BERNA Yılmaz, 16 Aralık 2017'de büyük oğlu Yavuz'u, 30 Ekim 2020'de ise eşi Mesut Yılmaz'ı kaybetti. Üst üste yaşadığı acıları metanetle göğüsleyen Yılmaz, şimdilerde ailece kurdukları "Engelsiz Eğitim Vakfı" ile dezavantajlı çocuklara umut olacak çalışmalar yapıyor. Berna Yılmaz, vefat yıldönümünde eşi ile oğluna olan özlemini ve yaşadığı o süreci anlattı. Yılmaz, eşinin yoğun siyasi hayatı içinde çocuklarına çok vakit ayıramadığını, bunun da onlarda bir kırıklık yarattığını dile getirerek, "Bunu telafi etmek genellikle bana düştüğü için çocuklar büyüyene kadar okul hayatları ve sosyal yaşamları ile ilgili tüm olması gerekenleri ben karşılamaya çalışıyordum. Tabii ki Mesut'un da onayıyla. Böyle böyle 45 yılı geçirdik, keşke daha uzun olabilseydi" diye konuştu.
"ONU EN ÇOK ÜZEN OLAY 2001 KRİZİ"
SİYASİ hayatında eşini en çok üzen konunun ise 2001 krizi olduğunu bildiren Berna Yılmaz, "Hepimizin bildiği gibi zor bir dönemdi. Neticede bir azınlık ve koalisyon hükümetinde karar almak ve sonuca varabilmek pek de kolay olmayabiliyordu" değerlendirmesini yaptı. Çok sevdiği oğlu ile eşini çok erken kaybettiğini aktaran Yılmaz, "Keşke o kadar erken veda etmeselerdi. Keşke daha uzun zamanlar birlikte olabilseydik. Keşke Mesut, aşk derecesinde sevdiği torunlarıyla daha çok zaman geçirebilseydi. Ben de oğlumla ve eşimle daha uzun zaman geçirebilseydim. Çok şükür, diğer çocuklarım Hasan ve Ceren'im ile iki mutluluk kaynağım, torunlarım hayat iksirlerim artık. Geniş ailem ve sevgili dostlarım beni hiç yalnız bırakmadılar. Herkese müteşekkirim" dedi.
'CUMHURBASKANI ERDOGAN VE AİLESİNE MİNNETTARIM'
BERNA Yılmaz, her zaman gerçek dostluklar kurduklarını, siyasi hayattan çekildikten sonra da o dostların kendilerini yalnız bırakmadığını dile getirerek, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ailesi ile dostluğumuz her zaman devam etmiştir. Her zaman birbirimizin aile olarak yanında olduk. Bizim acılarımızda, hastalıklarda ailemizi hiç yalnız bırakmadılar. Kendilerine sonsuz müteşekkiriz. Mesut'un rahatsızlığı ve oğlumun vefatında çok beraber olduk. Mesut'un hastalığını hemen hemen her gün takip ettiler, en son anına kadar. Hasan'ı ve beni hiçbir zaman yalnız bırakmadılar. Kendisine hakikaten minnettarım."