KONUK YAZAR BÜLENT ERANDAÇ YAZDI...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve önderi Mustafa Kemal Atatürk'ün kabri olarak inşa edilen Anıtkabir, Türkiye Cumhuriyeti'nin sembol mekanlarından biridir. Anıtkabir, ulusal bir kahramana ve devlet kurucusuna yapılan bir kabirden çok daha fazlasını ifade etmektedir.
Anıtkabir, devletimizin banisi Atatürk imgesini vurgulayan bir anıt olduğu kadar yabancı devlet adamlarının ziyareti ve ulusal günlerde düzenlenen törenlerle de siyasal yaşamın odağında yer alıyor. Aziz milletimizin desteğiyle 22 yıldır Türkiye'yi yöneten Başkan Recep Tayyip Erdoğan Milli Bayramlar vesilesiyle, Anıtkabir Özel Defteri'ne "Duygularını, düşüncelerini, Türkiye'nin içinde bulunduğu atmosferi ve gelecek yıllara özgü hedeflerini" vurgulayan mesajlar yazıyor. 29 Ekim 2024, bir başka duygusal, ulusal, ruhsal gündü Erdoğan için.
Çünkü, Cumhurbaşkanı olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin 102. yılı dolayısıyla, Atatürk'ün manevi huzuruna çıkmıştı. Misak-ı Millî Kulesi'ne geçerek Anıtkabir Özel Defteri'ne yazdıkları TARİHE NOT DÜŞEN ifadelere konu oldu. Erdoğan, Anıtkabir defterine yazdıklarıyla GELECEĞİN HEDEFİNİ ilan ediyor.
HEDEFE YÜRÜYORUZ
"Aziz Atatürk, bugün ezeli ve ebedi vatanımız olan Anadolu'daki varlığımızı perçinleyen, millet olarak bağımsızlığımızı sağlayan Büyük Zafer'in 102. yıl dönümünü heyecanla ve iftiharla kutluyoruz. Her türlü imkansızlığa rağmen kazandığımız bu zaferle şanlı tarihimizin zaferler silsilesine yeni bir halka daha eklemenin yanı sıra, Cumhuriyetin ilanına giden yolu da ardına kadar açtık. Büyük bir inancın, sarsılmaz bir imanın ve zorlu mücadelelerin eseri olan Türkiye Cumhuriyeti'ni, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarma hedefimize adım adım yürüyoruz.
Milletimizin KIZIL ELMASI'na dönüşen Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirene kadar azim ve kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu gurur günümüzde zatı alinizi, silah arkadaşlarınızı ve gül bahçesine girercesine toprağa düşen aziz şehitlerimizi tekrar rahmetle yad ediyoruz. Ruhun şad olsun."
ZAFERİN ÖNEMİ
30 Ağustos Zaferi, Büyük Türk Milletinin bağımsızlık mücadelesinin en önemli zaferlerinden biridir. Emperyalistlere karşı kazanılan bu zafer, Türk milletinin vatan topraklarını koruma ve savunma kararlılığının bir sonucudur. Kahraman Türk Ordumuzun kazandığı zaferle birlikte Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı bir dönemi simgeler. Anadolu'dan emperyalist İngiltere ve Fransa'nın tetikçilerinin atılması anlamına gelir. 30 Ağustos Zafer Bayramı, Türk milletinin ortak hedefler etrafında birleştiği, dayanışma içinde olduğu ve milli birlik ruhunu pekiştirdiği bir gündür. Türkiye'nin uluslararası arenada güçlü bir şekilde temsil edebileceğini göstermiştir.
Bu zafer, Türk milletinin tüm güçlükleri aşabilecek güce sahip olduğunu gösterir. Kahraman Ordumuz, dostlarına müşfik, düşmanları için kahredicidir.
Başkomutan Erdoğan ve Ordumuzun gerçekleştirdiği Türkiye içi ve yakın coğrafya hamleleri, Büyük Türkiye gerçeğini akıllara nakşetmektedir. İKİ TARİHİ SÖZÜMÜZ, DEVLET EBED MÜDDET VE KIZIL ELMA MAZİDEN ATİYE BÜYÜK TÜRKİYE'NİN HİKAYESİDİR. "Devlet Ebed Müddet..." Türkler bir olmak anlamına gelen devletin sonsuza kadar sürmesini dilemişler ve tarih boyunca kurulan her Türk devleti kendinden öncekinin devamı olarak görmüşler. Ünlü Türk düşünür ve yazar H. Nihal Atsız'ın şu sözleri paylaşılmaya değerdir: "Türkiye Cumhuriyeti gökten zembille inmemiştir.
