Hendek Savaşı istihbarat zaferidir
Hendek Savaşı, tarihin örneklediği en büyük istihbarat zaferidir. Hz. Muhammed Aleyhisselam’ı devlet yönetimi ve ordu komutanlığıyla tanıyıp çağımıza uyarlama gibi bir görevimiz var. Çünkü İslamiyet sadece namaz, oruç, haç ve bazı ritüellerden ibaret değil. Resulullah, bize hayatın her alanında en güzel örnek olmuştur.
- Ramazan
- Giriş Tarihi: 17 Nisan 2021
ASR-I Saadet konusunda uzun yıllara dayalı araştırmaları bulunan Eflatun Saygılı, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) ashabıyla birlikte hicret ettiği Medine'de tam bir İslam Medeniyeti kurduğunu anlatmaya devam etti. Bedir ve Uhud Savaşları'nda amaçlarına ulaşamayan Müşrikler, çevreden kendilerine destekçiler bulup topladıkları 10 bin kişilik bir ordu ile Medine'deki Müslümanlara saldırmak ve yok etmek istediler. Müslümanların güçlenmesini istemeyen kabile reislerini toplayan müşrikler, "Eğer Müslümanları yok etmezsek ellerinizdeki köleler gidecek. Bütün düzeniniz bozulacak" dediler. Saygılı, Bedir ve Uhud Savaşı'nın ardından gerçekleşen Hendek Savaşı'nın ise büyük bir istihbarat zaferi olduğunu detaylarıyla anlattı.
4 KİLOMETRELİK HENDEK KAZILDI
PEYGAMBERİMİZ Hz. Muhammed'in (s.a.v.) topluma Allah'ın hükümlerini bildirmek ve yaymak için yasama yürütme yargı gibi bir devlet sistemi getirerek çapulcu kabile sistemini değiştirdiğini anlatan Eflatun Saygılı, Medine'deki 2'si Arap, 3'ü Yahudi olmak üzere 5 kabile ile Medine Sözleşmesi imzalandığını söyledi. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni gölgede bırakacak böyle güçlü sistemin kurulup çevredeki diğer toplulukların da akın akın Peygamberimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v) biat etmesini müşriklerin sindiremediğini anlatan Saygılı, "Müşrikler bu kez 10 bin kişilik bir hazırlık yaparlarken, Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) amcası olan ve Müslüman olduğu halde bunu gizleyen Abbas, gizli bir istihbaratla Medine'ye bu bilgiyi ulaştırıyor. Bunun üzerine Hz. Muhammed (s.a.v.) sahabeyi toplayıp ' kardeşlerim yine bir saldırıyla karşı karşıyayız ne düşünürsünüz' diye soruyor. SELMAN-I Farisi 'Ya Rasulallah ben Müslüman olmadan önce benim memleketimde düşman geleceği zaman bulunduğumuz civarın etrafına atların ve develerin geçemeyeceği şekilde derince hendekler kazardık' önerisinde bulundu. Böylece açık olan 4 kilometre vadi araziye hendek kazılıyıor. Diğer yerler zaten volkanik kayalık ve sivri uçlu taşlar olduğu için buraya geçemezler. Arkadaki yeri de anlaşmalı olan Kureyza Yahudileri koruyor. İttifakla sahabe hendek kararı veriyor. Bütün sahabe kazma kürek gece gündüz aç susuz şekilde 3 metre genişliğinde 3 metre derinliğinde 4 kilometreyi kazıp bitiriyorlar. Müşrik ordusunun başkomutanı Vahşi'nin öldürdüğü Hz. Hamza'nın (r.a.) ciğerini yiyen Hint isimli kadının kocası olan Ebu Süfyan idi. 10 bin kişilik müşrik ordusu çıkıp geliyor. Bu sefer işi bitirdik diye geliyorlar. Hendeği görünce şaşırıyorlar. Bu hendeklere ne at ne deve girebilir ne de çıkabilir. Yer yer teşebbüs etseler de başarısız oluyorlar. Bu sırada daha önce Hayber'e sürgün edilen Yahudilerden Beni Kaynuka Reisi Ahtap Bin Huyey Hayber'den gizlice gelip Kureyza Yahudilerine 'Kardeşlerim gün bugün. Ebu Süfyan 10 bin kişiyle geldi. Müslümanlarla ittifak yapıp bu ordulara bulunduğunuz yerden girişine izin vermezseniz İslamiyetten asla kurtulamazsınız. Bizim başımıza gelen sürgün sizin de başınıza gelir' diye sesleniyor. Kureyza lideri başta bunu kabul etmeyerek "Biz Peygamberden memnununuz. Siz yanlış yaptığınız için sizi sürgün etti" diye cevap veriyor. Ama yine de ikna oluyor. Bu arada Medine'ye yakın bir yerde Gatafan diye bir Arap kabilesi var. Onlara da müşrikler, 'savaşı kazanırsak Medine'nin bir yıllık hurmasının gelirleri sizin olacak' deniyor. Bunun üzerine 1000 kişi de Gatafan kabilesinden geliyor. Böylece Mekkeli Müşrikler, Kureyza Yahudileri ve Gatafan olmak üzere 10 binden müşrik Müslümanlara karşı birlik oluyor.
