Bugün sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed'in (s.a.v.) bu fani dünyaya veda edişinin 1386. yıldönümü. Sonsuz salat ve selam Kur'an-ı Kerim'de alemlere rahmet olarak gönderildiği belirtilen Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in üzerine olsun. Allah'ın (c.c.) "Ey habibim sen olmasaydın ben bu alemleri yaratmazdım" buyurduğu Resuli Kibriya Efendimiz, 20 Nisan 571 Pazartesi günü Mekke'de doğdu. Babası Abdullah, annesi Âmine, dedesi Abdülmuttalip, büyük babası Vehb, babaannesi Fatıma, anneannesi ise Berre'dir.
Doğduktan sonra 4 yaşına kadar sütannesi Halime'nin yanında, bundan sonra 2 yıl boyunca da annesi Amine'nin yanında kaldı.
AMCASI EBU TALİP BÜYÜTTÜ
6 yaşında iken annesi onu akrabalarıyla tanıştırmak ve babası Abdullah'ın kabrini ziyaret etmek için Medine'ye götürdü. Hz. Âmine validemiz, kocası Abdullah'ın kabrini ziyaret etmiş, Hz. Peygamberimiz ise Neccaroğulları'ndan akrabalarıyla tanışmıştı. Hz. Amine validemiz dönüşte Ebva denilen yerde hastalanıp vefat etti ve orada toprağa verildi. Bu sırada yolculukta kendileriyle birlikte olan Ümmü Eymen onu Mekke'ye ulaştırdı ve dedesine teslim etti. 6 yaşından 8 yaşına kadar dedesi Abdulmuttalib'in yanına kaldı O da ölünce, vasiyeti üzerine amcası Ebu Talib'in evine taşındı Ebu Talib, Peygamber Efendimizin babasıyla hem baba hem de anne gibi kardeşti.
"EL-EMİN" DİYE TANINDI
13 yaşından itibaren amcaları ile birlikte ticarete atıldı Uzun bir süre bu işle meşgul oldu ve bu alanda doğrulukla, dürüstlükle tanındı Henüz 20 yaşında iken hırsızlık, gasp, eşkıyalık, zulüm ve haksızlıklara karşı bir tedbir almak amacıyla bazı Mekkelilerin oluşturduğu Hılfulfudül adlı kuruluşa katıldı ve etkili bir üye olarak görev yaptı. 25 yaşına geldiğinde Hz. Hatice ile evlendi Hz. Hatice bu esnada kırk yaşında idi ve onunla evlenmeye karar verişinde Sevgili Peygamberimiz "el-Emin: Güvenilir, dürüst" olarak tanınması birinci derecede rol oynamıştı. 35 yaşına geldiğinde Kabe hakemliği yaptı;
Kabe'nin tamiri sırasında Haceru'l- esved'in yerine konulması sırasında ortaya çıkan anlaşmazlığı, taşı bir yaygı üzerine koyup tüm kabile reislerine taşıtmak suretiyle giderdi, böylece kabileler arasında çıkması muhtemel bir kavgayı önlemiş oldu.
Peygamber Efendimiz 40 yaşlarına yaklaştığında kendisinde insanların arasından uzaklaşıp kırsal alana çıkmak, yaratılışın ve evrenin inceliklerini düşünmek arzusu uyandı Bu münasebetle belli sürelerde Hira-Nur dağındaki mağarada kalmaya başladı Nihayet 40 yaşında iken 610 Ramazan ayında bir gün Cebrail Aleyhisselam geldi ve vahiy süreci başlamış oldu İlk vahiy edilen ayetler, "Yaratan Rabb'inin adıyla oku!" diye başlıyordu Böylece Yüce Allah tarafından Peygamberlikle görevlendirilmiş oldu.
Peygamber Efendimizin İslam davetine evet diyerek ilk inanma şerefine Hz Hatice, Hz Ali, Hz Zeyd b Harise ve Hz Ebu Bekir eriştiler Bunları Hz Osman, Abdurrahman b Avf, Sa'd b Ebi Vakkas, Talha ve Zübeyr Hazretleriyle diğerlerini takip ettiler.
Peygamberliğin ilk altı yılı dolarken Hz. Hamza ve Hz. Ömer gibi yiğitlik ve cesaretleriyle tanınan zatlar Müslüman oldu.
MİRAÇ MUCİZESİ
10. Peygamberlik yılında peş peşe Hz. Hatice ve Ebu Talib ölünce düşmanların eza ve cefaları bir kat daha arttı. Bu sırada Hz Peygamber, dış destek sağlamak amacıyla Taife gitti. Ne var ki Taifliler İslam'ı kabul etmediler, Hz Peygamber'e destek vermediler, üstelik onu taşlattılar, üstü başı kan içinde kaldı, Taif dışında bir bağa sığınarak taşlanmaktan kurtulabildi. Ardı arkası kesilmeyen bu sıkıntılar devam ederken aynı günlerde Sevgili Peygamberimiz Mirac'ta İlahi ikramların doruğuna eriştirildi, Yüce Allah'ın huzuruna yükseltildi ve İlahi buyrukları, aracı olmaksızın dinlenme ve alma imkânına kavuşturuldu.