Son dakika: AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten kritik açıklamalar
AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Başkan Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde toplandı. Parti genel merkezindeki basına kapalı toplantı, saat 15.40'ta başladı. Toplantı sonrası Ömer Çelik gündemle ilgili konuştu ve gazetecilerin sorularını cevapladı.
- Politika
- Giriş Tarihi: 24 Kasım 2020 18:06
- Güncelleme Tarihi: 24 Kasım 2020 19:09
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in konuşmasından satır başları:
AK Parti Merkez Yönetim Kurulu'nda (MYK) ekonomi, hukuk ve demokrasi reformları ele alınacak.
AK Parti Genel Merkezi'nde yapılacak MYK ve MKYK'da Erdoğan, toplantıda hem ekonomi politikalarını tahkim edecek hem demokrasinin ve özgürlüklerin çıtasını yükseltecek hem de günlük hayatta rahatlamaya yol açacak hazırlıkları kurmaylarıyla değerlendirecek. AK Parti'de ayrıca koronavirüs salgını nedeniyle ara verilen illerdeki kongre süreci de tüm detaylarıyla masaya yatırılacak. Bu kapsamda artan vaka sayısı nedeniyle ertelenen büyükşehir ve il kongrelerinin salgının durumuna göre önümüzdeki yıl yapılması planlanıyor.
DİYARBAKIR ANNELERİ
Diyarbakır annelerinin mücadelesinin tarihe geçecek iki boyutu var. Annelerin vicdan nöbetiyle, evlatlarına kavuşma çığlığı ile bu eylemleri yapmaları, ikincisi de ana akım pek çok yer, gerek yabancı basın tarafından sistematik bir şekilde görmezden gelinmesi. Terör örgütü tarafından dağa kaçırılan çocuklarına kavuşmak için mücadele veriyorlar. Maalesef görmezden gelinmeye devam ediliyor. O annelerin çığlıkları evlatlarına ulaşıyor ve kavuşmaya devam ediyor.
Geçenlerde bazı STK'lar, şehitler, gazilerle ilgili onlara destek verdiler, bir kere daha destek verenlere şükranlarımızı arz ediyoruz.
CHP'li sayın Çeviköz'ün bazı açıklamaları oldu. Burada bizim her zaman bu tip açıklamalar olunca biraz bekliyoruz, acaba tashih etme imkanı söz konusu olabilir mi diye. Türkiye'nin milli menfaatleri konusunda bilinci pekiştirmek için buna dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Beklememize rağmen bu açıklamalar yapılmayınca biz de açıklamalarımızı yaptık.
TÜRKİYE'NİN S-400'LERİ NİYE ALDIĞI BELLİ
Müttefiklerimizden patriot almak istedik, satmadılar. Geçici olarak buraya yerleştirilen patriotları aldılar, gittiler. Uygun şartlar Rusya tarafından verildiğinde gerçekleşti. Halen de söylüyoruz patriotları almaya hazırız diye. CHP'den çıkıyor biz iktidara gelirsek S-400'leri iptal edeceğiz diyor. Türkiye'nin hava savunma sistemi, güvenlik ihtiyacı ne olacak. Bu bir kes-kopyala-yapıştır, tercüme ve ithal ikameci anlayıştır. Demokrasiyi bir mal gibi görüp bir yerden bir yere ithal edeceklerini sanıyorlar.
Niçin Türkiye'nin hava savunma ihtiyacı için tedarik ettiği sistemleri iptal edecekler? Türkiye'nin Libya'da meşru çıkarlarını korumak için giriştiği mücadeleyi niye eleştiriyorsunuz? Milli çıkarlarımıza halel getirmek isteyen Hafter yönetimi söz konusu. Suriye'den asker çekmemizi istiyorlar. Bütün bu tablonun içinde Biden'e dönük olarak demokrasi vurgusu sözleri siyasi bilinçten yoksun, ahlaki olarak asla kabul edemeyecek sözler olduğunu düşünüyoruz. Bunu düzeltmelerini beklerdik. Demokratik açıdan saygısızlık, ahlaki açıdan kabul edemezdir."
