Bornova Müftüsü Mesut Harmancı, Kur'anı Kerim okumanın faziletlerini ayet ve hadisler ışığında Yeni Asır'a anlattı. Harmancı şunları söyledi: Yaratılan binlerce canlı içerisinde akıl ve şuur sahibi olan ve aynı zamanda Hz Allah'ın (c.c.) yeryüzünde halifesi olma şerefini üzerinde taşıyan yalnızca insandır. İnsana, başta herhangi bir iradi fonksiyonu olmaksızın bu şerefi kazandıran Cenab-ı Hakk, onu her dönemde kendisine muhatap kabul etmiş, bu önemli görev ve pâyeyi değişik zamanlarda hatırlatmış ve bunun insanlara ulaştırılması için de farklı zaman ve mekânlarda peygamberlere "sahifeler" ve "kitaplar" inzal buyurmuştur. Gönderilen bütün ilâhi beyanlardaki temel gâye, insana mevhibe-i ilâhi olarak verilen bu şerefin asla unutulmaması, yaratılıştaki sırrın farkında olunması ve netice olarak da dünya-âhiret mutluluğunun yakalanmasıdır.
KURAN, KAİNATIN TERCÜMESİDİR
HZ Âdem'e o dönemin ihtiyaçlarına göre "sahife"ler şeklinde verilen ilâhi beyan, kendisini takip eden Hz İdris, Hz Nûh ve Hz İbrâhim gibi peygamberlere sayfası ve muhtevası daha geniş "sahife"ler şeklinde devam etmiş. Hz Mûsa ve Hz İsa'ya "kitap" olarak nâzil olmuştur. Son olarak da Hz Muhammed'e (s.a.v.) bütün kitapları özetleyen, doğrulayan, bütün zaman ve mekânlara yetecek ölçülere sahip olan özellikleriyle Kur'ân nâzil olmuştur. Kur'ân, kâinat kitabının bir tercümesidir. Cenab-ı Hakk'ın hem tekvînî hem de teşrîî âyetlerini okuyan bir tercümanıdır. Görünmeyen ve görünen âlemin açıklayıcısıdır. Allâh'ın isim, sıfat ve fiillerine ait özellikleri anlatan bir rehberdir. Meydana gelmiş ve gelecek olayları haber verendir. İnsanlığın terbiyecisidir. İnsanlığı mutluluğa götüren hakiki mürşididir. Özetle, bütün insanlığın her türlü manevî ve fikrî ihtiyaçlarına kaynak olacak kitapları ihtiva eden kutlu bir kitaptır. KUR'ÂN'I okumakla insan, Yaratıcısına muhatap olma gibi elde edilecek makamların en üstününü yakalamış olur. Kur'ân'la Rabbini dinler ve Rabbiyle konuşur. Cenab-ı Hakk'ın kelâmı olan Kur'ân'ı okumak çok faziletli bir ibadettir. Hattâ İbnu'l-Cezerî selef âlimlerinin Kur'ân okumayı (nafile) ibadetler içerisinde birinci sıraya koyduklarını ifade eder. Nitekim Kur'ân'da bu hususa vurgu yapılarak "Allah'ın kitabını okuyanlar, namazı özenle kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan başkaları için gizli açık harcayanlar, asla zararla sonuçlanmayacak bir ticaret umabilirler.." (Fâtır, 35/29) buyurulmuştur.
EN SEVİMLİ AMEL HANGİSİDİR?
ALLAH Resûlü (s.a.s.), Kur'ân okumanın fazileti üzerinde durmuş ve bunu fiilen uygulamıştır. Bir adam: "Ey Allah'ın resulü, Allah'a hangi amel daha sevimlidir?" diye sordu. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Yolculuğu bitirince tekrar yola başlayan" cevabını verdi. "Yolculuğu bitirip tekrar başlamak nedir?" diye ikinci sefer sorunca: "Kur'ân'ı başından sonuna okur, bitirdikçe yeniden başlar" cevabını verdi." (Tirmizî, Kırâat: 4, 2949). Başka bir hadiste ise Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) "Kur'an okuyunuz. Çünkü Kur'an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir" (Müslim, Zikr 38) buyurmuştur.
HER HARFİ OKUYANA KATKAT SEVAP
UHUD şehidleri defnedilirken ve daha sonra imam olmaya ehil kişi tespit edilirken, Kur'ân'ı iyi bilmenin bir ölçü olarak kullanılması da, Kur'ân bilme ve okumanın önemini ortaya koyan başka misallerdir. Kur'ân'dan ezberlenen kısımların unutulmasının büyük günah sayılması da Müslümanları, sürekli Kur'ân okumaya yönelten noktalardan birisidir. İbnu Mes'ûd (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'i dinledim, şöyle diyordu: "Kur'ân-ı Kerîm'den tek harf okuyana bile bir sevab vardır. Her hasene on misliyle (kayde geçer). Elif-Lâm-Mim bir harftir demiyorum. Aksine elif bir harf, lâm bir harf ve mim de bir harftir." (Tirmizî, "Sevâbu'l- Kur'ân", 16)
GÜNÜN DUASI
"ALLAH'IM! Senden iman içinde sağlık, güzel ahlâk içinde iman, peşinden rahmet, âfiyet, mağfiret ve rıza gelen bir kurtuluş istiyorum." (Hâkim, De'avât, No: 1919)
HER HARFİ OKUYANA KAT KAT SEVAP
UHUD şehidleri defnedilirken ve daha sonra imam olmaya ehil kişi tespit edilirken, Kur'ân'ı iyi bilmenin bir ölçü olarak kullanılması da, Kur'ân bilme ve okumanın önemini ortaya koyan başka misallerdir. Kur'ân'dan ezberlenen kısımların unutulmasının büyük günah sayılması da Müslümanları, sürekli Kur'ân okumaya yönelten noktalardan birisidir. İbnu Mes'ûd (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'i dinledim, şöyle diyordu: "Kur'ân-ı Kerîm'den tek harf okuyana bile bir sevab vardır. Her hasene on misliyle (kayde geçer). Elif-Lâm-Mim bir harftir demiyorum. Aksine elif bir harf, lâm bir harf ve mim de bir harftir." (Tirmizî, "Sevâbu'l- Kur'ân", 16)