Başbakan Binali Yıldırım, Marmara Üniversitesi Sultanahmet Rektörlük binasında düzenlenen "Referandumdan bir yıl sonra Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi" konulu panelde konuştu.
"8 OCAK'TA ZEHİR ZEMBEREK BİR MUHTIRA VERİLDİ BİZE"
Yıldırım, "3 Kasım'da iktidara geldik 8 Ocak'ta ilk muhtırayı yedik. 1 buçuk bile geçmemiş. 8 Ocak'ta zehir zemberek bir muhtıra verildi bize. Ne laiklik ortada kalkmış irtica hortlamış, cumhuriyetin temel değerleri yok olmuş. Bir buçuk ayda nasıl oluyorsa bu? Fakat o gündeme gelmedi neden? O gün Diyarbakır'da bir uçak kötü hava koşullarından düştü. 57 vatandaşımız da hayatını kaybetti. Gündem değişti. O muhtıra hiç konuşulmadı. Daha sonra sürekli ülkemizin gelecek hedeflerini gerçeğe dönüştürmek için çabalarken vesayet odakları ile amansız bir mücadele verdik. Bunları kamuoyu bilmez. Orada konuşulanlar, yaşananlar elbette günün birinde kamuoyuna açıklanacak bilinir hale gelecek. Hayallerinizin ötesinde büyük mücadeleler verdik. 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde su yüzüne çıktı. Orada açıkça vesayet odakları siyasete, milli iradeye karşı tavır aldılar. 'Siz bu cumhurbaşkanını seçemezsiniz' diye icat çıkardılar. Bizim memlekette 'tilki fıstığı' derler. Bunun amacı ne? Milli iradeye cumhurbaşkanını seçtirmemek. Geçmiş yılların alışkanlığı var. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bakın, hep vesayetin doruğa çıktığı bir şeydir. Fahri Korutürk'ün, Ahmet Necdet Sezer'in nasıl seçildiğini hatırlayın. Siyaset nerede parçalı hale gelmiş zayıflamışsa orada cumhurbaşkanlığı seçimi hep gündemde olmuş" diye konuştu.
"BİR TANE SAVCI, 54 İLDE 900 SİYASETÇİYİ, ÜST DÜZEY YÖNETİCİYİ DİNLEMEYE ALIYOR"
Başbakan Yıldırım, "Belli alanlar gizli ortaklara ait. Tek başına iktidar olmamınız bir şeyi değiştirmiyor. Sevindik 363 milletvekili ile geldik Ankara'ya güçlü bir iktidarız. Milli iradenin tek temsilcisiyiz. 'Hoş geldiniz biz sizin yeni ortaklarınızız' diye hiç tanımadığımız seçim meydanlarında karşılaşmadığımız, hiç ter dökmeyen bir takım insanlar, kurumlar geldiler bizimle masaya oturmaya çalıştılar. 'Biz de olmaz böyle şey milli iradenin temsilcisi biziz size ne oluyor?' dediğimizde işler karıştı. 'Madem seçtirmiyorsunuz 2007 biz de millete gidelim' dedik. Bunun üzerine Vesayet sistemi taktik değiştirdi. Yargı üzerinden üzerimize gelmeye başladı. Bir tane savcı, 54 ilde 900 siyasetçiyi, üst düzey yöneticiyi dinlemeye alıyor. Bu fark edilince yargıda bir Anayasa değişikliği süreci başladı. FETÖ o süreci kendi adına iyi kullandı alan açtı, alanını genişletti" ifadelerini kullandı.
"SAHADA ETKİN OLARAK YER ALDIĞI OLAYLARDIR"
"17-25 Aralık, Gezi olayları bu FETÖ terör örgütünün sahada etkin olarak yer aldığı olaylardır" diyen Başbakan Yıldırım, "Bunlarla sonuç alamayınca, bürokrasiye, yargıya, orduya, iş hayatına yeterince nüfus ettiğini düşündüğü için kendini gizleme gereği duymadı. 15 Temmuz'da kendi adına altın vuruşunu yapmaya karar verdi. Seçilmiş cumhurbaşkanına ve milli iradeye karşı devletin silahlarını, tanklarını, toplarını çalarak giriştiği kanlı bir darbe kalkışmasıdır. Olaylar bitmiş değil bu örgüt 165 ülkede faaliyetlerini sürdürüyor. Üst akıl niteliğindeki ülkeler 'onlara pes etmeyin, vazgeçmeyin, kazanacaksınız' diye telkin ediyor. Onlar da bu mücadeleyi yürütüyor" diye konuştu.