Geçmişte kendisini büyükelçi olarak tanıyoruz. Bunu düzeltmek yerine çıktı, bizim eleştirilerimizin kötücül bir değerlendirme olduğunu söyledi. Mantıktan ve kendini ifade etme kabiliyetinden yoksun bir yaklaşım. Demokrasi dünyaya açıktır, demokrasilerin dayanışmasını bütün dünya ile konuşabilirsiniz. Bununla ilgili mekanizmalar da vardır. AB Parlamenter Konseyi vardır, başka mekanizmalar vardır. Demokrasinin evrensel niteliğine dönük olarak bir dayanışma meselesinden bahsetmiyoruz. Tam tersine bir başka odaktan demokrasi talebi, bir ithalat demokrasisi şeklindeki yaklaşımdan bahsediyoruz.
NATO MÜTTEFİKİNE KARŞI TERÖR ÖRGÜTÜNÜ DESTEKLEDİNİZ
Demokratik dayanışma konusunda bir talep başka türlü ifade edilir, demokrasiyi ithal etmek bunların söylediği gibi ifade edilir. Eğer ABD'ye, Avrupa'daki müttefiklerimize çağrı yapacaksanız, meşru dayanışmanın çağrısı şunlar olmalıydı; ABD yönetimine geçmişteki hataları yapmayın olabilirdi. Şunun söylenmesi gerekiyordu; demokrasimizi tehdit eden unsurlar başka. Yeni yönetime Trump döneminde PKK/PYD terör örgütüne TIR'lar, uçaklar dolusu silahlar verdiniz, üstelik NATO müttefikine karşı terör örgütünü desteklediniz.
PKK/PYD'ye verilen silahların toplanması, terör örgütüne dönük olarak eğitim çalışmalarının sona erdirilmesi, gerçek bir terör örgütü muamelesi yapılması söylenmeliydi. Bunun yerine demokrasi vurgusu diye bir yaklaşımdan bahsediliyor. Yeni yönetime söylenmesi gereken bir başka husus şudur; Türkiye'nin milli iradenin yegane temsilcisi olan TBMM'nin, milli iradenin tecellisi ile seçilmiş Cumhurbaşkanlığı makamının bombalanmasında doğrudan fail olan FETÖ'nün aynı DEAŞ terör örgütüne yapılan muameleye tabi tutulması müttefiklerimize söylenmeliydi.
TÜRKİYE'YE F-35 VERİLMESİNE ENGELLENMESİNE SES ÇIKARIYOR MUSUNUZ?
Terör örgütü liderinin orada barınmasının bizim demokrasimize tehdit oluşturduğunu söylenmeliydi. Ama bunun yerine örneğin biz iktidara gelirsek S-400'leri iptal edeceğiz gibilerinden Türkiye'nin ve güvenliğinden taviz veren bir yaklaşım ortaya konulmuştur. S-400'ü verdiğiniz zaman müttefiklere 'aynı şartlara patriot temin' edin diyor musunuz? Bunların hiçbiri söz konusu olmuyor.Türkiye'ye F-35 verilmesine engellenmesine ses çıkarıyor musunuz?
Türkiye'nin Libya ve Azerbaycan'a yönelik ambargonun deldiğine dair kara propagandaları dillendirmek ana muhalefet partisinin işi midir? Kapalı Maraş'ın açılmasından rahatsız oluyorlar. Karşımızdaki Rum tarafı KKTC'yi eşit muhatap kabul etmiyor, eşit topluma dayalı bir çözüm, siyasi hak vermek istemiyor. En son Doğu Akdeniz'deki gaz değerlerinin elde edilmesinde baştan bunlar mekanizmaya bağlansın denildi. Hayır diyorlar, herhangi bir mekanizmaya bağlamayalım, bunu alır cebime koyar, bir gün çözüm olursa Türk tarafına veririm gibilerinden saygısızlık yapıyor.
