Menderes’i Atatürk keşfetti
- Politika
- Giriş Tarihi: 17 Aralık 2010 19:11
Mustafa Kemal bir gün yanına Recep Peker'i de alarak Aydın'a gelir. Menderes ile tanışır, "4 dakikam var" der. Ancak, görüşme tam 4 saat devam eder
Atatürk, Peker'e, "Bu ismi yaz" der. Bir süre sonra da Menderes'in ismini CHP vekiller arasında görürüz. Atatürk'e göre O, "Şayan-ı dikkat bir genç"tir
10 YIL GÖREV YAPTI
Çocukluk günlerinden, gençlik yıllarına, Karşıyaka'da futbol oynadığı günlerden, Atatürk ile tanışmasına, İnönü ile kavgalarına, özel hayatından, hiç duyulmayan özelliklerine kadar 10 yıllık başbakanlık süresinde Menderes'in kişiliğine dair birçok ipucunu bu kitaplarda bulmak mümkün. Aydın'ın İsabeyli kasabasında doğan ve "Menderes sevgisi mayamızda var" diyen Erdal Şen, Ege'nin Has Bey'i Menderes'in bilinmeyenlerini Yeni Asır'a anlattı.
ANADOLU GEZİSİ
Atatürk, Serbest Fırka'nın Anadolu'da yakaladığı başarıyı araştırmak üzere, yanına Recep Peker'i de alarak bir Anadolu gezisine çıkar. Aydın'a uğradığında, Menderes ile tanıştırılır. Yalnızca dört dakikası olduğunu söyler Menderes'e. Ancak o 4 dakika 4 saate çıkar. Atatürk, Recep Peker'e, "Bu ismi kağıda yaz, sorunca söylersin" der. Bir süre sonra da Menderes'in ismini CHP milletvekilleri arasında görürüz. Atatürk'e göre, "Şayan-ı dikkat bir genç"tir o.
Menderes'in çocukluk ve gençlik dönemleri İzmir'de geçer. O yılların en modern ve gözde gençlerinden biridir. Yüzme ve futbol özel ilgi alanlarıdır. Karşıyaka'nın o dönemdeki santrforlarından biri Menderes'tir.
Aydın düşman işgaline uğradığında, ilk tepki gösteren isimlerden biridir. 30 Haziran 1919'da Milli Mücadele'nin ilk planlı taarruz harekatı, Aydın'da gerçekleştirilir. O harekattaki kahramanlıkları nedeniyle bir ömür onurla taşıdığı İstiklal Madalyası ile ödüllendirilir.
Menderes'ten önce Türkiye'de sadece Çubuk Barajı vardı. O, 10 senede 21 baraj kazandırdı ülkeye. En stratejik gördüğü alanlardan biri de nükleer enerjiye ilişkindi. 1959'da Türkiye ile ABD arasında atom enerjisi işbirliği antlaşması imzalandı. 27 Mayıs darbesi bu hayalini bilinmeze itti. Hatta daha sonraki darbeler yüzünden 55 yıldır Türkiye hala nükleer enerjiye kavuşamadı. Ayrıca Menderes, son yıllarında ağır sanayiye adım atmıştı. Yürümekte olan 22 milyarlık proje vardı. Darbeden sonra bunların çoğu durduruldu.
HERGÜN 10 KİLOMETRE
Menderes her sabah evinden 06.00'da çıkar, 10 km'ye yakın yürür, şantiyeleri dolaştıktan sonra Başbakanlığa giderdi. Her gün Özel kalemine ilk sorduğu soru meteoroloji olurdu. Son 24 saatte Zonguldak havzasında çıkartılan kömür miktarını öğrenir; TMO, Tariş gibi büyük ve etkili kooperatiflerin yine son 24 saatte ne kadar mahsulü köylüden aldıklarını bilmek isterdi. Çimento, şeker fabrikaları ve diğer tesislerin faaliyete geçmesinden sonra da, bunların günlük üretimlerini takip eder, rakamlar bir önceki günden düşükse, bunun sebebini anında sorardı. Bir teşebbüsün bitmesi büyük bayramdı onun için.
Mahkeme öncesi iğne vuruyorlar
Yassıada'da yaşanan acılar ve yapılan eziyetlerden birini halen hayatta olan dönemin DP Bilecik Milletvekili Mehmet Erdem anlatıyor: "Görgü tanıkları Menderes'in duruşmalardaki halini anlatırken, 'Pek normal değildi ki. Mahkemeye gitmeden sabah basıyorlardı iğneyi' diyor. İğnenin ne olduğunu da, Müsekkin iğnesi. Teskin edici, uyuşturucu. Doğru dürüst kendini savunmasın diye. Askerlerden görüp acıyan oluyormuş, bizim arkadaşa anlattıklarından duyuyorduk biz de."
Elinin tersiyle atılan tokat
Kitaba söyleşi verdiği sırada hala hayatta olan Celal Bayar'ın damadı Yassıada'da tutuklu olan DP'li vekillerden Ahmet İhsan Gürsoy, Yassıada Komutanı Tarık Güryay'ın traş olmakta geç kaldığı için Adnan Menderes'e elinin tersiyle tokat attığını söylüyor.
İsmet Paşa'dan iltifat
DP'nin kurulduğu ilk günlerde Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, zaman zaman muhalif milletvekillerini sofrasına çağırıyordu ve bir keresinde de Menderes'i davet eder. Yemek sırasında dönemin Başbakanı Recep Peker ile Menderes arasında küçük bir tartışma çıkar. Tartışmayı dinleyen İnönü, Menderes için şu sözleri söyler: "İşte Menderes arkadamışız budur. Bir takım hakikatleri, bizim için acı dahi olsa böyle tatlı ifade eder. Lisanını öyle kullanır ki, bize tatlı gelir. Ben bu konuşmasından çok huzur duydum."
YARIN: 27 MAYIS BİR TERTİPTİ