"SADECE ABD'DEKİ OKULLARDAN ELDE ETTİKLERİ YILLIK PARA 765 MİLYON DOLAR"
FETÖ terör örgütünün faaliyetlerine ilişkin Yıldırım, "Sadece ABD'de işlettikleri okullardan elde ettikleri yıllık para 765 milyon dolar. Daha bir çok ülkede buna benzer faaliyetler var. Ne yazık ki bir çok dost bildiğimiz ülke sonuçta iktidar bundan olumsuz etkilensin diye Türkiye kendi iç meseleleri ile daha çok enerjisini harcasın diye destek oluyorlar örtülü bir şekilde. Ne yaparlarsa yapsınlar Türkiye bu temizliği yapıyor yapmaya da devam edecek. Hukuk devleti kuralları içerisinde de yargıda hesaplarını veriyorlar" dedi.
"HER ŞEY SAYIN BAHÇELİ'NİN 11 EKİM'DE YAPTIĞI BİR AÇIKLAMASI İLE BAŞLADI"
Yıldırım Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin, "Her şey Sayın Bahçeli'nin 11 Ekim'de yaptığı bir açıklaması ile başladı; 'Bu sürdürülemez bir şeydir. Fiili durum sürdürülemez meşrulaştırılması lazım.' Yani bunun değiştirilmesi lazım. Nasıl olacak? Bunu bir davet, açık bir çağrı olarak kabul ettik. Genel Başkan Bahçeli ile 10 Kasım 2016'da bir araya geldik bu işin başlangıcını yaptık, çerçevesini çizdik. Bir çok görüşme, çalışma yaptık. Referandum sonrasında sistem değişikliği vatandaşlarımız tarafından onaylandı. Süreç işliyor şu anda. Yapılacak seçimlerde sistem topyekûn olarak devreye girecek" diye konuştu.
"TENKİT EDENLER OLDU KENDİNİ YOK EDEN BİR SİSTEM İÇİN PARÇALARCASINA ÇALIŞIYORSUN"
Yıldırım, "Tevazuya gerek yok. 15 yıllık AK Parti iktidarının en zor şartlarında iktidarımızın çok önemsediği büyük bir değişim yönetim sistem değişikliği son 2 yılda gerçekleşmiştir. Bunun sebebi, gerçekten bir şeyi isteyeceksiniz. Bu değişiklik süreç içerisinde akamete de uğrayabilirdi. Biz yılmadık sabrettik üzerine gittik. Beni tenkit edenler oldu. Sen kendini yok eden bir sistem için kendini parçalarcasına çalışıyorsun bu nasıl bir iş? Ülkem kazanacaksa ben kaybetmeye hazırım. Bin ali feda olsun dedim. Kampanyamı da bunun üzerine kurdum. Ben vazgeçiyorsam, demek ki ülkem, milletim için bu faydalı bir şey bunu söyledim aynı şeyi söylüyorum" ifadelerini kullandı.
"TEK ADAM ANLAMINA GELMİYOR"
Yıldırım, "İyi veya kötü iradenin tek olması lazım. Tek adam anlamına gelmiyor. Milletin seçtiği irade, yegane millet adına karar veren olması lazım. Tabi ki kurumlar, yargı, kolluk kendi işini yapacak. Bu sistemi şöyle özetliyorum; sürekli istikrar, güçlü tek başına iktidar" dedi.
"TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜZERİNDE DE CİDDİ BİR SPEKÜLASYON YAPMA GAYRETLERİ VAR"
Ekonomideki hareketliliğe ilişkin Başbakan Yıldırım, "Maalesef, bu ara fırsatı ganimet bilerek bazı jeopolitik belirsizlikler, küresel ve bölgesel riskleri fırsat bilerek Türkiye ekonomisi üzerinde de ciddi bir spekülasyon yapma gayretleri var. Bunun farkındayız. Ekonomi yönetimimiz, merkez bankamız gündemine hakimdir. Bunun bilimsel gerçekliği yok. Dedikodu üzerine piyasa düzenini bozmaya yönelik çalışmalardır. Bunların hepsi bugüne kadar sonuçsuz kaldığı gibi bundan sonra da aynı olacak. Tedbir almak gerekiyorsa anında tedbir almaktan çekinmeyiz" diye konuştu. DHA