Siyasette stratejik körlük:
Yapılması gereken stratejik hedefi iyi tespit etmek ve o amaca giden yolda düzgün araçları kullanmaktır. Stratejik davranış, hedef sayısını azaltmayı, yöntemde ve araç kullanımında ustalaşmayı gerektirir. Aksi taktirde dikkat dağılır. Dağıldıkça odak bozulur.
Odak bozuldukça stratejik körlük, kontrolü ele alır. Çok çalıştığınızı düşünürsünüz ama boş çalışırsınız. İç politika böylesi bir maliyeti kaldıramaz.
Siyasette yapılan hatanın telafisi kolay olmuyor. Liderin iyi niyet ve çabası partiyi kurtarmaya ve yaşatmaya yetmiyor.
Gerçekçi bakış açısı geliştirmek ve stratejik davranışı merkeze oturtmak gerek. Gereğinden ağır yük yüklenmemek, enerjiyi boş harcamamak, doğru araçlara yatırım yapmak gerek.
'SAFIN BELLİ OLSUN'
Meral Akşener, 26 Ağustos'ta müthiş açıklamalar yapmaya hazırlanırken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçim sonrası ortalıktan kaybolan, çok sıkışmış durumdaki Meral Akşener'e geçmişte yaptığı "yuvaya dön" çağrısını anımsatarak, İYİ Parti'ye, "Çağırdık dönmediniz yuvaya, yerel iktidarda komşu olalım ülke hayrına" önerisinde bulundu.MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız ise Devlet Bahçeli'nin İYİ Parti'ye davetinin bir "ittifak çağrısı" olmadığını söylemiş, "Genel Başkanımızın çağrısı Cumhur İttifakı'na katıl çağrısı değil, siyasette kendini konumlandırırken hainlerin yanında durma safın belli olsun çağrısıdır" demişti.
BAŞARILI OLUR MU?
Ne yazık ki Akşener, geleceğin engellerini aşmasına, stratejik hedeflere yönelmesine ışık tutacak bu nazik fırsatı, stratejik körlükle heba etti. Akşener, 26 Ağustos' ta 2 aylık suskunluğuna son verdi. Bombalar bekleniyordu. Çıktı, siyasette yer bulmak için çırpınan açıklamalar yaptı. Hezimetle sonuçlanan bir seçimin sorumluluğundan sıyrılıp yerel seçimleri de hesap ederek önümüzdeki dönem siyasetinde kendine yer arayışında içi boş bir 3'üncü yol arayışını dile getirdi.
Peki, Meral Akşener-İP 3'üncü yolda başarılı olabilir mi?
Siyasette Meral Akşener, nereyi boş gördü de o yere oturmayı planladı? Diyor ki, "İYİ Parti milliyetçi, demokrat ve kalkınmacı çizgide bir yere oturuyor." İlk bakışta, gözünü CHP'nin boşalttığı alana dikmiş, CHP'nin "boşalttığı" alana yönelme eğilimi içinde. Yani, Deniz Baykal çizgisine... CHP'nin 2010'dan yani Kemal Kılıçdaroğlu'ndan önce oturduğu çizgi. Belli ki Ege, Marmara'nın iç bölgelerinde artan oylarına bakıp, CHP'den kaçan oyları toplayacağını düşünüyor.
Ancak CHP gardropçu olsa bile Atatürk milliyetçilerinin oyunu alabiliyor. Bu durumu Kılıçdaroğlu, 'tıpış tıpış vereceksiniz' diye açıklamıştı. Meral Akşener milliyetçiliğin sembol partisi MHP'nin elinden seçmenleri alacağını hayal ediyor.
'MERKEZ SAĞ' HAYALİ
Meral Akşener yine "merkez sağ" hayali kuruyor. Herhalde farkında değil, merkez sağ dolu.
Başkan Erdoğan, ve Cumhur İttifakı toplumun büyük çoğunluğunu kapsayıcı ve dönüştürücü bir siyaset anlayışının temsilcisi.
Başkan Erdoğan-AK Parti, hem merkez sağı hem muhafazakar, dindar kitleleri içinde barındırıyor.
AK Parti ve MHP milliyetçi, muhafazakar. Demokrat alanı domine ediyor. Bu alana Akşener'in giremeyeceğini son 14-28 Mayıs seçimlerinde gördük.
Gizli anketlerde, oyu yüzde 6'larda dolaşıyordu. Seçim sonucu yüzde 9.8 çıktı. Artışta CHP'lilerin stratejik oy verişinin etkili olduğu gözleniyor. Nitekim, seçimden sonra yapılan bir ankette İYİ Parti'nin yüzde 6'lara düştüğü görülüyor.
"CHP'NİN KUYRUĞU"
"CHP'nin kuyruğundan kopuyoruz" diyen Meral Akşener bunu yapabilir mi? Demekle kurtulabilir mi? Nitekim, bu lafları ederken bile yerel seçimlerde Ankara, İstanbul başta olmak üzere yerel seçimde CHP ile işbirliği için kapıları açık bıraktı. Görülecektir, Kasım ayında CHP ile perde gerisinde yapılmakta olan temaslar daha açığa çıkacak. Kılıçdaroğlu ile beraber paylaşım konuşmalarına tanık olunacaktır. Akşener, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu ile basına sızmayan görüşmelerini sürdürüyor. Bu durumu, 26 Ağustos'ta Meral Hanım'ın sert konuşmalarından sonra bir şekilde işaret etti, "Meral Hanım ile biz her zaman görüşüyoruz" dedi. Siyasal gerçek ortada. Meral Akşener desteklemediği takdirde İmamoğlu ve Yavaş kazanamaz.
SONUÇ
DÜN dündür, bugün bugündür ekolünden gelen Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener'in Kasım ayına kadar yaptıkları, yapacakları konuşmalara bakmayın.
Taktik konuşmalar olacak.
Manevralar yapacaklar. Sonra oturup paylaşım işini tamamlayacaklar. Evet, Meral Akşener, 6 Ağustos'ta yaptığı açıklama ile milli ve yerli muhalefet olma fırsatını kaçırdı. CHP'nin kuyruğundan kopma sevdası tutmadı. 26 Ağustos sonrası İYİ Parti'den istifaların artması ve 31 Mart 2024 seçimlerinden başarısız çıkma ihtimali, İYİ Parti'nin hızla bölünme ve tabela partisi durumuna düşme sürecine işaret ediyor.