, uygulamaları ablam buradaki asırlık tezgahlarda verdi" dedi. Karacan, kurslardan mezun olan birçok kadının Muğla Olgunlaşma Enstitüsü başta olmak üzere değişik alanda iş sahibi olduğunu ve bunun kendilerini mutlu ettiğini dile getirdi. Atalarından miras kalan dokumacılığın yaşatılması için özellikle yaşlı kadınların büyük destek verdiğini anlatan Karacan, "Birçok kadın burada meslek sahibi olup güzel ürünler üreterek aile bütçelerine önemli katkı sağlıyor. Bizim ürettiğimiz el dokuması ürünleri yurt içine ve dışına gönderiyoruz" diye konuştu. Son yıllarda pek çok farklı tasarım yaparak ciddi anlamda üretim ve tanıtım gerçekleştirdiklerini, Kanada, Fransa ve Hollanda'da festivallere katılarak Yeşilyurt dokumalarını tüm dünyaya gösterdiklerini vurgulayan Karacan, dokumaların yoğun ilgi gördüğünü aktardı.
'GELENEĞİN KAYBOLMAMASI LAZIM'
Karacan'ın 86 yaşındaki Teyzesi Nurten Arslan ise Yeşilyurt'ta "Bürümcük" dokumacılığının çok eskilere dayanan el sanatı olduğunu söyledi. Kendisinin de yaklaşık 70 yıldır el dokuması yaptığını anlatan Arslan, "Evlendikten 5-6 yıl sonra kendim tezgah yaptırdım. Dokumayı çok severek yaptım. Bu geleneğin kaybolmaması ve yaşatılması lazım. Şimdi de bunu kardeşim kızları yapıyor. Birçok kadın da onlardan öğreniyor" dedi. 76 yaşındaki Sebahat Karacan da Muğla'ya gelen yabancı misafirlere verilen yöresel hediyeler arasında yer alan Yeşilyurt dokuma bezlerinin kendine has motifleriyle yaklaşık 300 yıldır tezgahlardan inmediğini ifade etti.