Konuk yazar Selahattin Gezer yazdı...
Uzaktan bakınca, çiçeğin de, şehrin de kokusu alınmaz! Şehirle konuşan, şehrin ruhunu tanıyan, şehre dokunan şehri ayağa kaldırır... Şehrin sorunlarını gidermek için de sadece bir kesime verilmiş söz ve ideoloji prangaları olmaması lazım! İzmir'i hizmetle şahlandırmak için kendini şehrin yerine koymak ve muhatabın da insan olduğunu görmek yeterli olacaktır. En önemlisi de: Belediye başkanları eksikliği herkesten önce görmeli ve sancısını çekmelidir. Uzaktan nabız ölçülmez ve uzaktan teşhis konulmaz! Hastasıyla yakından ilgilenen, nabzını ve elini tutan doktor, güven verir, moral verir ve iyileştirmeye vesile olacağının kararlılığını gösterir. Bir insana uzaktan baktığımızda, kim olduğunu ve iç dünyasında neler yaşadığını asla bilemeyiz. Tanımak için yaklaşmak, gerçek kişiliğini bilmek için de ruhunu ve kalbini anlamak gerekir. Uzaktan bakılan, anlamaya çalışılmayan insanın iç âleminde neler yaşadığı derdinin ve ihtiyaçlarının neler olduğu bilinmez!
DOKTOR GİBİ OLMALI
Doktor hastasına tepeden bakınca netice almaz. Ne zaman hastasını hakiki manada tanır, onun iç âlemine seyir yapar o zaman netice alır. Evet, şehirleri yönetmek de hasta ve doktor ilişkisi gibi olmalıdır... İzmir'e her köşesi ve sokağından ve bizzat kendi gözüyle bakılmalıdır ki eksikler, kusurlar görülsün, el uzatılsın... İzmir aslında çaresi olan bir derdin pençesinde. Feryat ediyor ama ideolojik sloganların gürültüsünden ve hesabı kitabı bilinmeyen konserlerin gürültüsünden sesi işitilmiyor. Çağdaş İzmir gerçek hizmetleri görmeden, sorunları halının altına süpürülürken çağdaş çağdaş eriyip gidiyor; yakında bir deri bir kemik kalıp, hayalet şehre dönüşür ise şaşılacak bir manzara olmaz! Zira ölümün; kirliliğin, ayak sesleri yükseliyor...
Ne yazık ki ideolojinin ve kör eden siyasetin ve de başka hedeflerin top güllesi gibi sesi İzmir'in sesinden baskın çıkıyor; sesi ve ahı işitilmiyor... İzmir'e yakından hatta makro bakanlar ideoloji gözlüğü kullanmadığı için her eksiği, her ağrı ve sızıyı görüyor, kahroluyor ama döşenmiş ideoloji mayını fırsat vermiyor ki yaklaşılsın ve İzmir hizmetle tanışsın...
SLOGAN VE ROZET
Hesap gününü düşünen şuur ve vicdan sahipleri, milyonların ve şehrin ahını almaktan çekinir. Bir insan, meslek itibari ile sadece muhatap olduğu insanlara veremediği hizmetle sorumludur. Ama bir şehri yönetirken, tamamına karşı sorumlu olur ve tamamının vebali kartopuna dönüşerek büyür büyür... İzmir'de şehrin kendisi haykırıyor: Belediye olarak beni yönetenler neye inanır bilmem. Bari medeniyet inşa etsinler, medeni olsunlar...
Çağdaşlığa gerçekten inansınlar çünkü hiç çağdaş değilim, her tarafım dökülüyor... Eğer bende medeniyet inşa edilmiş olsaydı körfezim pırıl pırıl, tüp geçidim, asma köprüm, kaymak gibi yollarım, pırıl pırıl sokaklarım, şairlere - yazarlara ilham veren harikalarım vs. olurdu. Uzun yıllardır kalıcı ve hayatı kolaylaştırıcı ve temiz nefes aldırıcı hiçbir eser yok ve kalıcı ve zaruri temel atmak ise atılmaması gereken şey haline gelmiş... Size oy verenler hizmet beklemiyor, bari benim için; Ege'nin gerçek incisi olmam için akılcı ve aşk dolu projeler yapılsın zira medeniyet ve sevilmek benim de hakkım. Slogan ve rozet arkası çağdaşlık olmuyor!
ÖZÜR BİLE YOK
İzmir diyor ki: Partizanlık, sloganlar, milyonlar akan reklam ve konserler, heykeller bende medeniyet inşa etmedi. Duraktan ayrılmayan otobüse koşturan vatandaşa kapılar açılmadı, arızalanan otobüs yerine tetikte bekletilen başka bir otobüs gönderilmedi ve vatandaştan özür dilenmedi. Üstelik nerde kaldınız diye haklı sorusu için pişman eden tavırlar sergilendi. Şehri bir de insanların haricinde direkt kendisinden dinlemek lazım. Sokaklar, yollar duraklar ve trafik yalan söylemez; can kulağıyla dinlemek, anlamak lazım. Ama kulaklardan ideoloji tıkacını çıkararak, gözlerden siyaset kataraktını gidererek... Aslında şehirlerin iş yapmaya niyetli olmayan belediye başkanlarının en büyük projesi; istifa etmeleri olmalıdır. Bir şehir için bundan daha büyük proje olmaz! En azından yılların boşa geçmesi önlenir...
BAKIŞ AÇISI
Acaba Cemil Tugay İzmir'e nereden bakıyor? İzmir'e başta CHP tepeden bakıyor, hizmet ve proje düşünmüyor. İzmir'e ceketi hatta başka şeyleri de aday göstersek seçmeni mutlaka seçer kafasında. İzmir'in CHP seçmeni de İzmir'e tepeden bakıyor, hizmet beklentisi yok. Kendi zihniyetinden başka biri, iş yapacak olsa bile başkan olmasını istemiyor. Hatta sorsanız, hakiki belediyecilik yapılmadığı halde, memnuniyet dili kullanacaklardır...
Benim ideolojim var olsun, hizmet olmasa da olmasın bakışı İzmir'e uzaktan ve tepeden bakış değil de nedir? İzmir'de medeniyetin ve gerçek çağdaşlığın inşasını İzmir sevdalıları istiyor ve gerçek belediyeciliği dört gözler bekliyor... Not: İdeoloji mensubu olmadığım ve gerçek medeniyeti savunduğum için İzmir'de yapılacak her büyük hizmeti ilk ben alkışlayacağım, teşekkür yazacağım. Yeri gelmişken, sadece belli saatlerde çalıştığı için ve diğer hatlar gibi devamlı olmadığı için çokça şikâyet edilen 423 - Şirinevler - Bostanlı iskele hattı devamlı hale getirilirse buradan teşekkür edeceğim. Devamlı hale getirildiğinde yolcusu da çok olacaktır. Devamlı olmadığı için vatandaş uzun yollar yürüyerek, farklı otobüslere biniyor... Gerekirse 423 hattı misal: Buca'ya kadar uzatılır, yolcusu da katlanır...