Son olarak net ve açık gördük, Kemal Kılıçdaroğlu omurgasında kurulan altı artı HDP Masası'nın düştüğü durumu. Evet. Türkiye'de yerli ve milli muhalefet boşluğu var. Boşluğun dolması ıçın Milletimiz bir arayış içinde. Muhalefet partileri birbirine düşmüşler. Ana muhalefet CHP ise kendi arasında bölünmüş.
DEĞİRMENE SU TAŞIDILAR
Seçimden sonra bir kere bile özeleştiri vermemiş isimlerin kendilerinden emin, 'Bir sonraki seçimi kazanacağız' demelerine mi gülersiniz, Konya'da bir milletvekilini bile zorlukla çıkarmış CHP'nin sözcüsü meşhur IMF'ci Faik Öztrak'ın, "Konya belediye başkanlığını kazanacağız' diye üst perdeden atan laflarına kahkaha mı atarsınız?
Yoksa, 13 yıldır Kemal Kılıçdaroğlu'nun arkasına sığınan, kontenjandan milletvekilliği kazanan ve CHP yönetim kadrosunda bulunup Kılıçdaroğlu değirmenine su taşımamışlar gibi bazı siyasetçilerin değişimi kendilerinin başlatacağı tiyatrosu oynamasına mı? Mesela Özgür Özel'e mi, Ekrem İmamoğlu'nun peşine takılmış Bülent Tezcan ve arkadaşlarına bakarsın? Yoksa, 'Aman koltuğum gitmesin' diye 'değişim' diyenlere kızan koltuğa yapışan 13 kez Erdoğan karşısında hezimete uğramasına rağmen hiçbir şey olmamış gibi davranan Kemal Kılıçdaroğlu'na mı? Dün birbirlerine sarılmış, seçimi kaybedince birbirine vuran 'Altılı masa'nın partilerinin, içler acısı durumuna mı? Evet. Türkiye'de yerli ve milli muhalefet boşluğu var. Muhalefet boşluğundan rahatsız olan Aziz Milletimizin hislerine tercüman olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyıp Erdoğan'da, AK Parti'nin 22'nci yaş günü törenlerinde veciz bir şekilde dile getirdi:
"Her seçim sonrasında içlerindeki sandık nefretini kusmaktan geri durmuyorlar.
Dünya değişiyor, eski çamlar bardak oluyor ama CHP'nin faşist kodları asla değişmiyor. Kılıçdaroğlu ve avanelerinin hazımsızlığında zerre kadar değişme olmuyor. Kılıçdaroğlu ve CHP'li oligarkların pişkinlikleri en fazla GAZİ'NİN hürmetine CHP'ye oy veren vatandaşlarımızı rahatsız etmektedir. Siyasete olan güveni de zedeleyen bu durum demokrasimiz için de risk oluşturmaktadır."
CHP'DE SON DURUM
Düne kadar Kılıçdaroğlu'nıın sayesınde CHP yönetim kadrosu başında bulunmuş Özgür Özel'in GENEL BAŞKAN ADAYLIĞINA karar verdiği öğrenildi.
Bu gelişme üzerine Kılıçdaroğlu, Özel'in CHP grup başkanlığından istifa etmesi mesajı gönderdi. Özel'in yerine, meşhur IMF'ci Faik Öztrak'ı getirmeye karar veren Kılıçdaroğlu'nun, CHP parti sözcülüğüne bir bayan milletvekilini atayacağı belirtildi. Bilindiği gibi, Öztrak ailesinden birçok isim İsmet paşa döneminden bu yana hep yönetimde bulunuyor. Öztrak da 2007'den bu yana, kesintisiz meclise girmiş ve Tekirdağ Milletvekilidir. Bu kadar zamandır kontenjandan gelerek TBMM'de bulunan az sayıda siyasetçiden biridir. Ana muhalefet olduğunu sanan CHP'nin tepesinde bulunanlara bakan halkımızın çoğunluğunun her gün, 'Ne olacak CHP'nin hali' diye yapılan konuşmalarını dinliyoruz.
Hele bazı CHP'li üst yönetim kadrolarından bazı isimlerin altı boş retorikleri büyük rahatsızlık yaratıyor. Kılıçdaroğlu'nun seçimi kaybettikten sonra, "Köylüler TRT izliyor. Para verilince AK Parti'ye oy veriyorlar' gibi akıl dışı sözleri, zihinlerde dolaşıyor. Büyük deprem olmuş. Başkan Erdoğan, "Bir yılda evleri yapacağız' demiş. Dış ekonomik sıkıntılar içe yansıyor. Yakın coğrafyamızda savaş var. Küresek güçler, yeni planlarla sömürgeciliği hortlatmış. Amerika, Avrupa, Doğu Akdeniz gazına göz koymuş.
Amerika, Avrupa'nın tetikçisi bazı ufaklar, Ege adalarını silahlandırmanın peşinde. Başkan Recep Tayyip Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli, milli ruhla ayağa kalkmış. Sözde ana ve yavru muhalefetin sesi çıkıyor mu? Muhalefet bunları konuşuyor mu? Bir öneride bulunuyor mu?
İktidara yol açıcı bir teklifte bulunuyor mu?
Büyük harflerle.
HAYIR.
SONUÇ Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'si, bugün gerçekten Atatürk'ün kurduğu partı mi? Muhalefet perişan. Paramparça. Allah Türkiye'yi korudu. Kemal Kılıçdaroğlu ve yavruları ya kazansaydı. Yanmıştı Türkiye. Evet. Türkiye'de bir muhalefet boşluğu var. Aziz Milletimiz yerli ve milli muhalefet arıyor. Yerli ve milli muhalefetin olmayışı demokrasimiz için bir kayıp. Siyasete olan güveni de zedeleyen bu durum demokrasimiz için risk oluşturmaktadır. İnşallah, Aziz Milletimiz, 31 Mart 2024 seçimlerinde, ya yol bulacak, ya da yeni bir yol yapacak.