KARŞI TARAF SİZE SORMAZ MI ANTİDEMOKRATİK SİCİLİNİZİ?
Kapalı Maraş'ın açılmasının gayrimeşru ne tarafı var? Dolayısıyla bunlar demokratik açıdan dayanışma anlamına gelmeyen sözlerdir.Bunlar demokratik açıdan karşılıklı olarak bir güç dayanışması anlamına gelmeyen sözlerdir. Demokratik değerler konusundaki siyasi dayanışma yaklaşımlar son derece saygıdeğerdir. Ama burada tek taraflı bir akışkanlık var o da ithalat demokrasi dediğimiz ahlaki açısından kötü, Türk halkının demokratik değerlerine sahip çıkmak açısından saygısızca olarak değerlendirebileceğimiz tutum var.
Kendi ülkesini şikayet edip demokrasi talebinde bulunuyor. Karşı taraf size sormaz mı antidemokratik sicilinizi? Seçim dışı yollarla iktidar değiştirmek nedir diye bir soru sorulmuş olsa ne cevap vereceksiniz?
Bir kere daha söylüyorum, keşke bunu düzeltselerdi, daha sonraki açıklamalar durumu daha da vahim hale getirdi. Başkalarından demokrasi talep etmeden önce nasıl demokrat olunur konusunda özeleştiriye girmeleri kendileri ve ülkemiz için değerli olacağının faydalı olduğunu düşünüyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı reform, hukuk, yargı, siyasi reformlar siyasi kimliğimizin bir parçası. Önemli bir reform uygulamasını Türk siyasi hayatına paketlerle, uygulamalarla ortaya koyduk. Reform vatandaşların talepleri demektir. Demokrasinin toplumun bütün kılcal damarlarına ulaşması demektir. Reform süreci demokrasinin derinliğidir.Birtakım başka anlamlar yükleyen olduğunu görüyorum. Şartlar değişir, hayat değişir, toplumun taleplerinin siyasette temsil edilmesi konusunda yeni mekanizmalara ihtiyaç duyulur. İşte bu siyasi reformlarla, hukuk reformlarıyla gerçekleştirilir. Hayat dinamiktir. Bütün kurumların sahibi, devletin sahibi ana odak vatandaşımızdır.
BU ARAMALAR HUKUK DIŞI KORSAN ARAMALARDIR
AB tarafından yürütülen İrini harekatı çerçevesinde bir Alman savaş gemisi tarafından yapılan aramayı şiddetle protesto ediyoruz. Hamburg isimli Alman savaş gemisi hiçbir nezaketi gözetmeksizin insani yardım malzemesi taşıyan gemiye müdahale etmiştir. Bu müdahaleyi meşrulaştırmaya çalışıyorlar.Bu ambargoyu delen taraf Türkiye tarafı değildir. Türkiye BM'nin destek verdiği meşru yönetime destek veriyor.
Oradaki toplu katliamların gayrimeşru işlerin karşısında Hafter belli ülkelerin desteği ile duruyor. Şimdi o toplu mezarların getirdiği yükten ve suçtan kurtulmak için bu tip yanıltıcı haberler üretiyorlar. Almanya ile bu konularda yakın istişaremiz var. Çok önemli diplomatik kapasitemiz var. Bu tip eylemlerde bulunmamaları gerektiğinin bir kez daha altını çiziyoruz. Bu aramalar hukuk dışı korsan aramalardır. Ülkemizin itirazı üzerine sonlandırdılar. Sonra aramalarda ve gözlemlerde yasadışı yüke ve malzemeye rastlanmadı dediler. Sizin yasadışı yük ve malzeme arayacağınız gemilerin hangi ülkelere ait olduğunu net şekilde biliyorsunuz.
