Kıbrıs Türklerinin geleceği

Kıbrıs Türklerinin cumhurbaşkanını belirlemek üzere sandığa gittiği bugünlerde Türkiye’nin seçimlere müdahale ettiği iddiası da en az seçim yarışı kadar gündemde. Kapalı Maraş’ın sahil şeridinin açılmasında her ne kadar Başbakan Ersin Tatar’ın anavatan politikası eleştirilse de rakibi Mustafa Akıncı’nın Türkiye karşıtlığı da tartışılması gereken konuların başında geliyor.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, 10. kez cumhurbaşkanını seçmek için pazar günü sandık başına gitti. Seçime katılan 11 adaydan hiçbiri ilk turda yüzde 50'nin üzerinde oy elde edemedi. İlk turda yüzde 32,45 oranında oy alan mevcut Başbakan Ersin Tatar ile yüzde 29,76 oy ile ikinci sırada olan mevcut Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 18 Ekim'de yapılacak ikinci tur seçimlerde cumhurbaşkanlığı için yarışacak.

OYLARIN YÜZDE 33'ÜNÜ ALDI
Ersin Tatar, ilk tur sonuçlarının netleşmesinin ardından yaptığı açıklamada, Türkiye ile iyi ilişkiler geliştiren, dünyaya Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını her koşulda anlatabilen bir temsilci olarak saraya gideceğini söyledi. Tatar, "Şu anda yüzde 33 oy oranımız var ve birinciyiz. İnanıyorum ki 18 Ekim'de gerçek zafer bizlerin olacak" diye konuştu. Tatar'ın ilk turun galibi olarak yaptığı açıklamada vurgu yaptığı "Türkiye ile iyi ilişkiler geliştiren" sözlerinden kastı mevcut Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın tepki çeken Türkiye karşıtı söylemleri.

ANKARA MÜDAHALE ETTİ İDDİASI
Çünkü Akıncı her fırsatta Ankara'nın ülkesi üzerindeki etkisinden şikayet ediyor. Yaptığı her açıklamada, verdiği tüm demeçlerde Ankara'nın Lefkoşa üzerindeki ağırlığının sıkıntı yarattığını iddia ederek, uluslararası platformlarda Türkiye karşıtı söylemlerden medet umuyor. Hatta seçim sonrası yaptığı açıklamada da Kıbrıs Türklerinin özgür iradeleriyle cumhurbaşkanlarını seçme iradesine gölge düştüğünü öne sürdü. Akıncı, Türkiye'yi kast ederek, "Siz, 'Sizin cumhurbaşkanınız bu olacak' deme hak ve yetkisine zaten sahip değilsiniz. Kendi kendini yönetmeye muktedir olan bu halk, kimi seçeceğine karar verme yeteneğine sahiptir. Kimi seçeceğine, kendi özgür iradesiyle karar verecek olgunluktadır" diyecek kadar ileri giderek seçimlere Ankara'nın müdahalesi olduğunu iddia etti. Halbuki Türkiye, yanıbaşındaki Rum Kesimi'ni resmen tanıyıp uluslararası birçok platforma kabul eden dünyaya Kıbrıs Türklerinin haklarını haykıran, sesini duyuran tek ülke.

SARSILMAZ TARİHİ BAĞLAR VAR
Bunu görmezden gelen Akıncı, bir bakıma ülkesinin tarihine ve Türkiye ile olan köklü bağlarına da ihanet ediyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkileri anlayabilmek için Kıbrıs Adası'nın yakın tarihi ve Kıbrıs sorununu iyi bilmenin büyük önemi var. KKTC'nin kurulmasından çok önceye, Ada'daki Türk varlığının ortaya çıkmasına dayanan iki ülke bağları, 1974'teki Kıbrıs Barış Harekatı'yla perçinlendi. Ada'daki Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların ortak tarihlerini, Kıbrıslı Rumların Yunanistan ile birleşme taleplerini simgeleyen "Enosis", bunun karşısında da Kıbrıslı Türklerin Yunanistan'a bağlanma fikrine karşı savunduğu "Taksim" tezleri şekillendirmiştir. 1950'li yılların sonunda Türkiye'ye rağmen Ada'yı Yunanistan'a bağlayamayacağını anlayan Rum tarafı, Enosis'e bir sıçrama tahtası olarak gördüğü bağımsızlık fikrini ortaya atmıştır.

