‘Brütüs’ Abdüllatif Şener ama CHP’nin Neron’u kim?

Brütüs, çok yakınında bulunduğu Roma Kralı Sezar'ı hançerleyerek öldüren ihanetiyle bilinen Romalı senatördür. Abdüllatif Şener'e CHP'li troller Brütüs dedikleri için Roma üzerinde durmakta fayda var. Tarihi vesikalara göre Brütüs kimliğiyle pek uyuşmamasına rağmen diyelim ki Abdüllatif Şener ve Kılıçdaroğlu'na oy vermeyen, ismi henüz gizli tutulan CHP'nin diğer Brütüs milletvekilleri ise, Kemal Kılıçdaroğlu CHP'nin nesidir? Konuk Yazar Bülent Erandaç yazdı.

Konya eski Milletvekili Abdüllatif Şener'in 14-28 Mayıs seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na oy vermediğini belirterek, CHP'den istifa ettiğini duyurması CHP'de ve siyasi mahfillerde tarihi bir olaya benzetilerek derin tartışmalara konu oluyor. Abdüllatif Şener bu sözlerinin ardından CHP'de tepkilerin odağı olurken CHP'nin 'Brütüs'ü diye de suçlanıyor.
Hatırlayalım. Brütüs, çok yakınında bulunduğu Roma Kralı Sezar'ı hançerleyerek öldüren ihanetiyle bilinen Romalı senatördür.
Konumuz Brütüs değil elbette, ancak aradan binlerce yıl geçse de ihanetin özü hiç değişmiyor.
Abdüllatif Şener'e CHP'li troller Brütüs dedikleri için Roma üzerinde durmakta fayda var.
Tarihi vesikalara göre Brütüs kimliğiyle pek uyuşmamasına rağmen diyelim ki Abdüllatif Şener ve Kılıçdaroğlu'na oy vermeyen, ismi henüz gizli tutulan CHP'nin diğer Brütüs milletvekilleri ise, Kemal Kılıçdaroğlu CHP'nin nesidir?
Sezar'a benzemediğine göre, CHP'nin Neron'u olabilir mi?
Bilindiği gibi Neron Roma'yı ateşe vermiş ve koca kentin büyük bölümünün küle dönmesine sebep olmuştu.
14 ve 28 Mayıs seçimlerinde Kılıçdaroğlu'nun, Başkan Recep Tayyip Erdoğan karşısında aldığı 13'üncü hezimetten sonra bugün CHP'nin hali de Neron'un yaktığı Roma'dan çok farklı değil. Romalı Neron bir diktatördü. Şimdi CHP'nin Neron'u kim sorusuna daha yakından bakalım.

ERDOĞAN'IN ANALİZİ
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün Türkiye İhracatçılar Meclisi Genel Kurulu ve İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni'nde önemli açıklamalarda bulunurken, CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu hakkında çok veciz bir analiz yaptı. Kılıçdaroğlu'nun değişim çağrılarına rağmen istifa etmemesini değerlendiren Başkan Erdoğan şunları söyledi: "Millete demokrasi vaat edenlerin, iş koltuktan kalkmaya gelince nasıl diktatör oldukları anlaşıldı.
Milletimiz o engin basiret ve feraseti ile bunların asıl yüzünü görmüş, kendisinin ve evlatlarının geleceğini riske atmamıştır.
Muhalefet açığını bir türlü kapatamadık. Son seçim sonuçlarının, bunun için bir fırsat teşkil ettiğine inanıyorum.
Evlatlarımız felaket tellallığı yapan bir muhalefet söylemine maruz kalmayı hak etmiyor.
Türkiye Yüzyılı'nda inşallah bunun da gerçekleşmesini umut ediyorum."

CHP'DE DİKTATÖRLÜK
Diktatörler yalnızca devletlerin başında olmaz. Ancak yaşadığımız süreçte de devletlerin başında olduğu gibi diğer pek çok yerde de kendi çapında diktatörlere rastlamanız mümkün. Siyasi bağlamda düşündüğümüzde partilerde de diktatörlere tanık olmaktayız.
Son örnek, CHP-Kemal Kılıçdaroğlu, 2010 yılında, derin ABD aparatı FETÖ kaset operasyonuyla merhum Deniz Baykal'ı devirdiler, yerine Kemal Kılıçdaroğlu'nu CHP Genel Başkanı yaptılar.
13 yıldır, Atatürk'ün kurduğu CHP'den Atatürkçülerin, ulusalcıların tasfiyesine göz yumuyor, kendisine itiraz edenleri partiden ihraç ediyor, hayatı CHP içinde geçen Muharrem İnce'nin bile CHP'den kaçmasına vesile oldu.
Daha birçok olay var. Sadece bu örnekler Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir nevi diktatörlük yaptığına işaret etmiyor mu?
14-28 Mayıs seçimlerinden sonra böyle bir 'diktatörlük' örneğini ana muhalefet partisi CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nda gördük.
13 yıldır, partisinin genel başkanlık koltuğuna oturmuş olan Kemal Kılıçdaroğlu, 13 seçim kaybetmesine karşın hala koltuğa yapışmış, gitmiyor.
Yenilgiyi kabul etmiyor, 28 Mayıs seçimlerinin hezimetle sonuçlanmasının nedeninin kendisi olduğu gerçeğini inkar ediyor ve CHP'nin başında kalmaya devam ediyor.
Seçim sonrası parti örgütü ve örgüt yönetiminden sorumlu genel başkan yardımcılığını kaldıran ve parti örgütlerini kendine bağlayan Kılıçdaroğlu, belediye başkan adaylarını da kendisinin belirleyeceğini, itiraz seslerini istemediğini açıkça göstermiş oldu.
Bunlar, diktatörce tavırlar değil midir?

SONUÇ
ALLAH CHP'li seçmenlere sabırlar versin. CHP'li seçmenlere yine bir görev düşüyor. CHP'nin, Atatürk'ün CHP'si olmasını, partiyi bir nevi diktatörce yönetilmekten kurtarmak istiyorlarsa, önce seslerini ve nefeslerini daha kuvvetle çıkarması, toplumsal baskıyı artırması ve 13 seçim kaybedenlerden partiyi kurtarmaları gerekiyor.
Bu başarılamazsa Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'si umutsuz bir vakadır. Türkiye'de bir muhalefet boşluğu var.
Muhalefet açığı bir türlü kapanamadı. Eskide kalmış, geleceğe yönelik bir vizyon ortaya koyamayan bir muhalefet söylemini Türkiye hak etmiyor.
Son seçim sonuçları bunun için bir fırsat yarattı. Türkiye Yüzyılı'nda inşallah milli ve yerli muhalefetin gerçekleşmesini umut ediyoruz.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.