Yeni Asır Gazetesi olarak Akbelen Gerçekleri'ni anlatmaya devam ediyoruz. Bu kez bölgedeki köylerin muhtarları ve vatandaşların sesini duyurmak için, Akbelen çevresinde ikamet eden köylüleri dinledik. Ormanın gerçek sahipleri olduklarını ifade eden Akbelenlilerin ağzından çıkan ortak söz ise "Buralarda yaşayanlar bizleriz. Biz ormanımıza, ağacımıza, doğamıza herkesten daha çok sahip çıktık. Yoksa onca yıldır buralar yeşil kalır mıydı? Zeytin yetişir miydi?" oldu.
40 YILDIR ENERJİ ÜRETİLİYOR
Santrallerde en çok çalışanı bulunan Yoğunoluk köyü muhtarı İsa Gezer, yaklaşık 40 yıldır santrallerle birlikte yaşadıklarını belirtti. Santrallerin sadece enerji üretmediğinin altını çizen Gezer, "40 yıldır onlar enerji üretiyor; biz zeytin yetiştiriyor, toprağı işliyor, hayvancılık yapıyor, onların ürettiği enerjiden faydalanıyoruz. Santraller, sadece enerji üretmiyor, bölgemizin ekonomisini ayakta tutuyor" dedi. Son günlerde bölgede yaşanan elektrik kesintilerinin, enerjinin turizm için de ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini belirten Gezer, "Santralde çalışan binlerce kişinin çok büyük bir bölümü bu köylerin insanı. Yani Milaslı binlerce aile santralden geçimini sağlıyor. Söylemek istediğimiz şu ki santraller bölgenin vazgeçilmezidir, kıymetlisidir" diye konuştu.
"EYLEMCİLER BİZDEN DEĞİL"
Gezer, yabancı insanların bile bölgeyle ilgili tasarrufları olduğunu ama kimsenin kendilerine danışmadığına vurgu yaparak, bölgeye yılda bir kez tatil için gelen insanların buradaki halkın geleceğiyle ilgili karar vermeye çalıştıklarını dile getirdi. Eylemcilerin kameraların karşısına geçip Milas köylüsü gibi görünmek için başlarına yemeni bağladığını ifade eden Gezer, "Bu insanları tanıyor ve bizden olmadıklarını biliyoruz. Bu sözde çevreciler diyorlar ki, 'Yeniköy Kemerköy santralleri kapatılsın, kömür çıkarılmasın!' Acaba biliyorlar mı, burada bulunan köylerde yaşayanların önemli bir kısmı santral sayesinde geçimini sağlıyor, evine ekmek götürüyor, çocuklarını büyük şehirlere üniversiteye gönderebiliyor" dedi.
"KÖYLÜSÜNÜZ ANLAMAZSINIZ"
Muhtar Gezer, sözde çevrecilerin kendilerine "Siz anlamazsınız köylüsünüz, toprağınızı işleyin" dediğine de dikkati çekerek, "Acaba biliyorlar mı, toprak da bizim, orman da bizim, santral de. Toprağı işleminin önemini bildiğimiz gibi ülkenin enerjiye ihtiyacı olduğunu da biliyoruz. Bir yandan tarımla uğraşırken bir yandan da ailemizden en az bir kişi santralde çalışıyor. Yüzlerce insanımız santralden emekli olmuş, emekli maaşıyla rahatça geçiniyor. Santraller sayesinde köylerimizden büyük şehirlere göç etmek zorunda kalmıyoruz. Doğduğumuz büyüdüğümüz topraklarda ailemizle hayatımızı sürdürüyoruz. Yani diyeceğimiz o ki, biz bu bölgenin insanıyız, burada yaşıyoruz ve burayı en iyi biz biliyoruz. Kimse dışarıdan gelip bize ahkam kesmesin, şov yapmasın. Madenciliği de tarımı da biz yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
"GENÇLERİMİZ İÇİN ÇOK BÜYÜK FIRSAT"
Çamlıca köyü muhtarı Süleyman Öz ise, 20 sene önce maden sahası olarak köylerinin bulunduğu bölgede kömür çıkartıldığını ve bazı ağaçların kesildiğini dile getirdi. Öz, "Bakın her yer yemyeşil, hiç burasının daha önce maden alanı olduğunu anladınız mı? Dikilen ağaçlar büyüdü, zeytin ağaçlarımız var. Santralin bize zarardan çok yararı var" dedi. Eylemcilerin çoğunun bölge insanı olmadığını, dışarıdan geldiğini vurgulayan Öz, "Oradaki eylemciler buralı bile değil. Köylülerimizin çoğu santralden ekmek yiyor. Gençlerimiz santralde çalışıyor. Santraller olmasa nerede çalışacak? Gençlerimiz için büyük fırsat. Eylemcileri kesinlikle desteklemiyoruz. Mesela sadece şov için 88 yaşındaki kadını alıp Ankara'ya götürdüler. Nereye gittiğinden ne yaptığından bir haber, yazık değil mi sıcakta o kadına?" dedi.
"İŞ OLMAYAN YERDE MUTLULUK DA OLMAZ"
"Santraller olmazsa köylü ne yapardı?" diye söze başlayan Nuray Öz de, gençlerin işsizlikten bölgeyi terk ettiği dönemlere vurgu yaptı. Nuray Öz, "İş olmazsa mutluluk olur mu? Bu bölgenin köylüsü ne yapar? Hayvancılık ya da çiftçilik, zeytincilik. O da sürekli olmuyor. Sigortan olmuyor, emekli olamıyorsun. Ki ölünceye kadar çiftçisin işte. Tamam onu da yaparsın ama düzenli bir iş gibi var mı? Herkes oradan kazandığıyla düzenli bir hayat kurdu. Bak burada maden çıktı her yer yemyeşil. Ağaçlar kocaman oldu. Havası nasıl da güzel. Buradan da yıllar önce çok kömür çıkarttılar. Kömür bitince ektiler, düzelttiler, bu hale geldi. Hiç anlaşılıyor mu? Yapmasınlar oğlum yazın. Biz mutluyuz santralden hiç şikayetimiz yok" diye konuştu. Köylünün ve kendi çocuklarının da santralde çalıştığını aktaran Sultan Çataltepe ise, insanların köylerinden ayrılmadan çalışarak, ekmeklerini kazandığını dile getirdi. Çataltepe, "Ne güzel işte. Kim işsiz, güçsüz olmak ister ki. Oradan hayatlarını kurdular, evlendiler, çoluk çocuk yetiştirdiler. Santralden emekli olanlar hastasına, yaşlısına bakıyor. Allah'ıma şükür" dedi.
ÖZEL HABER