Türk siyasi tarihinde "postmodern darbe" olarak bilinen, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın istifasını getiren ve bin yıl süreceği iddia edilen 28 Şubat'ın üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen toplumsal, siyasal ve hukuksal alanda oluşturduğu darbeler hala zihinlerde tazeliğini koruyor. Dönemin Başbakan Yardımcısı olan eski başbakanlardan Tansu Çiller, o dönem yaşadıklarını anlattı. Refah Partisi'nin İstanbul dahil birçok belediyeyi almış olmasından bir rahatsızlık oluştuğunu vurgulayan Çiller, "Refah Partisi'nin gelmesi istenmiyordu. Bunun için adeta bir strateji oluşturuldu. Dendi ki, 'Anavatan ile Doğru Yol bir koalisyon kursun, hangisi daha yüksek oy alırsa başbakan o partiden olsun ki Refah Partisi ile koalisyon olmasın.' Bunun üzerine çalışıldı. Daha fazla milletvekilimiz olmasına rağmen feragat ettik ve başbakanlığı Anavatan Partisi'ne verdik. Ancak tabanda iki parti arasında bütünleşme sağlanamadı. İşlemeyince, Refah Partisi ile bir koalisyon kurduk" dedi.
'ASKER AYAKTA' MESAJLARI
Tansu Çiller, Refah Partisi ile koalisyon kurulmadan önce çeşitli uyarılar, tehditler geldiğini dile getirerek, "Sayın Cumhurbaşkanı Demirel tarafından bana ve Sayın Erbakan'a 'Asker ayakta' şeklinde mesajlar iletilmeye başlandı. Hatta bu tehditler öyle boyutlara geldi ki evlatlarım, ailem hedefteydi. Refahyol Hükümeti'nin laiklik karşıtı eylemleri desteklediği algısı yayıldı. Demirel ile görüştüm. Ben komutanları almaktan bahsediyordum. Bunun üzerine Sayın Erbakan'a gittim. Askerle uzlaşmak istiyordu. Sayın Demirel ise konuyu hemen Genelkurmay'a gönderdi. 28 Şubat sürecine bakıldığında abartılar varsa bile zamanın ruhuna bu senaryo yazıldı. Yani Sayın Erbakan, iktidar olmayacak, olursa da bir şekilde durdurmak gerekecek" diye konuştu.
DARBE TANIMLARINDAN BİRİ
Mesut Yılmaz'a görev verilince Demirel'e 'Kim istiyor bizim koalisyonumuzu?' diye sorduğunu aktaran Çiller, "Bana omuzlarını gösterdi yani apoletliler demek istedi. Bir hükümet, hükümet edemez hale getiriliyor, bu aslında darbenin tanımlarından bir tanesi. Oysa Refahyol hükümeti devam etseydi bu bir hizmet kervanı olacaktı. 28 Şubat'ın ardından batan bankalar, Türkiye'yi büyük krize soktu. Bu krizin maliyeti 291 milyar dolar. Mağdur edenler ve mağdur olanlar hepimiz aynı platformda buluşup anlaşabilirsek, bu ülkeyi büyük bir aşamadan geçiririz. Nihayet millet ne yaptı? Bizleri tasfiye etti ve AK Parti iktidarına şans verdi ve onlar da darbeleri bitirdiler. Vesayet dönemini bitirdiler. Şimdi bize düşen yine demokrasinin yüksek platformunda birleşmek. Burada herkese yer var. Çünkü hepimiz için tek bir Türkiye var" değerlendirmesinde bulundu.
'YOK EDİLMESİ GEREKEN SUİKAST'
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI FUAT OKTAY:
28 Şubat bildirisi, yakın siyasi tarihimize düşürülmüş kara bir leke, temelinde yatan zihniyetle birlikte yok edilmesi gereken bir milli irade suikastıdır. Demokrasiyi gerçek anlamda işler hale getiren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'miz ve daha fazla demokrasi ve özgürlük hedefleyen sivil anayasa çalışmamızla hiçbir vesayete geçit vermedik, vermeyeceğiz.
CUMHURBAŞKANLIĞI İLETİŞİM BAŞKANI FAHRETTİN ALTUN:
Belli siyasi partiler, STK'lar ve sözde aydınlar bu koronun içindeydi.
Aziz milletimiz, tarihinden aldığı güç ve ilhamla 28 Şubat'ı gerçekleştiren zihniyete çok kısa bir süre içerisinde, kendi evlatlarını yeniden iktidara taşıyarak cevap vermiştir. Çünkü 28 Şubat, aziz milletimize ve değerlerimize kin besleyenlerin, el ele verdiği bir süreçtir.
AK PARTİ SÖZCÜSÜ ÖMER ÇELİK:
Milletimizin demokratik birikimi karşısında 28 Şubat mağlup oldu. Ama zihniyetinin yok olmadığını, sadece geri adım atmış gibi durduğunu görüyoruz. Zaman zaman bazı siyasiler tarafından 28 Şubat'a özgü uygulamalar teklif ediliyor. Demokrasiye karşı tehdit devam ediyor. Millet olarak demokratik birikimimize büyük bir güçle sahip çıkmalıyız.
AK PARTİ GENEL BAŞKANVEKİLİ NUMAN KURTULMUŞ:
28 Şubatçılar neyi hedefledi ise milletimiz tersini gerçekleştirerek darbecileri ve vesayet odaklarını bertaraf etmiştir. Cumhurbaşkanımızın önderliğinde milletimizin desteğiyle sürdürdüğümüz güçlü ve büyük Türkiye idealimizin gerçekleşmesini hiçbir beşeri güç önleyemeyecektir. 28 Şubatçıları ve onların zelil destekçilerini ise nefretle anıyoruz.
ADALET BAKANI ABDULHAMİT GÜL:
"Bin yıl sürecek" denilen 28 Şubat süreci ve ilkel uygulamaları milletin vicdanında mahkum edilerek, tarihin kirli sayfalarında yerini almıştır. Türkiye, bir daha darbe utancı yaşamayacaktır. Aziz milletimize ve ülkemize yönelik böyle bir saldırıya asla izin vermeyeceğiz.