"HARP HİLEDEN İBARETTİR"
HZ. Muhammed'e yapılan bu ihanet, Gatafan kabilesindeki Nuaym bin Mesud'un gücüne gidiyor. 'Onun gibi bir insana karşı geliyorlar' diye düşünüp orayı terk ederek dikkat çekmeden Hz. Muhammedin huzuruna çıkıp 'Ya Muhammed ben kalben Müslümanım Gatafan kabilesindenim. Bu alçakların konuşmalarını dinledim. Benim kavmimde onlarla ittifak halinde. Kureyza Yahudileri kendi mahallelerinin olduğu yerden müşriklerin girişine izin verecekler' diyor. Peygamberimiz buna üzülüyor. Nuaym bin Mesud 'Ya Resulallah hile yapabilir miyim?' diye soruyor. Peygamberimiz "Harp hileden ibarettir" diye buyuruyor. Yuva yıkılmasın diye olduğu gibi savaşta yalan söylemek ve düşmanı aldatmak caiz olur.
MÜŞRİK ORDUSU HEZİMETE UĞRADI
BUNUN üzerine Nuaym bin Mesud, tekrar aynı topluluğa giderek 'Ey Yahudi cemaati çok tehlikeli bir iş yapıyorsunuz. Hava güz mevsimi aralık ayı. Çölde kum rüzgarı başlar ve gece çok soğuk olur. Ebü Süfyan daha fazla tutunamaz çekip gider. Sizin de onlarla işbirliği yaptığınız duyulursa Hz. Muhammed, omuz üstünde baş bırakmaz çünkü ihanet etmiş ve sözleşmeyi bozmuş oluyorsunuz' diyor. Bunun üzerine Kureyza Yahudileri 'Ya Nuaym var mı aklına gelen bir çare' diye sorunca Nuaym 'evet aklıma gelen bir şey var ama yapıp yapmamak size ait. Kureyli müşriklerin önemli kişilerinden 10 kişiyi Ebu Süfyan'dan isteyin. Bu kişiler gelip bizim yanımızda rehin olarak savaşsınlar. Bu 10 kişi buradayken onlar cepheyi terk edemezler. Bu garantiniz olmazsa çekip giderler. İhanetiniz ortaya çıkar' diyor. Bu sefer Ebü Süfyan'ın karargahına giden Nuaym, "Seninle bir anlaşma yapmışlar şimdi anlaşmayı bozdular dostluklarını Muhammed'e ispat için senden 10 tane adam isteyip hepsini Muhammed'in önünde kellerini kesecekler" Bunu duyunca küplere binen Ebu Süfyan 'Zaten Yahudiler tarih boyunca ihanet eden bir topluluk' deyip kızıyor. Oluşturulan Yahudi heyeti Ebu Süfyanın yanına gidiyor. Daha bir şey demeden Ebu Süfyan, hepsini kılıcıyla karşılıyor ve hepsini kılıçtan geçiriyor. Şafak vakti fırtına kopuyor çadırlar yıkılıyor. Ebu Süfyan 'Ben Mekke'ye dönüyorum. Hanımlarını özleyen geri gelsin' diyor.
GÜNÜN DUASI
"ALLAH'IM! Bizi bağışla, bize merhamet eyle, (ibadetlerimizi, hayır ve hasenatımızı, dualarımızı) kabul eyle, bizi cennete koy, bizi cehennemden azat eyle, bütün işlerimizi ıslah eyle." (İbn Ebî Şeybe, Dua, 135, No: 29342)