Kovulmuş şeytanın adımlarını izlemeyin
Biz sırat köprüsünü bu dünyada geçiyoruz. Her gün yaptığımız onlarca tercihi üst üste koyunca, attığımız her adımı birbirine ekleyince; cennet oluyor ya da cehennem. Unutma! Şeytan, insanı adım adım saptırır. Kimsenin kulağına eğilip: “İnkâr et Allah’ı, kâfir ol.” demez
- Ramazan
- Giriş Tarihi: 14 Nisan 2021
Allah Subhanehu ve Teala'nın halife olarak yarattığı Adem'e secde etmediği için cennetten kovulan şeytanın tek amacı, insanı sırat-ı müstakimden saptırmak. Biz insanların bu dünyadaki yegane görevi ise Allah'ın bize emrettiği şekilde yaşayıp kulluk görevlerimizi yerine getirmek. Çünkü ayette buyurulduğu gibi Allah (c.c.) cinleri ve insanları ancak ibadet etmeleri için yaratmıştır. Bu ibadet görevimizi yaparken nelere dikkat etmemiz gerektiğini dini konularda kendisini yetiştirmiş bir kişi olan Hüseyin Şanlı hocamız ile yaptığım ramazan sohbetimizi sizlere aktarıyorum.
Hüseyin Şanlı
HERŞEY BİR ADIM ATMAKLA BAŞLAR
Allah'ın insanı, meleklerin bile ulaşamayacağı derecelere yükselebilecek, en güzel biçimde yaratmıştır. Kuran'da bunu şöyle anlatır: "Biz insanı en güzel biçimde yarattık." (Tin Suresi, 4) Buna rağmen yaratılışta kendisine verilen yetenekleri ve sorumlulukları görmezden gelip, başına buyruk yaşayarak en aşağılık varlık da olabilir. "Sonra da onu aşağıların aşağısına çektik." (Tin Suresi, 5) Meleklerle mi yoksa aşağılık olanlarla mı yarışacak bunu kişinin tercihleri belirler. "Ey iman edenler, şeytanın adımlarını izlemeyin!" (Nur Suresi, 21). Allah (c.c.) bu ayette "şeytanı takip etmeyin" yerine "adımlarını izlemeyin" diyerek özel bir vurgu yapmış sanki. Zira şeytan, insanı adım adım saptırır. Kimsenin kulağına eğilip: "İnkâr et Allah'ı, kâfir ol." demez. Çünkü bu şeytanca değil, aptalca olur; şeytan ise aptal değildir. Cennet yoluna da cehennem yoluna da adım adım girilir. Kimse bir günde azılı bir kâfir ya da takva sahibi, muttaki bir Müslüman olmamıştır. İyi ve kötü olan şeyler, en uzun mesafeler bile bir adımla başlar. Önce bir nefes sigara, sonra belki esrar, bir kadeh içki, zina, kumar (bahis, at yarışı, loto, piyango...) Kısa bir süre sonra, Allah'ın yasakladığı şeyleri yapmaya alışmış biri olabilirsin. Diğer taraftan bir abdest, sonra belki başlangıç olarak iki rekât namaz... yalanı da terk edersin belki ve başka güzel şeyler... Ve Allah'ın hoşlandığı şeyleri yapmaya alışmış, bundan zevk duyan biri de olabilirsin. Bunu tamamen senin tercihlerin belirler. Biz sırat köprüsünü bu dünyada geçiyoruz. Her gün yaptığımız onlarca tercihi üst üste koyunca, attığımız her adımı birbirine ekleyince; cennet oluyor ya da cehennem.
Unutma!
Şeytan, insanı adım adım saptırır. Kimsenin kulağına eğilip: "İnkâr et Allah'ı, kâfir ol." demez. Dün hiçbir şey yapmamıştın, şimdi kalkıp abdest alsan, dünden bir adım önde olacaksın. Şimdiki vaktin namazını kılsan dünden kat kat uzakta ama Allah'a dünden yakın olacaksın. Yarın ona bir başkası daha eklenir belki kim bilir? Sana aklına esince namaz kıl demiyorum yanlış anlama. Sadece cennete doğru bir adım daha... Birini kılmadın diye diğerini de bırakma. Şeytan Adem'e secde etmedi ve ilahi huzurdan kovuldu, bu yüzden secde eden birine tahammül edemez. Bir şekilde kişiyi vazgeçirmeye çalışır. Kullandığı yöntemin biri de kulun ibadetini kusurlu göstermek şeklindedir. Sanki kendisi 5 vakit namaz kılıyormuş gibi gelip senin kulağına şöyle fısıldar, içinde oluşan şu duygular onun fısıltılarıdır: Böyle namaz mı olur? Bu saatte namaz mı kılınır? Sabahı kılmadın bu öğle nereden çıktı? Ya hepsini kıl ya da bırak...
SUÇLULUK DUYGUSU ŞEYTAN'DAN
Ona aldırmayın, gücünüzün yettiği kadar kulluk yapın. Bugün hiç namaz kılmadınız ve akşam oldu, o zaman akşamı kılıp oradan devam edin. Dün hiç kılmadıysanız, bugün tekrar başlayıp bugünden devam edin. "Ben çok günahkârım, bu kadar şeyden sonra Allah beni affeder mi?" diye düşündürebilir şeytan sizi. Siz belki affedilmeye layık değilsiniz; ama Allah affetmeye layık değil mi? Hem siz, kendileri gibi olmaya çalıştığımız sahabeler kadar günah batağının içine düşmüş olamazsınız. Çocuğunuzu diri diri toprağa gömdünüz mü mesela? Önemli olan nereye düştüğünüz değil, nereye sıçrayacağınızdır. Düştüğümüzde değil, kalkmaktan vazgeçtiğimizde yeniliriz. Onlar geçmişin pislik yığınlarının üzerinde kıyamete dek pek az kişinin ulaşabileceği bir yüksekliğe sıçramayı başardılar. Geçen geçmiştir. "Günahına tövbe eden hiç günah işlememiş gibidir." Hiçbir şey yaptırmayan suçluluk psikolojisi şeytandandır. Affedilmek için çabalatıyorsa pişman olmak güzeldir, pişman olmak tövbe etmenin ilk adımıdır.
CENNETE DOĞRU BİR ADIM DAHA
Kişinin kendini affedebilmesi en büyük bilgeliktir. Hiç kılmamaktansa, önceleri sadece farzları kılın. Bu alışkanlık oturduktan sonra sünnetleri de kılmaya başlayacaksınız ister istemez. Siz bu farzlara bir alışın hele, gece nafile namaz kılmaya bile kalkarsınız ileride. Size aklınıza esince namaz kılın demiyorum yanlış anlamayın. Sadece cennete doğru bir adım daha... Birini kılmadın diye diğerini de bırakma. Geldi bak şehri Ramazan, başlamak için ne güzel bir zaman, vira bismillah...