DAEŞ'İN AVRUPA'DAKİ KARŞILIĞI ORADAKİ FAŞİSTLERDİR
AB kendi üyesi olan bazı ülkelerin bu gayrimeşru işlerin peşinden gitmemelidir. Kardeş Azerbaycan'ın işgal altındaki toprakların kazanılmasının sevincini yaşıyoruz.
Anlaşmaya bağlı olarak Ağdam reyonuna 20 Kasım'da Azerbaycan ordusu girdi.Ermenistan'ın Kelbecer'den ayrılması gerekiyordu. Birazcık ertelenmiş olması.Burada Azerbaycan'ın belirleyeceği yerde Rusya ile Türk askeri bu barışın kazanımların konusunda gözlemcilik yapacak.Azerbaycan'a desteğimizi bir kez daha yineliyoruz.
Fransa'da İslam düşmanlığıyla ilgili çok fazla eylem çıkıyor. 10 yaşındaki çocukları öğretmenleri şikayet ediyor, polis onları evinden alıyor. 3'ü Türk, terör merkezine götürerek sorgulamaya çalışıyor.Bu yanlışlıklardan ders çıkaracak, Fransız demokrasini zedelemekten kaçınacak şeylerden kaçınmak yerine yanlış uygulamaları devamını görüyoruz.
Fransa'nın içerisindeki tartışmalar da son derece doğru mecrada seyrediyor. Özellikle bazı akademisyenler bu adımların Fransız demokrasisini zedeleyen adımlar olduğunu söylüyor. DAEŞ'in Avrupa'daki karşılığı oradaki faşistlerdir. Oradaki faşistlerin eylemleri ile DAEŞ'in eylemleri birbirini destekliyor. Avusturalyalı üst düzey komandoların masum insanların göz göre göre katlettiği ortaya çıktı. Bunu kınıyoruz. Daha büyük kaygılara sahibiz.Güçlü adımların atılması gerektiğini, gereken soruşturmaların, cezaların verilmesi gerektiğini net bir şekilde ifade ediyoruz.
Kongrelerimize Kovid konusunda alınan tedbirler vesilesiyle bir müddet ara verdik. Ondan sonra yeniden değerlendireceğiz. Çalışmalarımızı bu şekilde sürdürüyoruz.
SORULAR VE YANITLAR
(Bülent Arınç'ın istifası) "Kendileri istifalarını sundular, sayın Cumhurbaşkanımız da kabul ettiler. MYK'da bu konu değerlendirildi. Sayın Arınç'ın görüşlerinin MYK'mız tarafından kabul edilmediği kanaatine sahiptir. Bu değerlendirmelere katılınmadığı açık şekilde ifade edildi. Kendileri de istifalarını sundular, sayın Cumhurbaşkanımız da kabul etti."
"Bakanlıklarımızın ilgili çalışmaları var. Bunlar değerlendirilecek aşamaya geldi. Aynı şekilde partide siyasi, hukuki konularda yürüttüğümüz çalışmalar vardır. Karantinadan çıktığımızda önümüzdeki dönemde atılacak siyasi adımlarla ilgili olarak kapsamlı bir değerlendirme yaptığımızı, sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarının alındığını söylemiştim. Biz siyasi parti olarak kendi çalışmalarımızı yapıyoruz. Bakanlıklarımızın da çalışmaları var. Her biri olgunlaştığında Cumhurbaşkanımıza ve genel başkanımıza sunularak, tartışılıp son kararlar verilecektir.
Vatandaşımızın taleplerinin, arzularının devlet hayatına daha çok yansıması lazımdır. Görev yapan her kurum ve her kişi meşruiyetini vatandaşımızın verdiği iradeden alıyor. Toplumun çeşitli kesimlerinin sorunlarının çözülmesi o kadar hızlı hale geliyor."