Kirli ellerinizi buradan çekin

Yeni Asır Gazetesi olarak Akbelen’de yaptığımız incelemede santralde görev yapan işçilerle öğle yemeğinde bir araya gelip sohbet etme şansı bulduk. Diyorlar ki: “Buralarda yaşayanlar biziz. Biz ormanımıza, ağacımıza, doğamıza herkesten daha çok sahip çıktık. Yoksa onca yıldır buralar yeşil kalır mıydı? Kiril ellerinizi Akbelen’den çekin...

"Akbelen ormanı yok ediliyor, ağaçlar kesiliyor, doğayı katlediyorlar" diye yaygara koparıp ortalığı ayağa kaldıranların, jandarmayla çatışanların asıl gayelerini yazımızda ortaya döktük. Siyasi rant peşinde koşanların, CHP Lideri Kılıçdaroğlu başta olmak üzere CHP ve HDP milletvekillerinin, belediye başkanlarının destekleriyle iyice cesaretlenen eylemciler şimdi de "Buradan kömür çıkaramazsın" demeye başladı. Marjinal sol örgütlerin kontrolündeki eylemcilere PKK terör örgütü yöneticisinin "Dayanın direnin yanınızdayız" mesajlarıyla kimlerin ne hesaplar peşinde olduğu da artık bilinen bir gerçek.
ZEYTİN YETİŞİR MİYDİ?
Yeni Asır Gazetesi olarak bölgede yaptığımız incelemede santralde çalışan işçilerle öğle yemeğinde bir araya gelip sohbet etme şansı bulduk. Biz soru sormadan gazeteci olduğumuzu öğrendiklerinde ise başladılar anlatmaya; "Buralarda yaşayanlar bizleriz. Biz ormanımıza, ağacımıza, doğamıza herkesten daha çok sahip çıktık. Yoksa onca yıldır buralar yeşil kalır mıydı? Zeytin yetişir miydi? diyerek Akbelen'den kirli ellerin çekilmesini istediler.
KİMSENİN HAKKI YOK
Santralde tribün bakım ustası olarak çalışan Orhan Durmaz, "Santral bizim hayat damarımız Santral olmasaydı ne yapardık?" dedi. Durmaz, "Öyle arkadaşlarımız var ki tarım yapacak arazisi yok. Hayvancılık yapabilecek durumu yok. Zeytinliği yok. Santral onların köyünü, evini, ailesini bırakıp çalışmak için başka şehirlere gitmesini engelledi. Gençler göç etmez oldu. Babamız buradan emekli oldu. Onun yerine biz başladık. İş buranın köylüsü için çok önemli. Sigorta çok önemli. Emekli olmak çok önemli. Tarıma ve hayvancılığa dayalı bir hayat tarzı varken, şimdi öyle mi? Ailemiz huzurlu ve kimsenin bu durumu bozmaya hakkı yok" dedi.