EŞİT STATÜDE KURUCU ORTAKLIK
Tüm bu gelişmeler sonucunda Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin garantörlüğünde, Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların eşit siyasi statüde kurucu ortaklığına dayalı olarak 1960'da Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmuştur. Kıbrıslı Rumların yarattığı zorluklar nedeniyle ancak 3 yıl süren bu ortaklık, Aralık 1963'te Rumların Türklere karşı başlattığı şiddet politikasıyla sona ermiş, bu tarihten sonra Ada'daki her iki toplum kendi kendini ayrı olarak yönetmeye başlamıştır. Kıbrıslı Türkler için zorluklarla geçen 1963-1974 yılları arasında halkın en büyük destekçisi Türkiye Cumhuriyeti olmuş, Kıbrıs Türk halkı bu dönemde zorluklara karşı verdiği mücadelede maddi ve manevi olarak Türkiye'nin verdiği sarsılmaz destek sayesinde ayakta kalmıştır.
HÜKÜMETTE KRİZE NEDEN OLDU
KUZEY Kıbrıs'ta hükümet ortağı Halkın Partisi, geçtiğimiz hafta hükümetten çekilme kararı aldığını duyurmuş, Genel Başkan Yenal Senin, Kapalı Maraş adımlarının hükümet ortaklarına anlatılmadığını ileri sürmüştü. Bu süreçten Başbakan Ersin Tatar'ı sorumlu tutan Senin, "Dış politikayla doğrudan ilgili olarak yetkili kılınan Dışişleri Bakanlığı ve Maraş açılımının mimarı olan Kudret Özersay devre dışı bırakılmıştır" ifadelerini kullanmıştı. Cumhurbaşkanı Akıncı ise, kendisinden Maraş görüşmelerinin gizlendiğini iddia etmişti.
ANAVATAN YAVRU VATAN
YILLARDIR Ada'da barışın korunmasına, Kıbrıs sorununun Türk ve Rum halklarının eşit haklarla çözümüne verdiği inkar edilemez katkılara rağmen Türkiye'nin, KKTC halkının iradesine saygı duymadığını iddia etmek elbette doğru bir yaklaşım olamaz. Ada'nın tarihi gerçekleriyle de bağdaşmayan bu yanlış bakış açısı yıllardır süregelen anavatanyavru vatan birlikteliğini de olumsuz etkileyecek bir siyasi argüman olarak kalmaya mahkum.


KAPALI MARAŞ HASRETİ BİTTİ
EÇTİĞİMİZ hafta Başbakan Ersin Tatar'ın katılımıyla 46 yıldır kapalı olan Maraş'ın sahil bölümü yeniden açıldı. Bu süreçte de Kuzey Kıbrıs'ın yanında Türkiye vardı. Tatar, bu kararı alırken Türkiye'nin de desteğini arkalarına almak iste-diklerini söyledi. Ankara temasla-rında konu hakkında Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile fikir alışverişin-de bulunan Tatar, hazırlanan plan doğrusunda Kapalı Maraş'ın etap etap açılarak eski turizm merkezi konumuna getirebileceğini söyledi. Ada'da bir kesim bu atılımın Tatar ve Ulusal Birlik Partisi hükümeti için bir tür seçim yatırımı olduğunu söy-lese de durum tam olarak bu kadar sığ bir bakış açısıyla açıklanamaz.
KKTC'NİN SAVUNUCUSU
1974 yılında adadaki Rum zulmüne son vermek için Kıbrıs Barış Harekatı'nı gerçekleştiren Türkiye, o gün savunduğu Kıbrıs Türkü'nün haklarını uluslararası camiada halen kararlılıkla savunmaya devam ediyor.
DOĞU Akdeniz'deki doğal kaynakların bölge ülkeleri tarafından hakça paylaşımı için çalışan Ankara, Kıbrıs Türklerinin de bu kaynaklardan payını alması gerektiğini her platformda dile getiriyor. Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi'nin baskısıyla Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler gibi oluşumlarda uğradığı haksızlıklara karşı da dünya arenasında savunuyor.

Zümrüt YILMAZ

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.