Osmanlı İmparatorluğu'nun devamıdır. Osmanlı İmparatorluğu, İlhanlı Devleti'nin uç beyliğinden doğmuştur; demek ki onun devamıdır, İlhanlı Devleti Anadolu'daki Selçuklu devletinin devamıdır. Anadolu'daki Selçuklu Devleti ile Batı Türkistan ve İran'daki Harzemşahlar Devleti Büyük Selçuklu Devleti'nin devamıdır. Büyük Selçuklu Devleti; Karahanlıların, Karahanlılar Uygurların, Uygurlar Gök Türklerin, Gök Türkler Aparlar, Aparların Siyenpilerin, Siyenpiler Kunların devamıdır.
Bu devamlar kesintisiz, aralıksız bir tarihin kadrosudur. Devlet Ebed Müddet idealini en doğru şekilde özetleyen bu sözler devletin bekası, ölümsüzlüğü ve kalıcılığına ilişkin Türk milletinin sahip olduğu bir düsturdur. Evet.
100. yaşını büyük bir coşkuyla kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti, bizim bu topraklarda kurduğumuz son devletimizdir.
Milletimizin maziden atiye uzanan yolculuğu Selçuklu'dan Osmanlı'ya, oradan da Türkiye Cumhuriyeti'ne devrolarak bugünlere kadar gelmiştir."
"KIZIL ELMA"
Sembolik olarak Türk devletleri için fetih ve hâkimiyet anlayışını temsil eden bir imgedir. Peki günümüzde bu kavrama neden başvuruluyor? 2018 yılında, Suriye'nin Afrin kentine yönelik düzenlenen Zeytin Dalı Harekatı'nda bulunan bir Türk asker, kendisine yöneltilen "İstikamet neresi?" sorusuna "Kızıl Elma" yanıtını vermişti. Başkan Recep Tayyip Erdoğan da kahraman askerimızın sözlerine atıf yaparak, "Bir kızıl elmamız var. Biz o hedefe doğru gidiyoruz" demişti.
Türk vatanı Dağlık Karabağ'ın Ermeni işgalinden kurtarılma esnasında ve sonrasında Türkiye'nin canımız ciğerimiz Azerbaycan'la sunduğu yardım ve destekler, kızıl elma imgesi ile örtüşen bir paradıgma olarak gündemde tekrar yerini aldı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin, Orta Asya Türk cumhuriyetleri ile birlikte geleceğe yürüme heyecanı bu sembolü gönüllerde tahta oturttu. Özellikle Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından düşen demir perde ve Orta Asya Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını elde etmeleri Türkiye'nin bu coğrafyadaki devletlerle özden bağ kurmasını sağlamış ve ilişkileri geliştirmenin yolunu açmıştır. KIZIL ELMA ÜLKÜSÜ her dönemin kültürü ve şartlarına göre şekillenmektedir. Bu kavramı Türkiye'nin çevre ülkelerle geliştirmekte olduğu ilişkileri tarihsel ve doğal bir sürecin parçası olarak görmek gerekmektedir.
SONUÇ
Başkan Erdoğan'ın dile getirdiği KIZIL ELMA TÜRKİYE YÜZYILI RUHU'nu bir kez daha hatırlayalım: "Türkıye,Cumhuriyetin ikinci asrını dünyada milletimizin asrı yapmaktır. Büyüyen ekonomimiz, güçlenen demokrasimiz, artan itibarımız, genişleyen nüfuz alanımız, ilkeli ve vizyoner dış politikamızla ülkemizle birlikte tüm dünyada 'kimsesizlerin kimsesi' olmaktır. Harici ve dâhili bedhahlara aldırmadan Büyük ve güçlü Türkiyeülküsünü yüceltmektir. Emperyalistlerin tetikçiliğini yapan terör örgütlerine, hâlâ bir asır önceki hesapların peşinde koşan müstevlilere, ülkemizin başarılarından rahatsız olan kifayetsiz muhterislere, hâsılı, millet ve memleket düşmanlarına rağmen diğer hedefler gibi, Türkiye Yüzyılı'nı hayata geçirmektir." AZİZ Milletimizin Kızıl Elma - 2071 Büyük güçlü Türkiye yürüyüşü HAYIRLI OLSUN.