ÇALIŞANLAR KÖYLÜLER
Santralde inşaat bakım sıhhi tesisat ustası olarak çalışan Volkan Ayrılmaz da Yoğunoluk Köyü'nde yaşadığını, kendisi ve 26 köyün sakinlerinin santralde görev yaptığını dile getirdi. 26 köyün insanlarının santrallerden ve onun sağladığı diğer iş kollarından ekmek yediğini anlatan Ayrılmaz, "Köylüler emekli oluyor, çocukları okuyor ve burada onlar da işe giriyor. Sadece madende çalışanları demiyorum. O kadar çok iş ortamı doğdu ki bu santraller sayesinde. Gençler artık kaygı duymuyor. İş için evinden köyünden ayrılmıyor. Üç bini aşkın çalışanı var ve bunların hepsi buranın köylüsü. Düşünsenize onların aileleri de var. 15-20 bin kişi buradan hayat buluyor. Kim ister huzurunun kaçmasını. Eylemcilere destek için gelen siyasiler biliyor mu? Buranın köylüsünün, işçisinin ne düşündüğünü önemsiyor mu? Yalana gerek yok. Dışarıdan buralı olmayan ne olduğu belli olmayan insanların gelip olay çıkarmasını istemiyoruz" diye konuştu. Santral çalışanlarından Mustafa Koçak da yıllardır santralde çalıştığını ve ekmek yediğini dile getirdi. İşlerini kaybetmek istemediklerini vurgulayan Koçak, "Burada yaşamaya devam etmek istiyoruz. Maalesef buraları bilmeyen, çoğu dışarıdan gelen birileri bizi 'doğa düşmanı, vatan haini' gibi göstermeye çalışıyor. Bu durum beni ve arkadaşlarımı çok üzüyor, yaralıyor. Artık biz de konuşmak istiyoruz. Bizim de söyleyecek sözümüz var. Çünkü konuyu bilen bilmeyen herkes konuşuyor" diye konuştu.
'ÇOĞUNU TANIMIYORUZ'
Koçak, çoğu tanımadıkları, başka yerlerden gelen insanların kendi adlarına konuştuğunu belirterek, "Bu durum bizi gerçekten rahatsız ediyor. Ben burada doğdum büyüdüm. Benden daha iyi buraların değerini kimse bilemez. Geleceğimizi, dışardan gelen insanların belirlemesini istemiyoruz. Onlar 3 gün sonra kalkıp gidecek biz burada yaşamaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
'KİRLİ OYUNU BİLİYORUZ'
Öte yandan bölge esnafı ve sendika başkanı başta olmak üzere dinlediğimiz kim varsa "Orman katlediliyor" sözlerinden oldukça rahatsız ve oynanan kirli oyunun farkında. 1980'lerden günümüze kömür çıkarılan bölgede yaşananları en iyi kendilerinin bildiğini, buna rağmen siyasetçilerin ve eylemcilerin arasında bulunan sözde gazetecilerin fikirlerini sormayıp, kendilerini dinlememelerine şaşırdıklarını dile getirdiler.
'İŞİMİZİ EKMEK TEKNEMİZİ KAYBETMEK İSTEMİYORUZ'
Ali Gökbel de bir esnaf olduğunu ve yıllardır Yeniköy Termik Santrali'nde çalışanların servis hizmetini yaptığını, ekmek parasını servis hizmetinden kazandığını ve çocuklarını bu şekilde büyütüp, okuttuğunu aktardı. Gökbel, Santrallerin kapanması durumunda esnafın mağdur olacağına dikkat çekerek, "Bu bölgenin bakkalı kasabı, manavı nasıl mağdur olacaksa ben ve ailem de mağdur olacak. Buralardan göç etmek, başka illerde mücadele etmek zorunda kalacağız. Sadece servis çekenler değil bölgedeki tüm esnaf bundan kötü etkilenir. Biz toprağımızı, işimizi, ekmek teknemizi kaybetmek istemiyoruz. Bütün Türkiye'den bizim de sesimizi duymalarını istiyorum. Burada santral olmazsa kömür olmazsa iş de olmaz, ekmek de hayat da. Ekmek teknemiz olan bu santrallere sahip çıkmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

BİZ YANGINLA BOĞUŞURKEN NEREDEYDİLER?
Orhan Durmaz, eylemcilerin derdinin santrallerin kapanması olduğunu belirterek, "Orman sevenler, ağaç sevenler, çevreciler burada yangın olduğunda ne yaptılar? Yerlerinden kıpırdamadılar bile. Yine buranın insanı, köylüsü, ben ve maden çalışanı arkadaşlarım günlerce evimize gitmeden alevlerle mücadele ettik. Yangını biz söndürdük. Burası bizim, orman da bizim, ağaçlar da bizim. Hiç kimse burayı bizim gibi sevip koruyamaz. Buralı olmayanın yaptığı eylem gerçek değil. Amaçları doğayı, ağaçları korumak falan değil. Jandarmaya saldırmak, huzuru bozmak, olaylar çıkartarak Türkiye'yi zor duruma sokmak. Günler önce ağaçlar kesildi. Neden hala buradalar? Şimdi ne istiyorlar? Santral kapansın, biz işsiz, aşsız kalalım, dertleri bu" dedi.
'BABA MADEN KAPATILIRSA SEN İŞSİZ Mİ KALACAKSIN!'
TÜRK İş İl Temsilcisi ve TES-İŞ Sendikası Yatağan Şube Başkanı Fatih Erçelik, işlerini kaybetmek istemediklerini söyledi. Erçelik, TES-İş ve Maden-İş olarak Milas ve Yatağan bölgesindeki maden ve termik santrallerinde çalıştıklarını belirterek, "İkizköy'de, Çamköy'de, Dereköy'de, Türkevleri'nde yani bu santrallere komşu köylerde ve Milas'ta yaşayan binlerce kişi, 3 nesildir her gün bu maden sahaları ve santrallerde 7/24 hiç ara vermeden çalışıyor ve ülkemizin ihtiyacı olan enerjiyi üretiyoruz. Halkımıza seslenmek istiyoruz. Bizler işini kaybetmek istemeyen bu yörenin insanlarıyız. Madenler de bizim, ormanlar da bizim! Çocuklarımız her gün 'baba maden kapatılırsa işsiz mi kalacaksın?' diye soruyor. Çocuklarımızın ve ülkemizin daha iyi bir geleceğe sahip olabilmesi için yerli kaynakları akıllıca kullanarak üretmenin önemini hepimiz biliyoruz" ifadelerini kullandı.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.