Asr-ı Saadet döneminde Musab bin Umeyr (r.a.) adlı sahabenin 17 yaşında Mekke'den Medine'ye tebliğ için görevlendirildiğini anlatan Araştırmacı Yazar Eflatun Saygılı, "Dinimizi tebliğ etmek sadece peygamberlerin görevi değildir. Bu görevden tüm Müslümanlar sorumludur. Sadece namaz kılıp oruç tutarak 'İyi Müslümanım, kimseye zararım yok' demek yetmez. İslam'ı yaşayıp doğru bir şekilde tebliğ etmezsen o dini yaşamıyorsun demektir. Çünkü dinimiz tebliğ ve nasihatten ibarettir. Sürekli tevhid kapısından girilmesini sağlamak lazım. Bu doğru kapı ise Kuran ve Sünnet kapısıdır" dedi.
"ÇAĞDAŞ EBU LEHEP'LER"
Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) her yıl Mekke'de yapılan sanat ve ticaret etkinliklerinin düzenlendiği panayıra katılarak İslam dinini tebliğ ettiğini anlatan Saygılı, "Allah (c.c.), elçisi olan Hz. Muhammed'e (s.a.v.) 'kalk ve onların başlarını çatlatırcasına tebliğ et' diye emir vermiş. Ancak amcası Ebu Leheb ise her seferinde 'buna inanmayın" diyerek acımasızca engel olmaya çalışırdı. Onun için Tebbet suresinde "Ebu Leheb'in elleri kurusun" şeklinde hitap edilir. Bugün de İslam'ın tebliğ edilmesine engel olan çağdaş Ebu Lehep'dir. Bu ayet bir simgedir. Yani bu ayete bakarak herkes kendi duruşunu gözden geçirsin' denilmek isteniyor. İşte bu sorumlulukla Mekke'ye 3-4 kilometre mesafedeki Akabe'ye, Medine'den bir topluluğun geldiğini öğrenen Hz. Muhammed (s.a.v.), kendisini engellemeye çalışan amcası Ebu Leheb'in haberi olmadan giderek 6 kişilik grupla görüşüyor. Topluluğun başındaki Hazrec kabilesinin lideri Esat Bin Zürare ile tanışan Hz. Muhammed (s.a.v.) onlara tevhid dinini yaymak üzere görevlendirilen son peygamber olduğunu, Allahtan başka ilah olmadığını tebliğ ediyor. Peygamberimizin sözlerini dikkatle dinleyen grup, anlatılanlara hayran kalıyor. Esat Bin Zürare, anlatılanlara inanarak prensip olarak kabul ettiklerini söyledikten sonra gelecek yıl Evs kabilesinden de isteyenlerle birlikte daha kalabalık geleceklerini söyleyerek 1 yıl sonraya aynı yerde görüşmek üzere randevulaştılar" dedi.
Anafartalar Caddesi ile Kemeraltı 863 Sokak'ın birleştiği köşede yer alan Başdurak Camii, kurucusu Hacı Hüseyin Camii olarak da biliniyor. Tahıl tüccarı Hacı Hüseyin tarafından 1652'de yaptırıldığı tahmin edilen caminin, minber girişinde ve yan aynalıklarında bulunan mermer kabartmalar ile korkuluklarındaki ajur tekniğinde yapılmış bitkisel süslemeler görülmeye değer. İzmir de başka hiçbir camide Padişah Tuğrası bulunmamaktadır.
"PEYGAMBERİMİZE BİAT"
1 yıl sonra 12 kişiyle Akabe'ye gelen Medineliler'in Peygamberimizi (s.a.v.) dinlediğini söyleyen Saygılı, "Topluluğun lideri Esat bin Zürare, bu dinin Medine'de yayılmasını istediklerini söyleyerek muallim gönderilmesini istedi. Bu arada Medine'de, liderlik konusunda aralarında anlaşmazlık bulunan Evs, Hazrec ve Yahudi Beni Kaynuka, Beni Nadir ve Beni Kureyze adlı 5 büyük kabileden oluşuyor. Esat bin Zürare ise dışarıdan gelen Hz. Muhammed'in hem dini tebliğ etmesini hem de lider seçilmesini düşünerek kendisini Medine'ye davet ediyor. Çünkü bir türlü kendi aralarında bu liderlik anlaşmazlığını çözemiyorlar. Peygamberimiz Hz. Muhammed, Medine'ye muallim gönderilmesi teklifine seviniyor. Bu 12 kişi, İslam dinini kabul ettiklerini söyleyerek Akabe'de tek tek ellerini Peygamberimizin ellerinin üzerine koyup biat ediyor. Bu olaya İslam tarihinde 2. Akabe Görüşmesi, 1. Akabe Biatı denildi" diye belirtti.
17 YAŞINDA İRŞAD GÖREVİ
Peygamberimizin, Esat bin Zürare'nin evine 17 yaşlarındaki Musab bin Umeyr'i (r.a.) gönderdiğini anlatan Saygılı, "Peygamberimiz hem fiziken hem lisanen düzgün bir genci seçiyor. Hem de Medine'nin en itibarlı kişisini yanına referans olması için rehber olarak veriyor. Hitabet yeteneği çok iyi, konuşması düzgün, idrak kabiliyeti yüksek olan Musab (r.a.) insan ilişkilerinde yaşına göre oldukça seviyeli genç bir sahabe. Medine'ye ulaşan Musab bin Umeyr'e, kabile lideri Esat bin Zürare rehberlik ediyor. Herkesin hürmet ettiği Esat bin Zürare, bir nevi referans oluyor. Musab bin Umeyr, Medine'de 1 yıl boyunca herkesi ziyaret ediyor. 1 yıl dolduğunda yine Mekke'deki panayıra gitmek için göç katarı hazırlanıyor. Bu kez sayı 12'den 75'e çıkıyor. Esat bin Zürare ile birlikte 2'si kadın 75 kişi, Peygamberimiz Hz. Muhammed'i (s.a.v.) görmek için Mekke'ye giderek Akabe'de konaklıyor" dedi.
"LİDER OLARAK GÖRÜYORUZ"
Peygamberimizin, ziyarete gelen 75 kişiyi selamlayarak İslam'ı anlattığını söleyen Saygılı, "İslam dininin yeryüzünde fitneden eser kalmayıncaya kadar anlatılması görevinin her Müslümana farz olduğu öğretiliyor. Müslüman olan Medineliler, Peygamberimize ve ashabına yapılan zulüm ve işkenceleri duyduklarını ve çok üzüldüklerini söyleyerek "Ya Rasulallah, biz seni lider olarak görmek istiyoruz. Bütün yönetimi sen yap" diye Medine'ye davet etti. Bunun üzerine Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) ashabının gizlice birer ikişer gruplar halinde farklı yollardan Medine'ye yerleşmelerini sağladı. Tek hedefleri Kuran olan ve Allah'ın yegane ilah olduğuna inanan kadın, erkek ve çocuktan oluşan toplam 300 sahabe, Medine'ye hicret etti. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) ise daha sona Hz. Ebu Bekir (r.a.) ile birlikte insanlık tarihine yön verecek büyük yürüyüşe çıktı" ifadelerini kullandı.